- 242 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR VE SANAT
ŞİİR VE SANAT
Geçen hafta Siverek Kültür Bilim Ve Sanat Derneği tarafından 31.03.2022 tarihinde Siverekli şair ve yazarların bir araya gelmesiyle 2. imza günü yapıldı. 1. imza gününde olduğu gibi bu etkinliğe de davetliler arasındaydım.
Doğup büyüdüğüm şehirde , Siverek halkıyla bir araya gelerek kucaklaşmak, onlara kitap imzalamak elbette büyük mutluktu benim için. Siverek Belediye Başkanı İmza Günü’nün yapıldığı tarihi Gümrük Hanı’na gelerek şair ve yazarlarla tek tek görüşerek bilgi alış-verişinde bulunması ayrı bir incelikti.
İkinci mutluğu, Siverek’te gittiğim okullarda salonları dolduran öğrencilerle yaptığım söyleşide yaşadım. Öğrencilerin gözlerindeki ışık, yüreklerindeki coşku, benim için ayrı bir sevinç, ayrı bir mutluluktu. Bu mutluluk beni alıp eski öğretmenlik yıllarına götürdü. Bir kez daha eğitimci olmanın gururunu yaşadım. Bu görüşmeyi sağlayan dostlarıma, okul salonlarını ve öğrencilerle bir araya gelmemizi sağlayan okul idarecileri ve öğretmenlerine minnettarım.
Etkinliğin ikinci günü 01.04.2022 tarihinde Yılmaz Güney’in doğum gününü kutlama etkinliği vardı. Siverek’in tarihi Gümrük Hanı Yılma Güney’in sevenleri tarafından dolduruldu. Güney’in kardeşi ve dernek başkanı tarafından kesilen doğum günü pastası ardından , Güney’in yaşamı ve sinemaya katmış olduğu değer yazmış olduğu senaryolar, oynadığı filimler anlatıldı. Çalınan davul zurnalar eşliğinde halaylar çekildi.Akşamına da büyük dev ekrandan Güney’in filmleri izlendi.
03.04.2022 Pazar günü Serhan Asker’in sunduğu Görkemli Hatıralar programı, yine Siverek’in tarihi mekanlarından Cudi Paşa Hanı’ında yapıldı. Programa Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney, Siverekli Kadıköy Belediye Başkanı Şerdıl Dara Odabaşı, şair yazar Şehmus Diken konuşmacı olarak katıldı. Siverek halkının yoğun ilgisi burada da kendini gösterdi.
Yapılan konuşmalarla Yılmaz Güney’in hayatı, sinemaya kazandırdığı yenilikler, ulusal ve uluslar arası sinema alanında aldığı ödüller dile getirildi. Siverek’in tarihi ve Kurtuluş Savaşı’na katkısı anlatıldı. Siverek’in yetiştirdiği değerlerden. Edebiyat alanında Mehned Uzun ve eserleri, şiirde Ahmet Arif ve ödenen bedellere vurgulandı . Sanatçı Sasa söylediği Zazaca türkülerle ve folklor ekibi programa farklı güzellikler kazandırdı.
Siverek’te 3 gün boyunca sürdürülen etkinlikler kısaca değerlendirildikten sonra, şiir ve sanatın günümüzde birbirine olan ilişkileri bakımından önemi, şöyle açıklanabilir,
Şiir ve sanat birbirinden beslenen iki sanat dalıdır..Şiir; içerisinde belli bir duyguyu, özlemi, hayalleri içeren, yaşamla ile ilgili birikimleri aktaran, şairlerin kelimeleri ahenk ile birleştirerek farklı anlamlar yükleyip, söz sanatları ve özel imgeler kullanarak, belirli bir ritim ve uyum için de sunulan, okuyanlar da estetik çağrı uyandıran bir yazım biçimidir diye ifade edilebilir.
