- 541 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
''BUDA GEÇER YA HU
Hayatın bize ne gibi sürprizleri olduğunu asla bilemeyiz. En çaresiz olduğumuz zamanlarda bile hep ümitli olmalı. En mutlu zamanların ise sonunun olabileceğini düşünmeliyiz. Bütün mesele ‘’BUDA GEÇER YA HU’’diyebilmektedir.
Her zaman bulunduğumuz durumun gelip geçici olduğunu asla unutmayalım. Eskiden tasavvuf ehillerinin bir kısmı köy köy dolaşır halkın nabzını tutar Örnek davranışlar sergileyerek aydınlatırmış. Derviş: haddad ve Şakir diye iki zengini olan bir köye yolu düşer. Bu köylüler hem çok zengin hem de yardımsever kişilerdir. Derviş Şakir’in çiftliğine vardığında çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Şakir de ailesi de hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır… Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken, “Böyle zengin olduğun için hep şükret.” der. Şakir ise: ‘’ Buda geçer yahu der’’. Bazen görünen gerçeğin ta kendisi değildir’’ der.
Ardından Derviş Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür. Ama bir anlam veremez. İki üç yıl geçer derviş yine o köye uğrar Şakir-i sorar. Şakir-in bütün varlığını kaybettiğini fakirleştiğini görür. Eski dostu yaşlanmıştır, üzerinde eski püskü giysiler vardır. Şakir: Haddad diye bir zenginin yanında iki odalı evde yaşar ve onun hizmetlerini görür olmuş. Derviş ile evini ve yemeğini paylaşır. Derviş vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: Unutma, ‘‘BU DA GEÇER YA HU’’. Derviş bu sözü duyduğunda yine çok şaşırır. Şakir’in bütün malı mülkü yok olmuş ve acınılacak haldedir. Bu nasıl geçebilir? Derviş şakiri bir türlü anlayamaz. Görevi icabı dolanmaya devam eder epeyce bir yıl geçtikten sonra aynı köye yine yolu düşer. köylülerden olup biteni öğrenir. Haddad birkaç yıl önce ölmüştür, ailesi olmadığı içinde malını en sadık hizmetkarı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır.
Şakir Haddad’ın konağında oturmaktadır, kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine bölgenin en zengin insanıdır. Derviş eski dostunu ziyaret eder. Onu tekrar zengin ve iyi durumda gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır ‘‘Bu da Geçer Ya Hu’’. Epeyce bir zamandan sonra tekrar köye uğrar şakiri sorar. Vefat ettiğini öğrenir Ona köyün en güzel tepesini işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: ‘‘BU DA GEÇER YA HU’’.
Derviş, “ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır ne de mezar. Büyük bir sel gelmiş, tepeyi önüne katmış, Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır…Derviş o zaman sözün anlamını kavrar
Zamanın Padişahı avenelerini toplar. Kendisine bir yüzük yapılmasını ister. Mutsuz olduğunda umudunu tazelesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın… Hiç kimse Sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapamaz.
Gezici dervişin namını duyan padişahın avenesi dervişten yardım isterler. Derviş, Sultanın kuyumcusuna, sultana yüzük yapmasını ama kaşına ‘’BUDA GEÇER YA HU’’ yazmasın söyler. Kısa bir süre sonra yüzük Sultan’a sunulur. Sultan önce çok şaşırır ve sinirlenir; çünkü son derece sade bir yüzüktür. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: “BU DA GEÇER YA HU” yazmaktadır. Beyler hiç bir şey kalıcı değil. Derviş olmasam da: Bende diyorum ki sizlere ‘’BUDA GEÇER YA HU’’----------------------AR----------------------
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.