- 335 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SEVGİYİ GİYİNMEK
GÜL VE KARAÇALI/SEVGİYİ GİYİNMEK
Karaçalı goncagüle dedi: “Bütün âleme bakıyorum, herkesin dilinde sen. Her gönülde senin sevgin. Her şiirde, her sözde, her yazıda senin ışığın parlıyor. Seni sevmekten cihan gülistan olmuş. HER ÂŞIK GÖNÜL SANA YÂR OLMUŞ!
Bana gelince ağzını açan kara bahtına beni örnek gösterir. Varlığım bir yük her kalbin üstünde, dikenim acıdır, her dilin içinde! Sanki dünya benimle cehennem! Her kördüğümün sebebi benim! Kimse bana karşı anlayışlı değil. Ağzını açan bana hakaret ediyor.
Benim de bir yüreğim var acıyla kanayan. Nedir bu insanların gerçekliğimle oynaması. Bütün, aşkların kara bulutu benim, derin geçitlerin geçilmez yolu benim, bağların bahçelerin sorun ve sıkıntısı benim. Sevgilerin dikeni benim. Gönüllerin üzeni benim. Nasıl oluyor bu? Kim yazdı bu aşkın hikayesini? Allah’ın seçilmiş kulu gibisin, aşkların ve sevgilerin yolu gibisin.
🌺 🌺 🌺
Leyla Mecnun’da, Kerem Aslı’da Tahir ile Zühre’de hep aralarına giren kara çalı benim. Gülle bülbülü ayıran benim. Nedir benim bu kaderim! Ben de senin gibi ilgi görmek istiyorum. Senin gibi sevilmek istiyorum. Seni gönüllerin evine davet ederken sevgiler, sevgililer, ben harap yolların yoldaşıyım. Ağzımı çarparak kapatanlar, gözlerimden sabah akşam yaş dökenler, benden durmadan nefret edenler…
Bütün aşk şiirlerinde boğaza takılan benim! Benim yazgım kara olmaksa benim elimden ne gelir! Gülün dalı kırılsa benden bilirler, karanlık çökse bana çamur atarlar! Nedir bütün olup bitenler?"
Şöyle dedi ona goncagül. “Önce bir söz söyleyeyim!
🌺 🌺 🌺
Hakikati nefsin kalıbında gördükçe, kalbin ve hakikatin gerçeğini, kendi gerçeğini hiçbir zaman anlayamazsın!
Heva ve hevesine kapıldıkca, cihan bilgi dolsa, bir şey öğrenemezsin.
Bırak şeklin, şemalin, rengin kokunun, kulpun kalıbın kölesi olma. Varlığını verende gör, anlamın varlığını, akan çeşmeyi bulandırma, temiz bardağa kirli su doldurma!
Alemdeki zahiri bilgilere bakarsan, çömlekle çömlekçiyi, kalemle katibi hep birbirine karıştırırsın.
Aklın yetmediği yerde, kendini kalbe havale eyle, hayat çeşmesine rastgelmediğin zaman, aşkın kevserini yol eyle. Mâna gözlerini aç, bak aşk sırları nerde nasıl tamamlanmıştır, şikayetle canın ve ruhun bir çöle döner, sırrı aşk ile anlarsan gülün varlığını, canın ve ruhun sevgi denizi kesilir.
🌺 🌺 🌺
Bak kara çalı kardeşim!
Sana önce senden bir hikâye anlatayım. Bilgelik kitabında şöyle yazar : "
Bir gün çiçekle, ağaçlar, kendilerine bir kral seçmek istediler. Herkesin bir kralı var, bizim de kralımız olsun, dediler.
Önce zeytin ağacına gittiler. “Ey kutlu ağaç, gel sen bizim kralımız ol. Başımızda sen ol," dediler. “Sen kralımız olursan, belki bahtımız değişir, daha bir değerli hale geliriz.”
