- 177 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAĞARANIN MANZARASI
Mağaranın Manzarası
Günümüzden on bin yıl öncesinde, ağır rutubetli bir mağaranın geniş ağzından bakınıyorum öylece. İçimde bana pusu kurmuş bir his var. Gözümde her şey uzayıp büyüyor durmadan. Mağaranın ağzından öteye bir adım bile atasım gelmiyor çoğu zaman. Sırtımda yıllardır taşıdığım evhamdan oluşmuş bir kambur var. Ne yana dönsem bitmek bilmeyen bir ağırlık...
Dünyada milyonda bir ihtimaller gerçekleşiyordu. Bazen bu ihtimaller mekana bağlı kalarak en aza indiriliyordu. Çevremde olasılıklar denk geliyordu birbirine. Çarklar dönüyor ve hayatın sistemi işleme başlıyordu. Sistemin dışında kalarak insanların amaçlarını, heyecanlarını izlemeye koyuluyordum. Tüm ihtimaller ve olasılıklar beni teğet geçiyordu. Çünkü içimdeki beni durduran şey veya zihnime yön veren düşünceler her şeyin uzağında kalmamı tembihliyordu. Bundan başka bir doğrunun olacağını hazmedemiyordum. Her günün sonunda hakkım yok diyordum, kendimle yüzleşirken…
İnsan kimi zaman acele davranarak zamanından önce varır yoluna. Fakat o yol onun gideceği yol değildir. Kimi zaman ise geç kalır, o yolun ona ait olma ihtimalini bilemez. Bazen de o yoldan hiçbir zaman haberi olmayacaktır. Bir yere varma ümidiyle uzak ülkelere doğru yürüyecektir. İhtimaller, olasılıklar ışığında…
Ve ben on bin yıldır bu mağarada yaşıyorum.
Yıllar sonrasında bile burada olmanın yaşattığı hüznü tüm bedenim ve ruhumla hissediyorum ama mağaranın manzarası çok güzel.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.