İnsanlık Tarihi Son On Bin Yıla Sıkışmış Olamaz
İnsanlık tarihi son on bin yıla sıkışmış olamaz. On beş yirmi milyar yıllık bir kainatta zerre-i miskal derecesinde bir zaman dilimi olan on bin yıllık süreç olsa olsa insanlığın ancak insan tarafından bilinen ve bilinebilecek olan bir zaman aralığıdır. Bunu şöyle düşünelim. Ailenizle geçmişiniz nereye kadar ilerleyebiliyor, nerede tıkanıyor. İlk ataya gidilebiliyor mu, ya da kaç nesil geriye gidilebiliyor. Bir yerde kalakalıyor ve daha öteye gidilemiyor. İnsanlık tarihi için de aynı yaklaşım önemlidir. Kendi secerenizi ne kadar ihtimamlı ve özenli de olsanız ancak yüz iki yüz çok çok beş yüz yıl geriye götürebiliyorsanız insanlık tarihini de çok çok on bin yıl ile sınırlı tutmak durumunda kalıyorsunuz.
...
Bu düzeyde gelişmiş bir varlık tüm hamlelerini son on bin yılda yapmış oalmaz. Öncesinin olması gerekir. Çok daha gerilere gitmek yüz bin beş yüz bin bir milyon yıl hesabı yapmak gerekir. Antropoloji meseleyi bu boyutlu ele alıyor ve bir atadan dönüşerek değişerek diyor ama bunlar varsayımdır. Sapiens olsa olsa kırk bin yıllık deniliyor. Fare için bile beş milyon yıl denilirken insan niçin bu dar bir alana sikışsın kalsın ki.
...
Adına neolitik dönem diyoruz, demir bakır tunç diye isimlendiriyoruz, tarım, sanayi ve bilgi devrimi ile taçlandırıyoruz ama insanlık çok daha öncesinin varlığıdır. Biz şimdilik bu günün bilgi ve verileriyle bu kadar gerilere gidebiliyoruz ancak ilerde çok daha farklı metotlarla çok daha eski dönemlere gidilebilir. Farklı iz ve işaretler sürülebilir. Insanlık tarihinde yeni keşifler yapılabilir.
Kemal GÜL
18.08.2022
YORUMLAR
Çok güzel doğru ve yerinde biryurum
aksini savunmak için ne olsun ki zorum
tekke ozanlarımız bile öyle düşünmüş
ya da bir dayanakları olmalı ki nefeslerinde
' 18 bnn alem'den söz etmektedirler
Bu 18 bin alem halen kainatta var olan değil
gelmiş geçmiş 18 bin alemden haber verdikleri
ve keza masallarda anlatılan devler camdan gümüşten saraylar
halen keşf edilmeyen dünyamızında üzerinde bulunduğu
kafdağı , taht-ı revanlar sihirli masaların vb. daha eski medeniyetlerin
kültürel kalıntıları olduğna dair iddia ve görüşleri görmezden gelmektense
insanlığı yok edici nükleer güç yarışı yerine insanlığın geçmişini nerden gelip nereye varacağı üzerinde barışında yarışmalı
Atlantis Nu Nuh Lut vb. yok oldukları anlatılan ve de anlaılan kavimle toplumlar medeniyetler dahası onların sahip oldukları metalar tekniler.. örneğin bir yazıda mısır ehramlarının (piramit ) ustalarının atlantis medeniyetinden kalma başka yazıda afrrikada uzaydan inip piramitleri yapan ekiple dönüş araçlarını kaçırdkları için kalakaldıklarını okumuştum öyle ya da böyle
öyle ya Piramitleri yapan ilmin ve kullanılan tekniğin teknolojinin bir geçmişi olmalı
amaan sabah sabah kafayı yemeden noktalamalıyım