- 305 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
"+ UÇ" şiir kitabına değini:
OKU/MALAR
İlkay Coşkun’un "+ UÇ" şiir kitabına değini:
Şiir ve deneme yazılarıyla farklı dergilerde imzasına sıkça rastladığımız İlkay Coşkun, edebiyat dünyamıza katkı sağlayan üretken bir şair/yazar. Daha önce sırasıyla:"Yüreğimden Süzülen Nağmeler, Düş Yolcusu, Bilonsa ve Bimola" adlı şiir kitapları ile "Kahve Bahane, İç Hatlar" adında yayınlanan denemeleri de bulunan İlkay Coşkun’un, Ekim 2020’de, KDY yayınlarından çıkan "+UÇ" şiir kitabı, sade bir ön kapakla önümüzde.
Gözde, Gaye, Vefa, Hüzün, Vatan, Tefekkür ve Küçürek adlı yedi bölüme ayrılmış kitap. Gazel ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerin de yer aldığı kitapta çoğunluğu, serbest şiirler oluşturmakta.
Şairin, gelenekten beslenen milli, manevi değerleri önceleyen lirik karekterli şiirlerinin yanı sıra sosyal sorunlara değinen gerçekçilikte yansır şiirlerine. "Gözde" adlı 1.Bölümde, hece ölçüsüyle yazılmış "Gözlesem Seni" ve "Göz Gazeli" şairin, genelde Anadolu kültürü ve irfanıyla yoğrulmuş şiirlere ağırlık vermekte olduğunun habercisidir. Farklı konulardaki şiirleri ve şiir tekniğindeki "yeni"yi arayışı da devam eder şairin.
"Tatlı Belâ"da olduğu gibi kısa bazı şiirleri Anadolu ezgileri taşır. Kısa, öz, duru Türkçesiyle seslenir İlkay Coşkun: “ellerin arık / ayakların çarık / yüreğin buruk / umudun kırık / sözlerin ayruk / (boyu devrilmeyesice)
Hayali, tasası ve idealleriyle birlikte var olur şairler. Yaş aldıkça zamandan birikir, biriktirir ve kelimelere taşarlar. Şair İlkay Coşkun da "özgürlüğün tınısıyla duyumsuyorum romantizmi" diyerek melankolik bir romantizmle duygularını dökerken, bazen de "siyonist’e alçaktan uçuşlarımızı göster Allah’ım" diye seslenerek en şedit kelimeleri kullanmaktan çekinmez.
Kitabın adı, "Uç" olsa da dengeyi gözetir İlkay Coşkun. Geçmişini sürekli sorgular. Arayışı vardır. Kavgalıdır yıllarını ondan almış zamandan. "Kendi"ni arama, kendiyle konuşma, tanıma, arayıştır onda. Var oluş sancılarını en çok da 2. Bölümdeki "Gaye"de dile getirir: "bir de şiirle buluşulan günden beri / başka bir kavgada biz" dizeleri, kavganın sadece renginin değiştiğinin habercisidir.
2.Bölümün bazı şiirlerinde kendine seslenir şair: "Hatırlatma" şiiri, bunlardan biri. "ah bir Hayyam / ah bir Mansur / ah bir Diyojen olsaydın / sana kim olduğunu hatırlatır / sana kim olduğunu söylerdi"
"Her Yağmur Ertesi" ve "Galiba" şiirlerinde artık yaşlanmaya başlamış olan şair, geçmişe yolculuk eder. "Kendi" olmanın, oluşunun gidişatını dizelerde ele verir. "şeyhini uçuran müritli günlerinden gelmişti...dün mahcup bugün sesli orta oyuncu" Yaşlandıkça daralan ruhunu "Galiba" şiirinde iç muhasebeye tabi tutar: "sizde var her türden izm / gâvur olup mümin ezim / benim bildiğim tek tezim / yaşlanıyorsun galiba"
"Tekkalemaç" şiirinde, çocukluğuna sığınır." dünya nöbetine çarçabuk tutunup / maçla oyalanan ağlak çocuk" Yine, çocukluğuna seslenerek: "koşmaktan tasarruf, kaleden tasarruf / adamlıktan değil ama adamdan tasarruf" dizeleri, modernleşen, seküler insan tipine sitemli bir dokunuştur.
"Misafir" şiirinde, tasavvufi emarelerle Yunus’un dilini tadarız. "donanıp hikmet ve irfan sözünden / Rahman yola süluk edip özünden / düşürmesin Allah seni gözünden / Resul’ün sözüne bak ikrarı gör" Son kısmında; "ilm üzre ol, fayda bul kanat koldan / tenden göçüp gelen misafiri gör" dizelerinde didaktik özellikler de göze çarpar.
