- 263 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Geçmişten Günümüze Şehirler ve İnsanlar
Günümüzdeki şehirler ışıltılı ve parıltılı yönleriyle en elverişli yaşam merkezleri olarak görülse de işin aslı öyle değildir. Gerçek farklıdır. Şehirler büyümüştür ama eski niteliğinden çok şey kaybetmiştir. İnsan açısından asırlar öncesinin şehirleri daha yaşanılır yerlerdir. Hem güvenli, hem barınma yönlü, ihtiyacı giderme, vakti iyi kullanma, aradığını bulabilme ve içtimai yani sosyal açıdan çok daha elveriişli olan şehirlerdi. Eski ve yeni şehirler çok yönlü ele alınabilir, mukayese edilebilir. Özellikle büyüklükler yani ölçek boyutlu irdelenebilirler.
...
Mesela Roma en ihtişamlı döneminde günümüzden iki bin yıl önce bir milyon nüfusluydu ve dünyanın en büyük kentiydi. İmparatorluğun başsehriydi. Efes üç yüz, milet iki yüz bindi. O devirde dünya nüfusunun toplamı ikiyüz elli milyondu. Bugün için dünya nüfusu yedi buçuk milyarı bulmuş en büyük şehirler de aynı oranda artarak yirmi beş otuz milyonluk bir nüfusa ulaşmıştır. Nevyork, Tokyo, Tahran, Kahire, Moskova, İstanbul bu ölçekte olan şehirlerdir. Londra, Paris, Berlin, Lizbon, Ankara, Barselona bir boy küçük ama daha gelişmiş şehirlerdir. Alt yapıları daha düzenlidir. İnsanın
sorunsuz yaşayacağı şehirlerdir.
...
Gökdelen dikmek, merkeze çok katlı binalar yapmak, insanları bu binalara hapsetmek, yoksulu varoşlara, farklı unsurları banliyölere sıkıştırmak, paralı ve varlıklı olanıları villalara sakin ve sayfiye yerlere yerleştirmek, insanlar arasındaki bağı koparmak, teması engellemek, yalnızlaştırmak günümüz şehir anlayışının en önemli açmazlarıdır. Buradan çıkış var mıdır denilirse zordur. İnsanlar artık kendi iç dünyasında kalabalıklar arasında yalnız yaşamaya devam edeceklerdir. Nefes almakta zorlanacak, boğulacak ama sesini kimseye duyuramayacaktır.
Kemal SEYFİ
20.08.2022
Kemal SEYFİ
19.08.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.