- 279 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜÇ ZEHİRLENMESİ
Sizlere güç zehirlenmesiyle ilgili birkaç madde yazı yazacağım. Bu yazdıklarımı ben hayatımda çok kişide gördüm. Gördüğüm kişilerin abartısız tümünde bulunduğu yerde, ya da kişilerde hep zafer kazanmayı arzular ve kaybetmeye tahammülleri yoktur. İmaj ve görünümle ilgili orantısız kaygı duyarlar. Kendi yargılarına aşırı güven duyarlar. Kibirlidirler, tarzından dolayı rasyonel kararlar alamama ve dolasıyla başarısızlık yaşarlar.
Para gücünü, makam gücünü, kuvvet gücünü elinde bulunduranların abartı (’’Hubris’’) ve davranış bozukluğu yaşarlar. Bu üç gücü elinde bulunduranlar; kendilerine aşırı güvenirler, kendinin dışındaki tüm kişileri küçümseme duygusu yaşamasına sebep olurlar.
Bu tür insanlar her şeyin belirleyicisi, karar verici olarak kendilerini görürler. En doğru kararları kendilerinin verebileceğini düşünürler.
Kendilerinden başkasının doğru kararlar veremeyeceği sanrısı içindedirler. ‘’Hibrus ‘’sendromu sanrısı öncelikle kişinin gücü elinde tutmaya başlamasıyla ve olayların merkezinde bulunmaktan keyif almasıyla başlar. Başarı ve gücün verdiği hazla devam ederken dahada ileri giderek’ ’narsisim’’ Dönüşürler. Biz bunu 15 temmuzda gördük. Narsızm olanlar gerçeklerden kopup kendini yaratıcı yerine koyar. Aklı o sıkleti tartmadığı içinde akli dengesizliklere varan seviyelere ulaşır. Bu seviyelere ulaşan sendrom ile artık bağımlılık yapan gücü bırakmak kişi için çok zordur. Kişi bunun olmaması için her yolu denemeye hazır olabilir.
‘’Hubris’’ sendromu, “Abartılı gurur, baskın bir kendine güven ve kendinden başkalarını küçümseme duygusu” olarak tanımlanmıştır. Bunun nedeninin narsisimin “Aşırı Doz” olmasından kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz.
Güç, insanı zehirler. Tıpkı şöhret gibi. Başkasının emrinde olmayan güç, zamanla sahibini acımasız bir yaratığa dönüştürür. Güç, hakkın emrinde olmalı ki haklılar en güçlü olabilsinler. Güç sahiplerinin hakkı ve haklıları ezdiği her yerde güç insan kanından ve emeğinden beslenen bir canavardan farksızdır.
Güç, adaletin emrinde olmalı. Koşulsuz bir biçimde hem de. Adaletin emrinde olmayan bir güç veya başka bir deyişle salt adaletin tecellisi için kullanılmayan bir güç, akla hayale gelmeyen türlü zalimliklerin keskin kılıcına dönüşür. Güç zehirlenmesi dediğimiz şeyde tam da budur. Güç himenin elinde olmayacak hayali güç hem topluma hem kişinin kendine zarar verir. Güç İslam ve adaletten yana değilse hem toplumlara hem kişilere zarar verir. Haksızlığa karşı koyabilmek için, adaleti sağlayabilmek için, hak edene hakkını vermek için, Allah’ın hukukuna da kulların hukukuna da koşulsuz bir biçimde riayet etmek için güçlü olmak gerektiği ayrı bir detay. Bunu sağlayan güç, milletin de hizmetinde olan bir güçtür. Güç zehirlenmesine yakalanan kişilerin bir tek görüşü vardır: kendilerini herkesin milletin üstünde görmek, Böyle le bir budalalığı ancak güç zehirlenmesine yakalananlarda görebilirsiniz.
Makamın yetkisini kendinin zannedenler, dolasıyla diğerlerinden kendini üstün görenler ‘’enenin’’ esiri ve şeytanın oyuncağıdırlar. Kendini her şeyin merkezine koyan dediğim dedik çaldığım düdük diyen kibirli insanların kararlarında adalet ve hakkaniyet aramak abesle iştigaldir. Ene sahipleri kendinden başkasını kendine tehdit gibi görür ve ezerler. Bunların kullandıkları ve üslup hep kırıcıdır. Kırıcı söz yerine yapıcı söz kullanmak, kaçırıcı değil, toplayıcı olmak gerek. İnsanları kırmak kolaydır. Lakin kırılan kalbi onarmak zordur.
Söz oldur ki onarıcı olsun. Her söylediğimiz elbette doğru olmalı. Lakin her doğruyu her yerde söylemenin doğru olmadığını da bilmemiz lazım. Dahası ve en önemlisi, doğru söze uygun doğru bir üslup gerekir. Sözünüz doğru, üslubunuz yanlışsa, o doğru söze de yazık etmiş olursunuz. Söylediğimiz bir söz ne kadar doğru olurda olsun yanlış üslubumuzdan dolayı karşımızdaki bize daha bir düşman hale getiriyorsa, o insanların artık temelli bizden nefret etmesini sağlıyorsa sorarım size kulaklarını bize kapatan o insanlara nasıl ulaşabiliriz?
Gücün şehveti kadar sözün şehveti de tehlikelidir. Uzaklaştıran değil yakınlaştıran, dışlayan değil kuşatan-birleştiren, nefret ettiren değil sevdiren, zorlaştıran değil kolaylaştıran bir dil ancak doğrularımızın doğru bir biçimde taşınmasına yardımcı olur.
Allah’ım bizi güç zehirlenmesine yakalananlardan uzak tutsun.
____________________________________________________AR______________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.