Bunun üzerine zeytin ağacı şöyle demiş: “Ben kutsal kitapların övdüğü bir ağacım, insanların milletlerin derdine ilacım. Her daim onları onurlandırmışım. Varlığımla yağımla bu kadar faydalı işi bırakıp, herkesin tepesinde sallanmaya mı geleyim.” Bunun üzerine onu bırakıp, çiçekler ağaçlar, çayır çimen hep birlikte, incir ağacına gittiler. " Ey Kuran’da övülen ağaç, ey kutlu bilgelerin dibinde ilhama erdiği yüce güzellik, sen gel başımıza kral ol. Belki seninle daha bir onurlanırız. Zaman ve tarihe yeni bir yön veririz. Seninle her şey daha başka olabilir.”
Bunun üzerine incir ağacı şöyle demiş: “ Ben olduğum her yerde insanlara hep faydalı oldum. Tatlı meyvelerim ve serin gölgemle daima şifa ve ilham kaynağı oldum. Yetişen bal gibi incirlerim, her yiyene güç ve kuvvet olmaya devam edecek. Bütün bunları bırakıp da, ağaçların tepesinde sallanmaya mı geleyim. Kim kıymetimi bilecek ki?”
🌺 🌺 🌺
Sonra yine çiçekler, ağaçlar, çayır çimen hep birlikte, asmaya gitmişler.
“Gel güzel asma, sen bizim kralımız ol. Başımızda sen dur ne olur. Senin çağlardan çağlara devam ününü herkes bilir. Bu cihanda seni tanımayan yoktur neredeyse.”
Asma onlara şöyle cevap vermiş: “Ben şifa kaynağı üzümlerimle, sarma yapılan taze yapraklarımla, insanlara ve topluma, her canlıya dokunduğum faydamla, gayet mutluyum. Şimdi kendi huzur ve mutluluğumu bırakıp, huzursuzluğun sebebi krallığa mı başlayayayım. Kral olmak, bela kapısıdır, sorun ve sıkıntı evidir. Lüten başkası kral olsun. Benim huzurumu kaçırmayın.”
Ağaçlar, çiçekler,çayır ve çimen kime gittilerse, herkes bir sebep öne sürüp kimse onların başına kral olmadı.
En sonunda, Karaçalı’ya gittiler. Yani o gün sana geldiler. "Kralımız sen ol," dediler. Karaçalı yani sen, o gün bu daveti kabul ettin. Ve şöyle dedin gelenlere hatırlıyor musun?
"Madem ki kral olarak beni kabul ettiniz! O zaman herkes benim gölgeme sığıncak, benim varlığımı kabul edecek. Gücüme boyun eğecek! İşte o gün bu gündür, senin olduğun yerde başka her şey susar. Yani ne hikmetse, seninle cehaleti bir mâna içinde kabul ederler. "
O günkü sözlerin şöyleydi:"
Eğer benim gölgeme sığınmaz, benim gücümü kabul etmezseniz, benim egemenliğime laf söylerseniz, sizi perişan ederim. Benim kalbimden çıkan ateş, cihanın bütün ağaçlarını çayır çimenini kül eder!” Yani senin anlayacağın, bu hikayenin oluşumunda, bahsettiğin kaderin oluşumunda, senin benim, bizim hepimizin payı var. Sen kral olmayı kabul etmeseydin, bütün bu anlattığın sorun ve sıkıntıları belki yaşamayacaktın, yaşamayacaktık. Belki de, ilâhî olan rahmet nazarı ile bakarsak, hem kendimizi, hem insanları hem birbirimizi daha iyi anlamaya başlayacağız.
🌺 🌺 🌺
Ne demişti daha önce kutsal kitapta: “Öyleyse, Allah’ın kutsal ve sevgili seçilmişleri olarak yürekten sevecenliği, iyiliği, alçakgönüllülüğü, sabrı, yumuşaklığı giyinin. Birbirinize anlayışlı davranın. Birinizin ötekinden bir şikayeti varsa, Rab’bin sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. Bunların hepsinin üzerine… sevgiyi giyinin.”
Eğitimci Yazar
Ramazan ÇETİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.