- 377 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Anne Birlikte Ölelim !
Davetli olduğum bir doğum günü partisinde tanıştığım bir anne ile muhabbet ediyordum.
İki anne bir araya geldiğinde kaçınılmaz konu elbette ki çocuklardır, biz de aynen öyle yaptık.
Karşımdaki anne, sekiz yaşındaki oğlundan bahsediyordu.
Bir tatil sırasında yaşadığı bir hikâyeyi anlattı. Şimdi aynen onun anlattığı şekilde sizlere aktarıyorum.
“Geçen gün oğlumla birlikte vakit geçirmek için gezmeye çıktık. Uzun bir süre dolaştık. İşlek bir caddeden karşıya geçmek için yeşil ışığı beklerken oğlum bana “ anne hadi, ikimiz birden arabaların önüne atlayalım ve birlikte ölelim. Böylece ne sen bensiz, ne de ben sensiz kalmayız” dedi. "
Bunu anlatırken gülüyordu ve gururla “işte oğlum beni bu kadar çok seviyor” diyordu. Ben ise buz kesmiştim. Benim gördüğüm tablo onunkinden çok farklıydı. Bunu görememesi beni dehşete düşürmüştü.
Şimdi benim hissettiklerimi size aktarmak istiyorum.
İlkokul birinci sınıfı bir hafta önce bitirmiş sekiz yaşında bir çocuk var. Her çocuk gibi annesini çok seviyor, onu kendinden ayrılamaz bir parça olarak görüyor.
Buraya kadar her şey normal.
Bu çocuğun hiçbir hayat tecrübesi yok, normal diyebileceğimiz bir ailenin içinde yaşıyor, şiddet dolu bir hayatı yok.
Ama sekiz yaşındaki bu çocuğun ruhunda koskocaman bir olumsuzluk var.
Annesini ve kendisini koruyarak bir ömür mutlu olmayı düşünmek yerine, onunla birlikte hiç yaşamadan ölmeyi düşünüyor.
Bu cümleleri anneye söylediğimde bir an durdu “ben hiç böyle düşünmemiştim” dedi.
Bir çocuğun ruhunu anne baba besler. Bu çocuğun ruhu olumlu beslenmemiş miydi?
Biz ebeveynler bakmamız gereken noktalarımı kaçırıyor muyuz? Hayatta, bedensel olarak kalma mücadelesi verirken, ölü ruhlarla yaşıyor ve bunun farkına varmıyor muyuz?
Hep kullandığımız bir cümle vardır. ”Çocuklarım için yaşıyorum”.
Aslında kendimizi unuttuğumuz noktalarda demek ki çocuklarımızın ruhlarını olumlu beslemeyi de unutuyoruz.
Unutuyoruz ki; bu çocuk yaşamın ne olduğunu bile merak etmeden ölümü düşünüyor ve seçebiliyor. Küçük zihninde kim bilir ne olumsuzluklar ile yaşıyor.
Henüz sekiz yaşında olan bir çocuğun diğer yaşlarında nasıl bir düşünce ve davranış tarzı ile hayatına devam edeceği beni çok düşündürdü. Devam edebilirse tabi ki...
Umarım bu konu annesini de çok düşündürmüş ve onun için bir uyanış olmuştur.
Yaşadığımız olaylara karşı verdiğimiz tepkiler savurduğumuz sözler çocuklarımız için büyük önem taşıyor.
Bizler belki de çok dayanıklı olmayabiliriz. Bizim dayanıksızlığımız onların ruhuna geleceğin temelini atıyor. Ne kadar sağlam, ne kadar çürük siz düşünün.
Ve kaçınılmaz bir gerçek ki bu ektiğimiz tohumlar er ya da geç, iyi ya da kötü kendini gösterecek.
Sizleri düşüncelerinizle baş başa bırakırken , kendi hayatınızda ne yaşarsanız yaşayın çocuklarınızda travma yaratmayın diyerek sevgilerimle uğurluyorum.
Serpil Çavuşoğlu
Tarih : 15/01/2020
YORUMLAR
Harika bir gözlem ve olması gerekenler. Ne yazık ki ki çocuk yetiştirmek dünyanın en zor işi ve en dikkat isteyen işi. Hayata fiziksel ve ruhsal sağlıklı ailelerde dünyaya gelmek hayata her zaman önde başlamak demektir. Annenin dikkat eksikliği ve ciddi algı problemi olduğunu düşünüyorum.
Güzel düşündürücü ve çok anlamlı bir yazı.
Sevgi ve saygılarımla.