- 217 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİZANS ANADOLU; ANADOLU TÜRKİYE OLDU
BİZANS ANADOLU; ANADOLU TÜRKİYE OLDU
Sultan Alparslan Anadolu’ya bir kapı açmak için niyetlendiğinde yalnız değildi Ama öyle küfre denk gelecek çoğunlukta bir ordusu da yoktu. yeni Sultan olmuş sultan olabilmek için gücünün bir kısmını harcamıştı. Horasan savaşı ile Anadolu’ya bir geçit açan Türkmen beylerinden de cesaret alarak. Adı büyük ama gücünü bayağı bir yitirmiş olan Büyük Selçuklu sultanı olmuştu.
İlk harekâtı Kars yöresine yaptı. Kars kalesi fethedilince Anadolu’nun içlerine doğru ilerlemeye ve küçük, küçük hareketlerle İçerlere doğru ilerlemeye çalışırken bir yandan da büyük Selçuklunun uç beyi gibi hareket eden Türkmen boyları vardı. Bizans bunlara saldırırsa bu boylar geri döner Hazar’ın güneyine kadar çekilirlerdi.
Büyük Selçukluya boyları korumak ve himaye gibi bir görevinide üstlenmişti. Hatta Afşin Bey İnce bir koridor şeklinde İstanbul’a kadar ilerlemiş olmasına rağmen, buralarda ordusunu emin bir şekilde göremiyor zaman zaman geri çekiliyordu. Türkmen Boylarını himayesine alsada hiçbir zaman onların varlığı ya da yokluğu konusun da emin olamıyordu. Zira Türkmenlerin düzenli Bizans ordularına karşı mücadele edecek güçleri yoktu. Bu yüzden Bizans orduları üzerlerine geldiği zaman Türkmenler, Kafkaslara çekilmek zorunda kalıyorlardı. Bu koridor ile Anadolu’yu tamamen almak imkânı olmadığına göre ve Anadolu beyliklerine her an gelip yardım etme güçlüğünü de düşünürsek Çok detayla bir savaş planı hazırlanması gerekiyordu. Alparslan güçlü bir ordu hazırladı.
Bizans kıralı romanos Diogenes Türkmen boylarını tamamen Anadolu’dan atmak için harekete geçti. Bizansın karşısında İslam dünyası birlik olup Tüm dini oterilerde medreseler ve halk arasında Şu enteresan dualar yapıldı. Halk arasında büyükten küçüğe herkes aynı duada birleştiler. Eğitim medreseleri de bu duaya iştirak etti.
======= ("Allah’ım! İslam sancağını yükselt ve ona yardım et... Müminlerin emirinin burhanı olan Sultan Alparslan’ın senden dilediği yardımı esirgeme ki, o sayede hükmünü yürütsün, şanını yaysın ve zamanın güçlükleri karşısında kolayca yerinde tutunabilsin. Senin dinini şerefli ve yüce tutabilmesi için onu lütufkâr ve her zaman etkili olan desteğinden mahrum etme.
Onun kâfirlerin karşısındaki bugünü yarınına da yetsin. Ordusunu meleklerinle destekle. Niyet ve azmini hayır ve başarıyla sonuçlandır. Çünkü o senin ulu rızan için rahatını terk etti. Malı ve canıyla senin emirlerine uymak amacıyla senin yoluna düştü...Allah’ım! O nasıl senin çağrına uyup dininin korunmasında gevşeklik göstermeden emrine uymuş ve düşmanlarına bizzat karşı koyarak dinine hizmet için geceyi gündüze katmışsa, sen de ona zafer kısmet eyle, dileklerinde ona yardımcı ol, kaza ve kaderini onun için tecelli ettir... Yapmak istediği her işi ona kolay kıl. Ta ki, onun düşmana karşı olan kutsal hareketi, zaferden ışık alsın ve müşrikler zümresinin, hak yollarını göremeyip sapıklıkta gözleri yumulsun.
Ey Müslümanlar! Doğru bir niyet, dürüst bir azim ve Allah’tan korkan temiz kalplerle ve ihlas bahçesinden kısmet alan inançlarla onun için Allah’a yalvarıp yakarınız. Onun güçlü, kuvvetli olarak düşmanlarını mahvetmesi, sancağını yükseltip zaferlerin en son derecesine eriştirmesi ve gayesine nail olması hususunda Allah’a dua ve niyazda bulununuz. Allah’ım! Onun bütün güçlüklerini kolaylaştır ve müşriklere onun önünde boyun eğdir."===========)
Nihayet 26 AĞUSTOS 1701 Cuma günü Malazgirt ovasında karşı karşıya geldi. İki orduda gayet temkinli hareket ediyordu
======= (’’ cuma sabahı bütün komutanlarını topladı ve onların yanında Allah’a şöyle dua etti: "Ey Allah’ım, Sana müvekkil oldum ve bu cihatla Sana yaklaştım, Senin katında secdeye kapanıyor ve yalvarıyorum. Bu sözlerim, gerçek duygularımı ifade etmezse beni, yanımdaki yardımcılarımı ve askerlerimi yok et! Eğer içtenliğimi kabul ediyorsan, düşmanlara karşı bu cihatta bana yardım et ve beni muzaffer bir Sultan kıl!"=======’’)
Buma namazını kıldıktan sonra, "Ölürsem kefenim olsun" dediği beyaz bir elbiseyle ordusunun karşısına çıkıp "Ey askerlerim ve komutanlarım! Daha ne zamana kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekleyeceğiz? Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatte düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç hasıl olacaktır, aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler serbestçe geri dönebilirler. Biz, Müslümanların eskiden beri yapageldikleri bir gaza yapıyoruz" Bunun üzerine ordu siz neredeyseniz biz oradayız deyip Atlarını süslediler. Sultan’ın konuşmasını heyecan içinde dinleyen asker ve komutanlar hep bir ağızdan, "Ey Sultan, biz senin emrindeyiz, sen ne yaparsan biz de aynısını yaparız ve sana yardım ederiz, istediğin gibi hareket et" dediler.
Bunun üzerine Sultan Alparslan atının kuyruğunu bizzat bağladıktan sonra savaşı başlattı. Günlük savaş olarak ta bilinen bu savaş Dünya tarihinde Türk’ün adaletini Düşmanına muamelesini gördü ve bildi. Yenilgiyi acı acı yudumlayan Bizans askerlerinin bir kısmı dönüp kaçtılar. Bir kısmı esir alındı. Esir alınanların içinde kralda vardı Malazgirt Zaferi, Bizans ordusunu ve mukavemetini çökertti ve Anadolu’nun kapılarını sonuna kadar Türkmenlere açtı. Bizans’ın yediği bu büyük darbe, Türkmenlerin Anadolu’ya sel hâlinde dolmalarını sağladı. Anadolu "Türkiye" oldu.
DEVAMEDECEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.