Biz ve Gerçeklerimiz
2019 yıla yakın Covid-19 virüs salgınından yaklaşık üç yıl geçti. koronavirüs tablosunun ölüm bilançosu 6 buçuk milyona yaklaşmış, vaka sayısıda %10-15 `den fazla vaka, dünyayı kasıp kavurmuştu.
Peki sözde bazı bilim insanları ve kendini özgürlük savaşçıları diye adlandıran bazı dünya ülkelerinin verdiği bunca mücadele... Kaosdan faydalanan, insan yaşamını hiçe sayanlar...
Elbetteki eğer böyle bir kazanca ben istiraak etseydim epey bir kazanc elde etmiş olurdum. kazanc büyük; kitle, müşteri, yaşlı nüfus kârı (yaşlı maaşları ve yiyecekleri) keseyi epey bi doldurmuş olsa gerek.
Kâr edinilen ilaç sektörünün ciddi meblağ biriki mi... buna bir çok soru, yanıtı net.olmayan kaçak cevaplar.
Burada bir hususu da anlamış değilim, aydinlatan olursa memnun oluru.. Hasta ve ölenleri (şifa ve rahmet dilerim) bir kenara koyduğumuzda bizim yanlış giden bir anlayış disiplinimiz var. Aşıyı bulan Uğur ve ve eşi ooo bir Türk buldu, Türkler zaten zeki insanlardır... Elbetteki övüneceğiz burada problem yok, mantık eksikliği var. Şaşalı sevincler beklenmemesi gereken yüksek övünçler. Hiç düşünmez insanoğlu kazanç kime ? elbetteki problem kazanç, kâr gütmek niyetinde değilim. Biz bu mücadelenin neresindeyiz, ne kadar sağlıklı düşünebiliyoruz, ne kadarına hazırız, madem dünyevi de düşünülecek, ne kadar kâr elde ettik ? Bunun bir savaş olduğu aşikâr. aksi de iddia edilemez gerçekler. Pekâlâ ya bundan sonraki süreç ? süreçtrn kastım nedir ? bir sonraki veba, virüs, saldırı, savaş...
Her şey Rabbin taktiri ile doğuyor ve de yaşanıyor. Peki Allah (c.c.) bu kadar insan kıyımına müsade ediyor, eder mi ? EDER.
Biz değil miyiz ki, daha çok daha çok, hep bana, yalnız bana
Bütün malk-mülk, yiyecek, içecek para.. biz değil miyiz en çok ben kazanayiom batan batsın, biz değil miyiz bir ev sahibi olayim diye çekilen faiz, biz değil miyiz rahat etmek isteyen. Eee 6 milyon insan öldü yer acıldı, para, mal mülk servet el değiştirdi. Neden şikayet ediyoruz ?
2040 yılı hedefi değil mi biolojik çocuk.., z kuşağı son düdükle yeni nesil çocuklar, kaşı kara gözü ela boyu posu bilmem kaç santim olsun.. hayırlı evlatlat dilemeden şekiller yaptığimız. "Cesur Yeni Dünya" kitabı hayal miydi ? Bir yazar yarım, bir asır ilerisini ön görebilir miydi? Nasıl gördü, nasıl yazdı, nasil dillendirdi ? Tesadüf müydü? Yoksa bizim sözlerimizle kulağina gelen, kafasında, zihninde lamba yanan zaat ?
O dönemin sohbetleri değil miydi söyle yaşasak, bunu görsek, bunu bilsek, dünyadan daha doyup sahibi olsak? Parası olan değil hastalık ölüm dahi istemiyorsa? O günün insanları düşündü bugün torunları yaşıyor, eee neden şikayetçiyiz ?
Adam atom parcalamayı buldu da, insanlar mi kurtulacaktı ? Ve halen 70 yıl geçmesine rağmen izleri kalan "atom bombasının" yıkıntiları? İnsanlık için adım atacaltık, en azından öyleydi ?
