- 514 Okunma
- 3 Yorum
- 5 Beğeni
Kahvemi Soğutan Düşünceler
Durduğum yerde sadece ayaklarımın izi var. Yürüdüğüm yollarda, gezdiğim sokaklarda,gülüştüğüm ya da ağlaştığım insanların karşısında, sadece bana çok benzeyen, içi boş biri var.
Uzun zaman oldu, kendimden gideli. İçim boş, içim tenha bir sokak, içim akşamdan kalma bir otel odası gibi darmadağın, kısacası göz kamaştıran o halinden çok uzak şimdi...
Düşünüp duruyorum...
Ortalama değerlerle hayata tutunurken, en üst ya da en dip perdeden duyguların arasında sürekli gidip gelmek...bu ne manasız bir durumdur böyle.
Susuyorum, bu konuda Tanrı’ya diyecek sözüm bile yok.
Hadi diyelim ki suç bizde…
Peki...hımm...
Ne zaman teslim olup da dalıp gittik, bir daha uyanamazsın dedikleri o uykuya. Oysa, böyle bir uyarı olsa,insan daha da dikkat etmez mi…
Boşuna düşünüyorum,eninde sonunda uykuya teslim olacağımızı biliyorlardı değil mi…
İşte söz söylemeye gerek olmayan bir mevzu daha çıktı iyi mi…
Ah ki ah!!!
“Ben nerede hata yaptım?” diye sorsam kendime,doğrularımı unutacağım.
“ Hiç mi doğru bir şey yapmadım be!” desem,hatalarımı inkar etmeye başlayacağım…
“Sussssssss…”
“Sen en iyisimi sus.” dedi içimdeki şeytana henüz bulaşmamış yan…
Bulaşanın dediklerini aktarmaya varmıyor dilim,konuyu kapatmak lazım sanki yavaştan.
Oturduğum koltukta sadece bir popo izi var. Kahve çoktan soğumuş sehpanın üzerinde, acaba kendime gelmeme daha çok mu zaman var...
YORUMLAR
Bazen olur öyle, hatta dağarcığımızda da Literatürümüze de girmiş ''Arpacı kumrusu gibi düşünmek.'' özlü sözü vardır, düşünmesek ne yapacağız, Dolu dolu susup düşünmek de lazım bazen, dini yönü olanlar buna tefekkürde derler, ne derlerse desinler, dünyada bir dolu sinirimizi bozan, bir dolu aymazlık varsa biz de düşünüyoruz her duyarlı insan gibi, ha bu arada kahve de soğuyor soğumaya ama, ne yapalım o da işin cilvesi... Bir daha pişirip içilir ... Kutlarım içtenlikle Menekşe Hanım...
black_sky
Kahve gerekirse soğuk da içilir nasılsa.
Çok teşekkür ederim değer kattınız.
Saygı ve selamlarımla.
Hiç soru sormazdı zihnim, çünkü bedenim buna müsaade etmiyordu. Daha önemli olan benim dercesine bir koşuşturmanın içinde kendini pek önemsiyordu.
Sonra yoruldu. Az bi soluklanayım derken zihni ilk soruyu sordu.
İşin içinde yorulmanın ötesi var, dedi.
Bu bir soruydu...düşünmesi için.
Beden yine koşuşturdu ama bu gitgide yalpalıyordu. Zihin daha çok sorular sormaya başladı. Bu sorular; bazen masum bazen günahkar olabiliyordu.
Beden düşkünlük belirtileri gösterirken zihin çok güçlendi ama bedenin onca yıpranmışlığının da acısını barındırıyordu.
Sonra muhannete muhtaç hale geldi beden. Zihin çok acı çekiyordu...
Bedenim güçsüzleşirken zihnimin güçlenmesi zıtlıklar oluşturmuyor mu? dedi ruh!
Beden yığıldı kaldı, topraktaki, balçıktaki geldiğine dönüştü. Ruh ayrıştı.
Zihin saf ve masumdu...ruhla birlikte geldi. Tükenmişti,yorgundu, bitkindi. Çünkü tüm haksızlığı o taşımıştı
Tanrı onu bekliyordu. O da Tanrı'ya baktı.
Hani, dedi cehennem.
Tanrı sadece gülümsüyordu.
Soru çok ve büyük...bir kahve içiminde cevabı saklı belki de.
Sevgim ve saygım hep yüksek sana.
Erlik Aldacı tarafından 19.8.2022 16:51:40 zamanında düzenlenmiştir.
black_sky
Denge arayışları, zitlikların daha da artmasına sebep oluyor...tuhaf...ayarsız bir hale geliyor insan giderek...
Ve huzura erme isteği sanki kafaya doğrultulmuş, içinde tek mermi bırakılmış silahtan farksız hale geliyor..
Tuhaf.. tuhafliklar siradanlaşınca başka bir tehlike daha ortaya çıkıyor... Kendimize çektiğimiz limitlerin dur tabelaları giderek daha uzağa taşınıyor.
Tuhaftan öte tuhafliklar...
Bir kahve içimi arasında konuşulması gereken şeyler bunlar dostlarla...
Eksik olma dilerim üstat.
Saygım hep sevgimle.
Bana kalırsa bunca gidişten kayboluştan sonra dönüş yok şair dönüş yok
Dönüş için tüm ezberleri bozmak gerek
O da?!!!!!
Sevgimle
black_sky
Dönmek zor, girilen yeni yolda yürümek daha da zor...
Dediğiniz gibi;"O da!!!"
Sevgiler ve selamlar benden.