- 528 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Canım Arkadaşım
Sınıf arkadaşım vefat ettiğinde daha 16 yaşındaydı. Hayatının en güzel yıllarını yaşaması gerekirken kara toprağa girdi. Birlikte geçirdiğimiz süslü anılar birden bire silindi. Belki de yaşasaydı okulunu bitirecek geleceğe dair planlar kuracaktı ama onu bizden bir kaza kurşunu aldı. Kaderi kendi kuzenin tüfeğinden çıkan kurşunla vefat etmek oldu. Tüm sınıf arkadaşlarımın bağrına düşen bu ateşi su ile karşılamak kolay olmadı. Yaşadığımız onca anıyı ve onun yanık sesiyle söylediği türküleri unutmak mümkün değildi. Hep dilinde olan şarkının bir kısmı ile şöyle seslenmişti ;
" Sen ayrı trende ben ayrı garda
Yollar aşkımıza gölge düşürdü
Hasret geldi geçti bu sonbaharda
Yıllar aşkımıza gölge düşürdü "
Güzel sesiyle bağrımızı yakardı. Biz birlikte aynı oyun salonunda eğlenir, dışarıda gezerdik. Ölmeden önceki gün sınıfta birlikte oturmuş sohbet etmiştik, Bir şeyler yemiştik okul zili çaldıktan sonra vedalaştık sanki bana veda eder gibi baktığını hissetmiş gibiydim hepimiz evimize gittik yarın okula geldiğimiz zaman sınıf hocamız arkadaşımızın vefat ettiği haberini bizlere verdi. Herkesin morali bozuldu, gözyaşları sel oldu. Bir arkadaşımız o anlık refleks ile kendine yakışmayan sözler sarf etmişti ama ölüm meleği ona verilen görevi yapmaktaydı. Her ölüm acıdır. Lakin söz konusu arkadaş olunca insanın canı çok yanıyordu. Ertesi gün cenazesine katılmak için evlerine gittik bir arkadaşımız merhumun cesedini görmek için yıkama aracının içine girip son kez rahmetliye bakmıştı. Ama annesinin hissettiği acıyı hiçbir söz dindiremezdi. Biz o an vedanın acısını yaşarken bir annenin yavrusunun gidişine isyanına şahit olduk. Annelik iç güdüsü ile Bazı arkadaşlarımıza oğlum diye sarılmıştı. Amacımız asla annesinin yarasını deşmek değil yarasına tuz basmaktı. Biliyorduk bir anne için yavrusundan kopmak kolay olmayacaktı ama taktiri ilahiye boyun eğmek gerekiyordu. Aradan biraz zaman geçtikten sonra merhum Arkadaşımızı ebedi hayata uğurlamak maksadıyla defnedileceği alana doğru yürüdük üzerine atılan her toprağı gördükçe aklımıza hep ölüm geldi. Evet bu veda çok erken bir vedaydı onun hayalleri vardı ama o hayaller çocuk yaşta yarım kaldı. İçimize kor ateşi salıp Allah’a olan borcunu tamamlamıştı biz cenaze namazından sonra vedalaşıp evimize doğru yola çıkmamıza rağmen hâlâ aklımızın bir köşesinde hiç ölmemiş gibi davrandık. Nereye baksak hep gözümüzün önündeydi, yüzümüze düşen durgunluğun sesiydi. Ben eve geldiğimde saatlerce ağladığımı hatırlıyorum çünkü öyle bir zamanda aramızdan ayrıldı ki daha çocuk yaşında hayatını, gençliğini yaşayamadan bizi bırakıp gitti. Ondan geriye birkaç fotoğraf, Türkü söylerken bir video kaydı kaldı. Biz onu yıllar geçse bile hâlâ özlüyoruz hiç aklımızdan çıkmıyor. İnşallah mekanı cennet, peygamberimize komşu olmuştur. Allah’ın rahmeti onun ve tüm geçmişlerimizin üzerine olsun biz dayandık ama annesi nasıl dayandı bilmiyorum, yaşıyor mu? Haberim dahi yok ama yaşıyorsa hâlâ evladının acısını, bağrına düşen Ateşi hiçbir söz teselli edemezdi...
Zaman çabuk ilerlerdi hepimiz kendi hayatlarımıza yöneldik eğitim hayatımıza devam ettik ama aklımızın limanında dinlenmektesin ve hiçbir yere gitmeni istemiyoruz. Yıllar geçse bile sen bizim en iyi arkadaşımızsın yokluğunda seni hatırlıyor ve yad ediyoruz. Sana dair tüm güzellikleri hiçbir zaman aklımızdan silmedik. Yokluğun bizleri yaralasa da acımızı kalbimize gömüp sineye çektik. Kabuslu bir günün sabahında seni bizden alan kaderin yazısına sitem etmedik çünkü bildik ki Allah seni bizden daha çok sevdi. Öyle olduğu için yanına aldı ansızın geride acılar kaldı ama biz kalan acılara suları dökmeye çalıştık. Bazen becerdik ,Bazen beceremedik az bile olsa denedik. Sana ait olan hatıraları saklayıp onlarla avuttuk içimizi bizi yıkan gidişin üzdü gözlerimizi bir daha dönüşünün olmadığını bilerek yaşadık sensizce fakat aklımızdan hiç çıkamadın. Biz seni asla unutmayacağız kalbimizin bir köşesinde yaşamaya devam edeceksin seni çok özlüyoruz huzurlar içinde uyu canım arkadaşım...