UYAN GÜZEL ŞEY UYAN
22.08.2003
UYAN GÜZEL ŞEY, UYAN!
Küçük bir kulübe de, dünyayı seyretmek şansına sahip buluyorsan kendini, seni kıskanmamak elimde değil. Gözlerinin her açılışı, sana kayıp resimlerin birer suretini mi çıkarıyor.
Beni konuşmadığım halde de duyabiliyor musun? Sana inanmak isterdim! Dünyanın çığlıkları yerine, mutluluk nidaları mı geliyor kulağına?
Hasetlenmiyorum. Ama sana öykündüğüm bir gerçek. Ben cebimdeki paranın hesabını bilmezken, sen bütün dünyayı satın almaktan bahsediyorsun. Çılgınlıkların beni dahi bezdirmişken, anlattığın masalları kimsenin dinlemeyişi seni şaşırtmamalı. Bunda şaşılacak ne var? Sen masalları gerçek sanıyorsun!
Uyan güzel şey, uyan!
Dünya bağırsa bağırsa, “savaşın” diye atıyordur çığlıklarını, senin duyduğun şey belki midenden geliyordur. Mutluluk “gık” dese, duyabilirim. Ben, bebeklerin kanlı resimleriyle dalıyorum uykuma, senin gördüklerin yüzyıl öncesinin. Sen uykunda çiçek tarhlarında dolaşıyorsun, ben savaş meydanlarında; kimsesiz yüzlerin veda anonsunu yapıyorum.
Söylesene güzel şey, hiç, bir yıkıntının altından, kardeşini cesedini çıkarmış biriyle göz göze geldin mi? Ölümlerin ağırlığını taşımaktan bir habersen, bana mutluluğun resmini çizme ne olur.
Seni dinlemek bile acılarımı ağırlaştırıyor.
Bu kadar uykuya düşkünsen, düşlerinin gerçek olduğunu söylememelisin. Uyumak senin işin, uyanık kalmak benimki… Bunları karıştırdığımız gün, senin mutluluk nidalarını duymamız işten bile değil. Kafesinde yaşayan serçelerden yalnızca biri olmak, seni özgür kalmış kuşların liderimi yapıyor? Uçmayı bile unutmuş bir kuşun, özgürlük öykülerini dinlemek, hele hele bu günlerde, pek yavan geliyor.
Senin şahane bulduklarına, ben burun kıvırıyorum. Ben ölüme isyan ediyorum, sen ölümle dalga geçiyorsun.
Ah güzel şey, ah...
Sen kalabalıkları özlüyorsun, çaka satmak için, onlar kalabalıkları yaşamak için istiyorlar.
Bir mezar taşı hayal ediyorlar, başında gece gündüz nöbet tutmaya, sen ancak arife günlerinde hatırlıyorsun mezar taşlarını yerini.
Gözlerinin örtüsünü kaldırmıyorsan bile, kalbininkini arada bir çıkarıp havalandırırsan, gördüklerin seni üç yüz atmış beş gün uyutmayacak.
Belki de bu yüzden, sana “güzel şey” diyenlere kanıp duruyorsun!
TALAN AYŞE KANCA