Anıt Mezarlar mı Yoksa Anıt Ağaçlar mı
Anıt mezarlar geçmişten günümüze döneminin kralına, hakanına, hükümdarına; günümüzün mevkice en ileri olanına başkana başbakana yaşamı sonlandığında yapılan ihtişamlı ve görkemli yapılardır. Bu yapılar kişinin kendi döneminde inşa edilip öldükten sonra oraya gömüleceği gibi sonradan da inşa edilebilmektedir. Nemrut böyle bir yerdir mesela. Mısır Pramitleri’nin ihtişamı bu nedenledir. Kaya mezarları bu amaca yöneliktir.Günümüzdeki önemli liderler için yaptırılan anıt mezarlar bu hizmete matuftur.
...
Bu noktada anıt mezar mı yoksa onun yerine anıt ağaç mı denilecek olmuş olsa anıt ağaç derim ve tercihimi anıt ağaçtan yana kullanırım. Anıt ağaç belki küçücek bir tohumdan, fide veya fidandan çimlenecek, filiz verecek, boylanacak, kol dal ve sürgün verecek. Kökleri derine inecek tabana yayılacak. Zamana karşı yarışacak. Yıllar asırlar geçecek. Belki yüz, beş yüz, belki de beş bin yıl yaşayacak. Kendisi yaşarken nice ömürler gelip geçecek. Ne krallar ne hükümdarlar görecek. Nice savaşlara barışlara şahitlik edecek, insanlık adına olan tüm gelişmelerden haberdar olacak.
...
Ağaç canlı bir varlıktır. Nefes alır verir, su ve besin alır, meyve ve tohum verir. Tüm canlılar ona yuvalanır, ondan barınır, onun gölgesinde bir ömür sürer. Kimisi on, kimisi yüz yıl yaşar. Çınarsa bin meşeyse belki beş bin yıl yaşar. Asma zeytin ve cevizse onlara ömür biçilmez.
...
Taştan mı ağaçtan mı olmalı kabir. Taş soğuktan dondan büzüşecek, sıcaktan genleşerek çatlayacak, gün gün fırtınadan yağmurdan yağıştan aşınacak ancak ağaç hep yaşayacak büyüyecek gelişecek. O halde dikelim kabre selviyi sediri, çınarı meşeyi hem altta yatan rahat uyusun hem de yaşayan tüm varlıklar ondan barınsın, ileride anıt ağaç olsun, kralına vezirine şahitlik etsin.
Kemal GÜL
20.08.2022
YORUMLAR
Çok güzel yararlı bir paylaşım
Anıt ağaçlar olduğunu anlatan yazılar okumuş belgeseller izlemişizdir.
Bunların çoğu belirttiğini gibi dallı budaklı zamana direnen çadır gölgelerinde masalar kurulmuş çay kahvenargile içilip sohbet edilen ulu çınarlardı . İşte bunlardan gölgelerinde oturup çay içtiğim sohbetlere tanık olduğum ikisini gözüm önünde canlandırmış oldunuz Görevlerim gereği haritayı katlayanlardanım.
1975-76 PERTEK /Tunceli Çınar Altı
2005-6 YALVAÇ / Isparta Çınar Altı
Görmüşsünüzdür ; görmediyseniz görmenizi öneririm.
İkisi birbitinden muhteşem.Resmi kayıtlara belgesellere alınıp alınmadıklarını bilmiyorum Sordum mu sormadım mı anımsamıyorum,
Öyle muhteşemler ki gölgelerinde çay ocakları simitçi berrber vb. dükkanlarla küçük şirin birer çarşı ulu çınarın zamana direnen dallarında sabah akşam kuş sesleriyle
bir botanik bahçe mi rengarenk gelinlik bohça mı desem güzellikte oluşan Çınar Altı
çarşıları çay ocaklarının masaları bitişk ama sadece örtüleri farklı renkteler...
Pertekteki yanında taş korumalı kaynak ve harıl harıl akan taştan ark anımsadığım kadarıyla
Yalvaçtakinin önünde akarı olan tertemiz küçücek bir havuz.
Nasıl anmaya anımsanmaya önerilmeğe yazılmaya ve okunmaya değmez mi