Kaya Ç. ve Hüseyin Kaya Ç. Farkı
İki kayadan küçüğü. İlk Kaya’nın oğlu. Baba Kaya, evlat Kaya. Baba ünlü bir tıp profesörü. Anne ise hekim. Baba, oğul da doktor olsun diyor ve Kaya’yı tıbba zorluyor. İnsan evladını bilmez tanımaz mı yoksa. Niçin Saadettin Erbil bir kız ve bir oğlunu doktor ediyor da Mehmet Ali’yi şovmen yapıyor. Görünen köy kılavuz istemez. Kişi baştan görülür ona göre adım atılır. Erbil Mehmet Ali’yi görmüş Türk toplumuna bir şovmen kazandırmış. Aynı anadan aynı babadandırlar ama kardeşler hekim çıkıp akademisyenlikte ilerlerken Mehmet Ali sahnelerin tozunu yutmuştur. Babasının izinden gitmiştir.
…………………….
Baba Kaya oğul Kaya’yı baştan görebilmeliydi aslında, gelecekte ne olabileceğini bilebilmeli, neye uzak neye yatkın sezebilmeliydi. Boşu boşuna Kaya’yı yormamalıydı. Onu ilk günden magazin dünyasıyla tanıştırmalıydı. Ancak babayı hatırlarım medyadan çatık kaşlıydı. Otoriter görünümlüydü. Belki evde demokrat ya da despottu. Kaya’yı ciddi bir meslek için zora sokmuş olabilirdi. Ancak şunu görebilmeliydi. Otoriter babaların ya da kendi zorlu mücadelelerin içerisinden gelen kişilerin evlatları imkan edinilmişse aynı yoldan gitmezler. Kolay olanı tercih ederler. Yorulmadan zorlanmadan terlemeden gelsin isterler hem de bol bol dolu dolu gelsin isterler.
………………………
Kaya, özellikle baba tarafından zorlanmış, çalışmış çabalamış tıbbı tutturmuş(Tesadüfen tıbba girdiği ve beş dersten lise sonda sınıfta kaldığı halde mezun edilerek kayıt yaptırdığı bizzat kendi ifadesidir). Kaya’nın döneminde tıbba ve dişe girmek için soruların yarısını veya daha azını yapmak yeterliydi oysa şimdilerde bu fakültelere yerleşebilmek için tamamına yakınını yapmak gerekir. Yine de bu işi başarabilmiş Kaya ve iyi bir okula yerleşebilmiş. Yerleşmiş ama sonrasını getirememiş. Bir iki denemeden sonra ayrılmış. Çünkü bitirebileceğine aklı kesmemiş. Sorular verildiği halde yapamamış. Bütünlemeden geçememiş. Okulu bırakmış başka işlere özellikle tenise yönelmiş.
………………………
Bizzat kendi anlatımı. Televizyondaki bir yayınından. Açık itiraf. Tıp bana göre değildi, zordu, çalışsam da yapamazdım o nedenle yürütemedim, zaten amacım ticarete atılıp kısa yoldan para kazanmaktı ifadesidir ki tıp kaçkınları içerisinde en iyi yerde olan Kaya’dır. Oturduğu yerden kazanıyor. Menejerlik müdürlük, gerekirse yapımcılık yayıncılık ve programcılık, bazen konuk, sıkışırsa oyunculukla götürüyor işi. Magazin ve spor dünyasının gözdesi. İyi de kazanıyor. Herkesçe biliniyor tanınıyor. Sanırım tıbbı bıraktığından pişmanlık duymuyor.
...
Bir samimi itirafı ise baba tarafından biraz eşkıyalık ana tarafından is saraylılık vardır bizde diyor. Güzel olan babanın, eşkıya kökenlilikten ülkenin bilinen en meşhur tıp profesörlüğü unvanına ve bölümünün başkanlığı payesine ulaşmasıdır ki Kaya zaten bu eşkıya sözcüğünü biraz laf olsun diye söylüyordur. Sohbete espiri katsın ve daha fazla ilgi çeksin diye ediyordur. Tıpkı İbrahim Tatlıses’in mağarada doğdum ancak dokuz on yaşında mektepli oldum meselesi gibi. Tatlıses’in itirafında Kaya’dan farklı olarak gerçeklik payı vardır yalnız. O gerçeklik de Tatlı’yı Tatlıses yapmıştır. Ünü Sınırları aşmış Avrupa’ya, Ortadoğu’ya Arap ve Türk Dünyasına ulaşmıştır.
Kemal GÜL
27.07.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.