- 251 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bayram Gezimiz
Bayramın birinci günü erkenden uyandık, kurban yerine gittik.
Çok fazla beklemeden sıranın bize geldiği haberini aldık çünkü numara sırasına akşamdan gidilmiş sabaha kadar orada nöbet tutulmuştu..
Neyse kurbanı kestik, Allah kabul etsin..
Ortaklar arasında paylar yapıldı herkes evine gitti..
Bayramlaşma merasimini de kurban kesim yerinde halletmiştik zaten..
Evimize geldik biraz dinlenip yemekler yeninceye kadar etleri klima soğutma sistemi ile dinlendirdikten sonra posetleyip verilecek yerlere ayırt ettik kalanı bozulmasın diye dolaba koyduk...
Her bayram olduğu gibi gezmeyince bayramın tadına varmayan bizler, yolculuk için uzun tereddütlerim sonunda ikna oldum beni Sivas’a anneme bırakıp eşim arkadaşları ve kardeşiyle Karadeniz turu yapmaya karar vermişler tabi son güne kadar bunun şaka olduğunu düşünen ben, sonunda ciddi olduklarını anladım taki dönünce...
Yolda teker patladı gece saat dört buçuk civarı gibiydi kaldık yolun ortasında seher vakti...
Hiç panik yok bende sanki olacaklara önceden hazırlanmış gibiydim yolcunun işini Allah bilir...
Bir çok işaretler bizi uyardı fakat eşim kararlı olduğu için bişey diyemedim...
Telefonla arayıp çekici gönderdiler..
Tamir yerine kadar birlikte gittik..
Dükkan kapalı tekrar aradılar..
Kameradan görmüş olacakki aile olunca çıktı geldi bir yağız delikanlı..
Aslen Suriyeli imiş on senemi dedi yanlış hatırlamıyorsam Türkiye ye yerleşmiş..
İşimizi halletti ücretini aldı herkes kaldığı yerden yoluna devam etti...
Biraz yol gittik güneş doğmaya yakın benim kocanın gözleri gidiyor baktım uykusu gelmiş..
Arabayı çekti sağa biraz uyudu...
Herkes yorgun bitkin, yolda yoruyor hayli, müzikler bile bıktırıyor bir süre sonra...
Bir petrole uğrayıp elimizi yüzümüzü yıkadık serinledik uykumuz kaçtı yola koyulduk yine...
Kayseri ye gelinceye kadar, kahvaltı yapmadık
Eltimi nenesine bıraktık tekrar Sivas yoluna koyulduk...
Eşim Şarkışla da köfte yemeyi çok sever, lezzeti mükemmel diyor..
Hep beraber hem kahvaltı hem öğlen hem akşam yemeğini bir öğünle kilitledik...
O gün sabaha kadar bişey sürmedim ağzıma..
Erkekler baraja balığa gittiler o gün
Ertesi sabah geldiler...
Vedalaştı harçlığımı verdi gitti ben hala inanmamakta kararlı görünüyorum..
Gerçekten bunlar Karadeniz turuna çıkmış...
Hemde arabanın daha hasarını onarmadan ...
Dört gün boyunca hiç aramadım eşimi
İlk günü aradım araba kullanırken fazla konuşmadı zaten..
Gelelim köy hayatımıza köyde doğdum büyüdüm ama hiç köylü olmayı beceremedim ben, köy işleri ağır olur, tarla bilmem hayvancılıktan anlamam, çok hassas ve kırılgan bir yapım vardı, ta ozamanlardan ...
Bu yüzden olacakki annem/babam sadece ev işi yemek yapsın yeterli derlerdi benim için..
Çabuk hasta olan bir bedenim var yorulmaya strese gelmiyor..
Çocukları seven bir gönlüm yalnız bu çok güzel bir duygu...
Farketmez kim oldukları çocuk çocuktur...
Annemin yeni gelini var, yanında bir çocukla geldi adı Ahmet, Allah’ım nasıl bir çocuk o öyle kim görse Mahzun /mahsun duruşu etkiliyor herkesi...
Birlikte vakit geçirdik güzel oldu..
Gelelim sürprize okulda bayram şenliği düzenlenecek dediler..
Bu şenliğe çocuklar, büyükler ve ayrıca internette tanıştığım şair/üsdat emekli öğretmen Zübeyde Gökbulut da var dediler..
Büyük bir heyecanla gittik, hay aksi ayakkabımın teki kayboldu ayağımda terlik, bir tarafdan ayakkabı arıyorum bir taraftan Zübeyde nineme koşuyorum...
Aaa oda nesi işi çıkmış gelmeyecek!
Numarası vardı bende aradım senin için geldim ninem sende yoksun dedim..
İzin alabilirsek eğer gelmeye çalışırız dedi..
Çok sürmedi ki, bir anda karşımda buldum nasıl koştum kalabalığın ortasından giderek boynuna atıldım ninemmm diye...
Millet bize bakıyor heralde bu sevgi nereden kaynağı ne diye ☺️
Rüyada gibiydik ikimizde...
Bana şiir okuyacak mısın diye sordu
Bilmiyorum dedim...
Misafir olarak bulunuyordum sonuçta köyümde..
Tekrar aramaya koyuldum ayakkabım yok terlikle de sahneye çıkamam ki utanırım
Son çare kızımdan aldım numaramız aynı işe yaradı..
Ayakkabımı giydim okula geldim tekrar zaten okulla bizim evin arası çok yakın...
Zübeyde ninem başlamıştı bile sohbete yarıda yakaladım gözleri beni arıyor olacakki görünce sevindi..
Son sözleri söylerken üstü kapalı beni davet etti şiir okumam için...
Kıramazdım onu ve sahneye yürüdüm
Hiç heyecanım olmamasına rağmen bir anda dondum kaldım dilim tutuldu..
Ne söynerdiki ilk etapta
Düşünmeye vakit yoktu...
Çok heyecanlıyım kusura bakmayın dedim sadece...
Kelimeleri karıştırdım yerlerini
Biran önce bitse de hemen insem şu koltuk dan dergibiydim ☺️
Neyse ki kazasız belasız atlattık...
Ninemin övgüsünü duymak güzeldi ama kendimi yeterli görmüyorum bu konuda
Mahçup olmaktan, mahçup etmekten korkuyorum...
O gün ki atmosfer harikaydı ruhumuza iliklerimize kadar işledi, çocuklar gibi mutlu olduk hepimiz...
Belki de tecrübe hatalarının farkına varıp düzeltme ye çalışmaktı...
Bana bir fırsat verildi
Kendimi elin aynasından izledim...
Dilime şu cümleler döküldü
Küçüğüm daha küçüğüm
Bende bu yolları gide gele göreceğim
Yok ki bir bildiğim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.