Belgesiz Tarih Yazarının Yorumundan İbarettir
Tarih belgelerle konuşur. Belge yoksa tarih, yazarının yorumundan ibarettir. Belgeye ulaşmaksa kolay değildir el altında hazır değildir. Var olan belge bile başlı başına bir iştir. Belgeye nasıl ulaşılacak, nasıl anlaşılacak, farklı bir dildense kim nasıl çözecek çevirecek her türden zorlu bir iş.
...
Anlatılarla tarih olur mu veya bu tarih nasıl olur nerelere varır düşünelim. Falanca ülke coğrafya toplum memleket millet denildiğinde yazılı bir kaynağın olması gerekir. Dört bin yıl öncesine gidildiğinde kağıt yok kalem yok. Bir arşiv yok. Ya resimlerden ya da kaya veya taş üzerine kazınandan anlayacaksınız. Yazıtlardan ve kil tabletlerden dönemi etüt edeceksiniz.
...
İnsan bulunduğu yerde ve dünyada yaşadığı dönemde bile hadiselere vakıf olmakta zorlanıyor. Bir mevzuda derinlemesine fikir sahibi olamıyor. Ancak asırlar öncesinin olduğu gibi bize ulaşması hep soru işareti taşıyor. O nedenle tarihi mevzularda belge kaçınılmazdır.
...
Şu bir gerçek ki tarih boyunca ortaya konulan somut gerçekler vardır. Şehirler kaleler surlar sarnıçlar köprüler ihtişamlı başka başka yapılar havralar kiliseler camiler. Her dönem insanların kullandığı yeni ve farklı malzemeler. Hepsi somut gerçektir ve bir belge niteliğindedir. O nedenle tarihçi önce gerçeğe sonra yoruma başvurmalıdır. Yoksa tarih bana göre, sana ve ona göre farklı olabilir, farklı anlaşılabilir.
Kemal GÜL
14.08.2022