Bizler her zaman politikacılardan yana şikayetçi oluruz. Yömetime getiren bizleriz. "İnsan Haklarını Koruma"k gerek deriz amma daha komşumuzun hakkını NASIL KORUYACAĞİZ?" bilmeyiz. Sonrada "Avrupa Insan Hakları" kendi zuriiyetinini, dinini, ırkını savunuyor, doğuda katledilen, Afrika`da katledilen insanları görmüyor diye şikayet ediyoruz. :) iyi de . Atom bombasını icat eden insan (bilim insanı) atom bombadıma dönüştüren insan (bilim insanı). Atom bombasını bırakma emrini veren insan (politikacı) atom bombasını bırakan insan (pilot) . Peki dışarıdan "Durun biz ne yapıyoruz?" diyen olmadı.
Bunun gibi bir şey katledilme var. Ermenilerin azeri, kürt ve hatta kendi ırkını Yüz on beş bin yüz yir beş bin (115.000 veya 125.000) insan katledildi. Afrika da halen var olan katliyamların sonu yok , Irak da 1.5 milyon insan sehut edildi ve de insanların organları paraya peşkeş çekildi. Sureye de elli bin (50.000) kadın örgütlere pazarlandı, beşyüz bin (500.000) insan katledildi (bunlar günümüz tarihi. Irak ve Suriye`de halen insanlar öldürulüyor.
Sahil kenarında bir çocuğun bedeni duruyor, sizde biliyorsunuz "ah yavrum.., "katiller.." demeyi biliyoruz lakin öyle bir şey oluyor ki "Ülkemizden def olsunlar diyoruz, hatta daha ileri gidip cocuklarimiza kapilarını taslatiyoruz ki, karşı gelsin sikayetçi olalim ve ülkelerine iade edilsin. Ve diyoruz ki "Müslümanız" hatta bi kemara koyalim müslümanlığı " insanız? "
~ Konunun taa en başina dönelim, "virüs" demiştik, sanmayın ki bitti tükendi ~
Önümuzdeki ilk on ve/ya on beş yıl icerisinde en iyi ihtimalle 1 virus daha yayılacaktır. Normalde 5 ile 7 yıl da bir virüs denendiğine göre bundan sonraki olagelecek virüsler; kısırlık, sakatlık, nefes darlığı, kalp, körlük, cilt rahatsızlığı (ölümcül) gibi amaclar teşkil edecektir. Buyuk ihtimal ile de hedef kitle 1 milyar dan fazla insanın ölümü. Antivirüs tedariki (buna bağlı ölüm bilançosu) ardından 2030 2035 yılından itibaren veya 2040 biolojik yollarla değilde, endüstriyel yönlerden çocuk sahibi olma... geldik mi şimdi "Cesur Yeni Dünya" hikayesine.
"Ne ektiysek onu biçtik"
~ Bize dokunmayan yılan halen bin yaşasın mı?"
+ Amma da felaket tellalı...!
Önce insanın kendi iyileşmeli, yaymalı
Bazen sayfalar da erkeklerin cinsel konudaki paylaşımları da siteler de medya platformlarında kadınların "cinsel obje" olarak görulmesinlerden yana şikayetçi olan hanımlar, var olan başka savaşınca müdavimleri, bekcileri olmaktalar. Bu konuda da kısa bir özet geçmek isterim.
Kadın kapanmalı, bu kapanma elbetteki aklınizdan geçen örtünme ile alakalı değil. Elbette öyle olsa güzel olurdan yanayım
Lakin baş örtüsünden bahsetmiyorum. Başı örtük olupta fiziken ( kısa, dar, örtünmeye uygunsuz kısa elbise) açık ve kalben açık olmaktan da bahsetmekteyim. Maksadım kimsenin elbisesini kinamak değildir. Açık net bir şekilde soylediğim husus kadının kendisini "cinsel obje" olarak giyinme modelidir.
Buradaki en büyük sorunlardan biri "özgürlük" diyerek kadının giyiminin serbest oluşu, erkeğin de nesfine kancalarla kafese koymakta değil midir? Peki ya erkeğin nefsi ne haldedir. Pekâla burada erkek özgürlüğünü nasıl yerine getirmelidir? "Bakmasın efendim!" demekle insan kurtuluyor mu ? Peki bunun hesabı sorulduğunda "bakmasaydı mı?" diyeceksiniz? Böyle bir cevap kadını ve dahi erkeği kurtaracak mı? "Örtününüz" emri o zaman neden istendi? Peki kadına saygı duyulmuyordu. Kadın saygı duyuyor muydu? Ya da duyuyor mu?
