- 723 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
İLK VURGUNUYDU GÖZLERİN
İlk vurgunuydu gözlerin.
Ve ilk kasırgası kalbin ..kırık dökük…
Onulmaz dert dedikleri bu olsa gerek dedi adam.Bu ya sevdadır ayak bağımı çözen ya da bir yıkımdır baş ucumdan eksik olmayan.Çare kısa süreli kaçıştı buralardan .Adam onu yaptı sessizce.Tohum nasıl çimlenirdi toprakta bilirdi.Dal nasıl donanırdı yeşil yaprağa biliyordu kendince.Filiz nasıl çiçeğe dururdu biliyordu da içindeki kıvılcımın hücrelerine dağılışına anlam veremiyordu.
İlk vurgunuydu gözlerin.
Ve ilk kasırgası kalbin, darmadağın, perişan…Biraz dal,biraz yaprak,dahası biraz çiçek dolmuştu elleri.
Böyle olacağını bilmezdi yüreği. Yanıldı. Sahile indiğinde al al olan yanaklarının farkına varmıştı.Deniz suyunda ıslattığı ellerini yüzünde,şakaklarında,saçlarının arasında gezdirdi.Boynundan aşağı göğsüne dağılan tuzlu suyun bedenini bu sıcakta yakacağını hesaplamamıştı bile.
Deniz suyunun –defalarca buraya geldiği halde ilk defa-bu kadar hırçın oluşuna anlam veremedi. Sonuçta binlerce yıldır aynı şarkı milyonlarca insana milyarlarca söylenmiş değil miydi? Aynı nakaratlar, aynı tonlama,aynı sevgi kelimeleri değil miydi denizin kumsala söylediği.Kendinden olana sahipken onu bile kabullenmeyen deniz her defasında dışladığı kum tanelerine hep aynı özlemle tekrar tekrar sarılmak istemiyor muydu?Dönmek üzere eve kalktı denizin kumsala söylediği hikayeyi tamamlamadan.
İlk vurgunuydu gözlerin.
Ve ilk kasırgası kalbin, dalgalı,tuzlu,yapışkan…azacık kum tanesi,azıcık deniz kabuğu,azıcık tuzlu su dolmuştu avuçlarına…
Sözde kısa süreliğine kaçtığı eve, gece vakitte döndü. Gündüz alev alev yanan, utançtan al al olan yüzü gece güneşin de etkisiyle sızlamaya başlamıştı.Fazla umursamadı.Yangın yürekteydi.Sıcacıktı közleri.Ve andıkça yükseliyordu dumanı.Aslında bir şey iyi olmuştu.Denize inmek muhasebeyi kolaylaştırmıştı.Neden bacaklarımda derman olmadığını bildim .Kuruyan boğazımın,titreyen sesim,kalpteki tarifsiz çalkalanmanın sebebini bildim diyordu.
İlk vurgunuydu gözlerin..
Ve ilk kasırgaydı savuşturulan. Aklı, gönlü biraz çıra,biraz duman, biraz ateş olmuştu.
Ben sevdiğimi sana söyleyemedim giderken buralardan …Sensiz kaldım şimdi..Yetim,çaresiz,ürkek,Sen varken de sana karşı yetim ,çaresiz,ürkek…Ama ağaçlara,yapraklara,çiçeklere haykırdım.Ben onu da sevdim diye…Şimdi, gözümde ağaç biraz sen,yaprak biraz sen,çiçek biraz sen oldu.
İlk vurgunuydu gözlerin.
İlk kasırgasıydı gönlümün senden geriye kalan hatıralar…Bir parça deniz,bir parça tuzlu su,bir parça lale ağacı .Ama ben en çok dalgalara haykırdım sevdiğim seni.Sen bilmedin ama dalgaları şahit tuttum söylediğime…
Sonra …
Başka sevdalar büyüttüm içimde…Sana söyleyemediğim aşka inat, çocukça utangaçlıklarım yok sanma.Hala incinsin istemem sevdiklerim.Yel incitse yaprakları ,yele düşman olurum .Kirletse biri denizi ,dalgalar atsa posasını sahile sözüm kirlendi sanırım.
Başka sevdalar büyüttüm içimde:Yüreğimde sensiz baharlara gebe onlarca menekşe yetişti.Her bahar kardelenler fışkırdı yüreğimden gelecekten yana.Toprağın yüceldiği iklimlere sardım bedenleri.Sen de kaygısız kalma diye uyardım sözde ruhları…sesim yetmedi belki.Yaz mevsimlerinde sulak yerlerde kurbağalar haykırır durmadan.Ben yetiştirmeye çalıştığım nesle kartallardan ,şahinden ,doğandan,kanarya ve bülbülden bahsettim.Onlar kurbağa seslerinin gürültüsünde duymadı.Duymak istemedi.
Sonra…
Ben başka sevdalar büyüttükçe ; kaderim düştü ardın sıra peşine …Ben şimdi dalgalarla özdeşim.Sevdalarıma yaktığım türküler duyulmaz,sözler işitilmez oldu.Birlikte diktiğimiz erik ağacının artık yerinde kocaman apartmanlar var. Koştuğumuz çayır site oldu.Kapısında kocaman bir yazı:”İzinsiz İnşaata Girilmez.”Caddelerde ne senin ne de benim adım kaldı yadigar.En azından gizli sevdam olsun kalsaydı bir sokağın başındaki mavi beyaz zeminli tabelada,ne olurdu sanki.
Şimdi..
Yüreğim yaraları sardı(!). Kaydettiklerim düştü eski notlarımın arasından.Şimdilerde ya satılan şirketlerin ya da alınan hisse senetlerinin notları tutulur oldu. Şimdilerde kazanılan ve kaybedilen makamların notları kayıt altında.. Yazlık ve kışlıklar,araba modelleri,eşlerin gün muhabbetleri, hakemlerin yanlış kararları üzerine notlar tutulur oldu.
Yarın ne mi olacak?
Günlük bir gazete alacağım.Şöyle ucuzundan…Bol magazin,spor ve at yarışları olan….Mehmet’le kupon doldurup ortak loto,toto,şans topu,diğerlerinin adını bilemem.Nasılsa Mehmet bilir .Onlardan oynayacağım.Ben parasını veririm, Mehmet oynar ,kazanırsak,parayı paylaşırız ,kupon bende olursa…Kazanınca ne yapacağımı henüz hiç düşünmedim…
Sinan YILMAZ