"İnsan Denen Şey"de, insanın serencamı dile gelir."doğum ve ölüm arasındaki şey / dünyalık baş dönmesi seyrüsefer"
Kamu görevi nedeniyle devlet işleyişini iyi tanır şair, mühendistir."Altıyüzelliyedi" şiiriyle memuriyette geçen yıllarına bir bakıma sitem eder: "karteks ve keson dolaplarınca saklanıp / yangında ilk önce kurtarılacak gibisin / sümenaltı resmiyeti kadar tek başına / kaç müdürle uyuşmazlığın olacak senin"
Derdi olan şairdir İlkay Coşkun. Çâre şiirinde bir bakıma hayat felsefesinin ipuçlarını verir bize: “ey yürek! / yâr, hâr ve nâr / düştüğün üçleme / bir Yusuf / bir İbrahim / bir Eyyub’a yol gerek." Dini literatürü bolca kullanır: "seyr ü suluk edip yıldıza aya", "sayfa sayfa kitap cüzlesem seni", "istikamet arayıp doğru yola" gibi.
Vefa adlı 3. Bölümde yaşadığı şehirler yansır şiirlerine. "şehri ilk kez senle gördüm / lokantaları, yamalıklı yolları / tren ve çok katlı evleri" Ankara, Sivas, Bursa üzerine yazdığı şiirlerden sonra yaşadığı Bilecik’e gelir;"sora sora bir şehri / Şeyh Edebali, Ertuğrul yolmuşuz"
4.Bölümün başlığı "Hüzün"dür. "Kaçış" şiirinde: "güneşin sarısı gibi yakıcıydı sıralı hüzünlerimiz" dizesiyle özetler bir bakıma hüznünü. "Deprem" şiirinde; "bilmem ki hangi soğukta / hangi yürekte kanayım" diyerek, "Korona","Virüs" şiirleriyle de yaşadığımız ölümlerin hüznünü duyumsatır.
Hüznüne, İslam coğrafyasını da dahil eder İlkay Coşkun. Kudüs için yazdığı şiirde şöyle seslenir: "burçlarına özgür kuşlar konsun Aksa’nın / adına ebabil de Selahaddin de sapan de taş de". "Mülteci Çocuk" şiirinde "hangi sokakta sancı / kaç odada acı / kaç şehirde yabancısın" derken, "Arif Çocuk" şiirinde: "gözlerin gözlerin / Orta Doğu’nun çocuğu / depderin uçurum çukuru / ne kocamanlık var sözlerinde / Müslüman çocuk" der. "İ(a)dam -529 can" ve "Topal Güvercin" şiirinde ise; "güneşli coğrafyanın kuşları / kaç kez ürkütüldü sonuçta" diye, Orta Doğu’nun mazlumlarına ses verir.
Şair duyarlıdır. Günlük yaşamı es geçmez. "Deodorantlı Beyler ve Bayanlar” şiiri, ironi yüklü göndermelerle gündeme ait siyasi mesajlar da içerir: "tohum olmayan domatesler / soysuz fasulyeler pişer tencerede / kimin umurunda / ekşimeyen yoğurt hikmet değilse / bütün suç İsrail’de midir?"
"Vatan" adlı 5. Bölümde, şairin vatanperver duyguları dile gelir. "Hoş Geldin Ayasofya" şiirinde: "yepyeni bir şafakla müjdelenen / gelecek dedik, geldi gözlediğimiz" der."15 Temmuz" şiiri ve yine, hece ölçüsüyle yazılmış, "Vatanım" şiirinde; "dillere niyaz / korsun vatanım" dizeleri onun, vatan sevdasının izlerini taşır.
Şair, "Tekerrür" adlı 6. Bölümde, "İncinir" adlı şiiriyle Abdurrahim Karakoç’un "İncitme" şiirinden esinlenir. "Türkmen Derviş" şiirinde, Bahaddin Karakoç; Kudüs için yazılan "Alçaktan Uçuş" şiiriyle de Nuri Pakdil, şairin, şiir dünyasında hangi isimlerden etkilendiğinin işaretlerini taşır.
"Küçürek" adı verilen 7. Bölümle, insanı merkeze alan, aforizma özelliği taşıyan sözlerle bitiyor kitabımız: "her insan / kahraman(ı)dır / kendi hikâyesinin."
(Not: Tırnak içine alınmış şiir adlarının yazılışı ve mısralardaki küçük harf kullanımı, şairin tasarrufudur. Kitaptan olduğu gibi alınmıştır.)
Şener Öktem
Kalemlik Dergisi
Ağustos 2022, sayı 27
YORUMLAR
İlkay Bey umarım okuru bol olur.Yazıyı hazırlayan dostunuzu da tebrik ediyorum.Selamlarımla