- 180 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EKREM AKURGAL.
EKREM AKURGAL KİMDİR?
Arkeolog, ordinaryus profesör (D. 30 Mart 1911, Tulkarem / Hayfa / Filistin- Ö. 1 Kasım 2002, Karşıyaka / İzmir). Annesinin ailesinin Filistin’deki çiftliğinin bulunduğu Hayfa’da doğdu. Osmanlının Hersek ilinde müftüler yetiştirmiş olan köklü bir aileden gelen babası, başkentte doğmuş olarak görünmesini yeğlediğinden, doğum yerini nüfusuna İstanbul olarak yazdırmıştır. Çok küçük yaşlardayken ailesi Hayfa’dan İstanbul’a dönmüş, bir süre Adapazarı’nın Akyazı ilçesindeki çiftliklerinde oturmuşlardı. Ekrem altı yaşından itibaren halasının eski Hersek müftüsü olan ve Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) Arap edebiyatı dersleri veren kocası Cabizade Ali Fehmi Efendi’nin evinde kalmaya başlamış ve ilk eğitimini burada almıştır.
Ekrem Bey, 1931’de İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra, yükseköğrenimine İstanbul Dârülünûnu (Üniversite) Hukuk Mektebi’nde başladı. İkinci sınıfta okurken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yurtdışı eğitimi sınavını kazanarak 1932’de arkeoloji öğrenimi görmek üzere Almanya’ya gönderildi. 1933-40 yılları arasında Berlin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde, ünlü arkeolog Gerhard Rodenwaldt’ın yanında klasik arkeoloji lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. Doktora öğrenimini “Griechische Reliefs des VI. Jahrhunderts aus Lykien” başlıklı tez çalışmasıyla bitirdi. Bu çalışma 1942 yılında Berlin’de kitap olarak da yayımlandı.
Erken Akurgal, 1934 yılında soyadı yasası çıkınca, babasının isteği üzerine, bir Sümer kralının adı olan ve Sümercede ‘su’ (a), ‘ülke’ (kur) ve ‘büyük’ (gal) sözcüklerinin yan yana gelmesinden oluşan Akurgal soyadını aldı… 1941’de Türkiye’ye dönen Akurgal, o dönemde kürsü başkanlığını Remzi Oğuz Arık’ın yürüttüğü, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Kürsüsü’nde öğretim üyeliği görevine başladı. Harpy Anıtı üzerindeki çalışmasıyla doçentlik sınavına verdi ve 1941’de doçent unvanı aldı. 1949 yılında profesör, 1957 yılında ordinaryüs profesör oldu. 1956 yılında, alanın en seçkin dergilerinden biri olan “Anatolia”yı kurdu ve burada arkeoloji, Hititoloji ve Türk sanat tarihi ile ilgili seçkin makalelerin yayımlanmasını sağladı. 1958-59 yılları arasında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığı yaptı.
Ord. Prof. Akurgal, Batı Anadolu’nun Demir Çağı (MÖ 1200-600)’nı aydınlatmak amacıyla, çeşitli kurumların desteğini alarak Eski İzmir, Phokaia (Foça), Sinop, Daskyleion (Ergili), Çandarlı ve Erythraie kazılarını yürüttü ve bu kazılarda ulaşmış olduğu bulgulara ve bilgilere dayanarak Hitit, Hurri, Geç Hitit, Urartu, Frig, Lidya, Kayra, Likya, Yunan, Roma ve Bizans dönemleriyle ilgili Anadolu tarihinin ve özellikle de uygarlık ve sanat tarihinin büyük bir kesitini sergileyen çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı. Ülkemizde klasik arkeoloji çalışmalarının gelişmesini sağlayan çok sayıda öğrenci yetiştirdi.
Özellikle Bayraklı Höyüğü’nde yaptığı arkeolojik kazılarla eski İzmir kentini açığa çıkaran ve değerli araştırmalarıyla Anadolu kültür tarihinin aydınlanmasına önemli katkılarda bulundu. Akurgal, en önemli yapıtlarından birisi olan “Orient und Okzident”te (1966), Doğu sanatının Batı sanatı üzerindeki etkilerini araştırdı ve kullanmış olduğu “stilistik yöntem”le geç Hitit sanatının Yunan sanatı üzerinde büyük etkilerde bulunduğunu açığa çıkardı. Aynı tarihlerde bilim tarihçisi Aydın Sayılı da “Mısırlılar’da ve Mezopotamyalılar’da Matematik, Astronomi ve Tıp” (1966) adlı kitabında, Doğu bilimi ile Batı bilimi, yani Yunan bilimi arasındaki etkileşimi ortaya koymaya çalışmıştı. Akurgal’ın bu kitabı bilim çevrelerinde büyük ilgi uyandırdı ve Almancasının ardından Fransızca, İtalyanca ve İngilizce baskıları da yapıldı. Ayrıca Eski Yunan, Hitit - Hatti ve eski Anadolu uygarlıkları üzerine dünyada ve Türkiye’de çeşitli dillerde yazılmış sayısız makalesi yayınlanmıştır.
Kapatby ReklamStore
Akurgal, Avrupa‘da yedi akademiye üye ve dünyadaki pek çok bilim kuruluşuna şeref üyesi seçilmişti. Bordeaux Üniversitesi (1961), Atina Üniversitesi (1988), Lecce Üniversitesi (1990), Anadolu Üniversitesi (1990) kendisine şeref doktoru sanını verdi. Akurgal, ayrıca Federal Almanya Büyük Liyakat Nişanı Yıldızlı Rütbesi (1979), Goethe Madalyası (1979), Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü (1981), İtalyan Commandatore Nişanı (1987) ve Fransız Légion d‘Honneuer Officier rütbesi (1990) sahibiydi.
Akurgal, emekli olduktan sonra yaşamını İzmir‘de sürdürdü ve orada vefat etti. Vasiyetine uyularak, ilk kazı çalışmalarını başlattığı İzmir‘in Bayraklı semtinde toprağa verildi. Türkiye’de arkeoloji bölümlerinde akademik olarak görev yapmış ve yapmakta olan birçok arkeologun hocasıdır. Bu yüzden “Hocaların Hocası” olarak da anılır. Çalışmaları, kendisi de arkeolog olan ve sağlığında en yakın asistanlarından biri olarak ona yardımcı olan eşi Meral Akurgal tarafından sürdürülmüştür.
“Ekrem Akurgal Anadolu uygarlıklarının bugünkü Batı uygarlığının özü ve kökeni olduğunu doktorasını verdiği 40’lı yıllardan 1 Kasım 2002 tarihine kadar uzanan bir bilimsel yaşamda, tarihsel ve arkeolojik belgelerle kanıtlayan bir filozof, Türk Arkeolojisinin çağdaşlaşması için önünü açan, ülkesi ve ülkesinin insanlarıyla bu ülküde bütünleşen, ihtirasları olmayan gerçek bir bilim adamı, Anadolu’nun arkeoloji, tarih ve sanat alanındaki, Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlı arkeolog erenidir.” (Coşkun Özgünel)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.