Şiir yazmak için öncelikler bir konunun belirlenmesi ve bu hakkında belli başlı bilgilere ve duygulara sahip olunması gerekir. Daha sonra yazılacak şiirin giriş, gelişme, sonuç kalıbına oturtulması gerekmektedir. Yazılacak birinci kıta da ana tema okurlara aktarılmalıdır. Gelişme bölümlerin de ayrıntılara, detaylara, zenginliklere yer verilmelidir. Final olarak aktarılan son bölüm de ise son koz oynanmalı ve altın vuruş yapılmalıdır. Çünkü okuyucunun aklın da kalıcılık bu bölümde oluşmaktadır.
Şiir en eski edebiyat ve sanat dalıdır. Yunan şiiri milâttan önce IX veya VIII. yüzyıllarda Homeros’un İliade ve Odissa adlı destanlarıyla başlamış.
Sinema ise, şiire göre yeni sayılır. İlk filmin çekildiği 1895’ten, gerçek sinemanın doğum yılı olarak gösterilen "Sessiz Sinema" diye adlandırılan bu dönemde senaryodaki diyaloglar ara yazılarla veriliyor ve tüm filmler müzik eşliğinde gösteriliyordu.
"Sessiz Sinema" dönemini sona erdiren "The Jazz Singer" filminin hemen ardından, Warner Bros tarafından 1928’de tamamı sesli film olarak çekilen "New York’un Işıkları", yaklaşık 1 milyon dolar hasılatla dönemin gişe rekorunu kırdı.
Şiir, okuyucuyu bilinmezliğe sokup hayal gücü ile baş başa bırakır. Sinema ise vermek istediği anlamı izleyiciye doğrudan vermektedir. Halit Refiğ’in yönetmenliğini yaptığı Gurbet Kuşları filmi, Orhan Kemal’in aynı adlı eserinden çağrışımlarla yazılmıştır. Görülüyor ki sinema kaynağını bir edebi türden almıştır. Haydar Ergülen ise Gurbet Kuşları şiirini Refiğ’in filmini izledikten sonra kaleme almıştır. Diyebiliriz ki edebi bir eser sinemayı, sinema da bir şiiri oluşturabilmektedir.
Sonuç olarak şiir için şunlar söylenebilir; şiir, yaşamdan ve toplumsal gerçeklikten beslenmeli. Daha özgür, daha insanca yaşamak, dünyaya gururla bakılacak bir yaşam adına yazılmalı. En çok ihtiyaç duyduğu barış ve kardeşliğe hizmet etmeli.Yarının geleceği çocuklarımıza yaşanılır bir dünya bırakmak amaçlanmalı diye düşünüyorum.
Sizlere bu amaçla yazılan bir şiirimi sunuyorum.keyifli okumalar diliyorum.
BİR AVUÇ ŞİİR
Gelin
Bir avuç şiirden
Umut yükleyelim
Çocukların gülüşlerine
Yarına dair
Olmasın gözlerde korku
Yüreklerde endişe
Öyleyse
Yeşersin taze umutlar
Bir avuç şiirden
Damlayan dizelerle
**
Şiir dediğin
Aşkla sevdayla
Yaşama sarılmaktır
Omuz omuza
El ele
Halaya durmaktır
Horon tepmek
Zeybek oynamaktır
Bir avuç şiirle
Öyle usulca
Yüreklere dokunmaktır
***
Öyleyse
Gökkuşağı renklerle
Basamaklar yapalım
Mavi gökyüzüne
Karanlıklar aydınlansın
Dünyaya
Gururla bakılsın diye
Bir avuç şiirle
Dayatalım merdivenleri
Dayatalım
Şafakla doğacak güneşe
****
Gelin
Yürek yüreğe
Bir avuç şiir olalım
Tükenmez kalemle
Dize dize
Yüreklere dolalım
Şiir dediğin
Olacaksa barışa
Kardeşliğe vesile
Akın edelim
Bir avuç şiirle güneşe
Muzaffer KALABA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.