Pekâla "ben giymedim kızım giysin, "ben yaşamadım kızım yaşasın," " ben bilmedim kızım/oğlum bilsin" peki çocuklarımız bizim yüzümüzden pencerelerden, bir günlük kiralık evlerdeb atilıp, satılıp, veya birinin kölesi olmuş vaziyette o daireden çikmıyor mu ? Kaç kızımız şantaja uğradı, kaçı öldürülmekte.
Evet insan yaşamalı, nefes almalı, uygun yaşta evlenmeli ve uygun kişi ile. Lakin sadece bununla da bitmiş değil. Her ailenin, her aile diyorum, ve özellikle vurguluyorum. Piskoyatri uzmanları ve aile danışmanları ile yoğun bir tempoyla istisare edilmeli. %70 ve hatta daha fazlası, ülkemizde nevrotik bir arbede ile karşı karşıya. Gülem eylenenlere bakmayalim. Ciddi anlamda bir karmaşa hakim.
Borçlar, baskılar, yokluk, varlık, kaygı bozukluğu, şiddet yanlıliğı, iletişim problemleri, aile içi şiddet ve de gecimsizlik, büyumekte olan halehazırda çocukların eline verilen mobil uygulamalar, sohbetsiz ortam, eğitim (öğretmen/öğrenci) düşüklüğü, aile eğitimsizliği. 1915 de yıkılmayan toprakların evlatları torunları ne halde. Sonra bir bakmışız ki "Çanakkale Destanı" hikaye olarak anlatılıyor, " Hİ KA YEE"
Acı bi bilanço var ortada, ölenler, ölmekte olacaklar, ölenler, şeytana yenik düşenler, mücadele etmeyenler, mücadeleye damgasını vuran çıplaklık.
Biz müslümantık neden bize de virüs teget geçmedi. Daha fazlası olmadığına da şükretmedik bile. Ya bir sonraki virüs dna ya göre insana bulaşırsa ne yapacaksinız?
"BİZ BU TOPRAKLARİ KIMSELERE VERMEYIIIIZ" "Biz Suriyelimiyiz!" Alana bak sen
UYUMAYIN, okuyun okutun, yetişin, yetistirin.
Cahilin ensesine vurup lokma almak kolaydır. Hakkını aramayı bilmez, "canı sağ olsun" der .
Paylaşmak ve paylasmayı öğretin ki ülkede, müslümanlar da fakir insan kalmasın.
Deve gibi geviş getirmek kolaydır. Yediğine kıyamazsan, geviş getirmek normal değil midir?
Bir tarafta evin mahremi var diyerek yapılan bahçeli ata evleri, diğer tarafta perdeler sonuna kadar açık pencereler
Allah`u Teala diyor ki ;
~ Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, başka kadınlar, hizmetlerinde bulunan köleleri ve câriyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz! (Nûr / 31 Ayet )
~ Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: “Hayır olarak infak ettiklerinizi; ebeveyne, akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa (verin). Hayır olarak ne yaparsanız, şüphesiz ki Allah onu bilir.” (2/Bakara 215)
~ Evlilik çağına ulaşıncaya kadar yetimleri sınayın. Onların (evlenecek) olgunluğa ulaştığını sezerseniz, mallarını onlara verin. Onların büyüyüp (mallarını alacakları korkusuyla) israfla ve çabucak mallarını yemeyin. Her kim zengin olursa (onların mallarından yemesin,) iffetli davransın. Kim de fakir olursa örfe göre yesin. (Olgunluğa eriştiklerini görüp) mallarını onlara verdiğinizde şahit tutun. Hesap gören olarak Allah yeter. (4/Nisâ 6)
~ Sadakalar (zekât malları), Allah tarafından belirlenmiş bir farz olarak yalnızca fakirlere, miskinlere, zekât memurlarına, kalbi İslam’a ısındırılanlara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışa verilir. Allah (her şeyi bilen) Alîm, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (9/Tevbe 60)
~ Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onların da sizin de rızkınızı biz veriyoruz. Şüphesiz onları öldürmek, pek büyük bir günahtır. (17/İsrâ 31)
~ Yakın akrabaya, miskine/ihtiyaç sahibi yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, malı saçıp savurma. (17/İsrâ 26)
Veren Allah (c.c.) geri almasını da bilir
Sevgi ve saygılarımla...
Sükûnet
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.