- 369 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Değişmek ve Gelişmek
GELİŞMEK ve DEĞİŞMEK
Sevgili Üniversiteli Dostum,
Dün bir Üniversite mezunu gençle sohbet ederken “Üniversiteyi tamamladım, işe girdim, master yapacağım. Daha nasıl gelişeyim? “dedi. Anladım ki, gençler işe girince ve master falan yapınca kendini gelişmiş görüyorlar. Artık gelişmeye gerek duymuyorlar. Tecrübeyi küçümsüyor, sadece işi yani maddi konularda sıkışınca arıyorlar. Her şeyi maddeden görünce maneviyatı da kaçırıyorlar işte., Maneviyat ise bilgi ve sevgidir.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bu yaşa geldim ben, henüz tam geliştiğimi düşünmüyorum. Daha da gelişmek elimizde. Gençler genelde geyik muhabbeti yapmayı ve insanlarla sohbet ile ders çıkarmadan konuşmayı gelişmek zannediyorlar. Adı üstünde zan ediyorlar ferk etmiyorlar yani. Fark etmek gerçekçilik zan etmek ise şüphecilik içerir.
Sevgili Üniversiteli dostum,
O gencin öyle söylemesinden sonra bir kaç gence sordum. “Master yapmak, işe girmek gelişmek mi?” Sorduklarım yeni işe girmiş gençlerdi. Hepsi de “Tabii ki değil, daha çok gelişebiliriz istersek” dediler.
Sevgili Üniversitekli dostum,
Çok Üniversite mezunu ne yazık ki, tecrübeli ve bilgili insanlardan faydalanmamakta inat ettikleri gibi, onlar ile bir kaç sohbet edince yeterince faydalandıklarını zannediyorlar. Habuki, sana faydası dokunan insanı doğru tespit ederek devamlı iletişimde olarak faydalanacağın sorular sorarak gelişebilirsin. Ama maddi şeyler için soru sorarsan tabii ki gelişme olmaz. Sadece o anki maddi sıkıntısını giderir ve manevi faydalanan ise gerçek manada faydalanıyorsa o ömür boyu devam eder. Bu durumu görememekte bir nevi körlük değil mi sence?
Sevgili Üniversiteli dostum,
“Ben değiştim, geliştim” diyenlerin çoğu bunu sadece zan ile söylüyorlar. Maksat muhatabını değiştiğine inandırarak onlardan maddiyat sağlamak. Söz ve davranışları ile gelişimi göremediğini söylediğin zaman “tersine gelişim” gösterdiklerini ispatlayarak kötü konuşmaya ve davranmaya başlıyorlar. Bu da samimiyetlerine gölge düşürüyor.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Amaç yargılamak değil kimseyi tabii. Ama “ben değiştim” demekle değişimde olmuyor ve bunu biz değil iletişimde olduğumuz insanlar varsın söylesin. “Lafla gelişmek ve değişmek olmaz” Derler ki “Bir insanı her zaman aldatabilirsin. Bazılarını da bir veya birkaç defa aldatabilirsin. Ama her zaman herkesi aldatamazsın. Demek ki bazı gençler herkesi aynı kefeye koyarak her zaman “ geliştik” masalı ile aldatacaklarını sanıyorlar. “Her kuşun eti yenmezmiş” bunu bilmiyorlar galiba. Zehirler bazı kuşların etleri insanı. Her kuşun eti helal olmadığı gibi her hayvanın eti de yenmez. Bunu yapmaya kalkan ya zehirlenir ya da hastalanır. Zaten salgın hastalıklarda önüne gelen her hayvanın etini yemekten dolayı meydana gelmiyor mu? Gazetelerde okuyoruz haberi. O yüzden “ ben geliştim diyenlere de dikkat etmek lazım . Böyle önyargılı konuşmalar salgın gibi yayılırsa bu önyargılı konusmak hepimize toplumca zararlı olur. Böyle kendini gelişmiş sananlardan uzak kalmak en iyisi.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Böyle konuşan insnalara eskiden rastladığımda onlar adına üzülür ve “neden böyle düşünüyorlar, gelişime önem verip daha çok gelişseler olmaz mı ?” diye düşünürdüm. Baktım ki biz onlara üzüldükçe onlar böyle konuşma ve tutumlardan vazgeçmiyorlar. Artık düşünmemeye bakıyorum. Ama arada onlar bizimle muhatap olmak istedikleri zaman mecburen muhatap oluyor insan. Gene üzülüyor işte.
Sevgil Üniversiteli dostum,
Sanırım gençlerin “geliştim ve değiştim” diye kendilerini avutması, kendi gözlerini boyaması ve at gözlüğü takmalarından başka işe yaramıyor.
Sevgili Üniversiteli dostum,
İşte burada gerçek manada bize mektup yazan, sorularımızı cevaplayan, tecrübeli insanların varlığı bizim şansımız. Gençlerin tecrübe ve bilgili insanları fark ederek faydalanması onları geliştirir, böyle insanların çevrelerinde olduğu halde farkına varamamaları da onların zararına. Gençken fark edemeseler de ilerde fark edecekler. Tabii biliçlenenler fark edecek.Ömür boyu fark edemeyen tabii ki farkına varamayan da “ ben geliştim ama o fark etmedi” diyerek muhatabını suçlar.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bize düşen okuyarak, yazarak gelişmeye devam etmek ve zamanımızı etkili ve verimli kullanmaya bakmak. Elbet anlayan insanlar çıkar. Anlamayan olursa da evimizde iş yerimizdeki kitaplar bizi en güzel şekilde anlar.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Yaşadıklarımı sıcağı sıcağına ve hemen yazmak bana mutluluk veriyor. Unutmadan, bir gençle bu tecrübelerimi paylaştıkça sürekli, ben fark edemesem de insanların okuduklarını, faydalandıklarını hissetmek insana mektubun sonuna doğru rahatlık kazandırıyor. Okurken senin de rahatladığını beyninin ve duygularının gevşediğini ve bilginin arttığını hissederek geleceğe umutla baktığını anlıyorum. Öğretmek de öğrenmek kadar öğretici anlayan insana
Sevgili Üniversiteli dostum,
“Geliştim ve değiştim” diyerek kendimizi kandırmak ve bu aldatmacaya başkalarını da inandırmak yerine kendimizi daha iyi ve derinden gözlemleyerek, çevremizdeki insanların da fikrini alarak hatalarımızı tespit ederek telafi etmeye bakmak ancak geliştirir bizi. Bizi uyaran insanlara” bendeki gelişimi görmüyor” diyerek tavır takınmak , küsmek, ona kötü konuşmak ancak ilkel insanın tavrı. Bu ilkellikten kurtularak gerçekçi olarak kendimize bakalım.O zaman gelişme yolunda ilerlemiş oluruz. Bunu da çevremizde bilinçli olan insnalar fark eder ve bizlere destek olurlar. Anlamayan ve fark etmeyenleri bizim fark etmemizde nafile. Değere deger verilmesi gerektiği gibi biz de fark edeni fark edelim. Fark etmeyene bizde görmemezilkten gelelim yoksa onlar adona üzülürken bizler sterse girerek zararlı çıkacağız.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Kendi iç zenginliklerimizi göremesek ne kadar diplomamız çok olursa olsun zenginleşemeyiz. Gözlerimizle beraber gönlümüzü ve beynimizi de açarak öğreneceğiz ki öğrenmemiz sağlıklı olsun.Öğrenme vücudumzuun tüm organlarının ahengi ile olur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.