- 308 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Ruhumuzun Çiçekleri
Yalnız geliyoruz şu dünyaya . Herkes bizi tanıdığını iddia ediyor . Ailemiz , etrafımızdaki insanlar ... Ve şu iki kavram bir çekiç vuruyor kafamıza çoğu zaman ; benlik ve birey olmak . Benlik iç dünyamızı , birey olmaksa dış dünyamızı temsil ediyor . Ve herkesi bu sınıra buyur ediyoruz. Patronumuza , müdürümüze” bu işi yapamam diyemiyoruz” , yada arkadaşımıza “gelemem , müsait değilim “vs... Tabiki hayatın döngüsü bu maddi manevi bir alışveriş içindeyiz. Ne kadar sınırlarımızla özgür olsak da . Biz orada biziz . Sınırsız biz olamayız. Olumlu kavramları kucaklayıp , olumsuzları fırlatıyoruz , yol göstermeye sıra gelince yine ,tek başınayız . Özgür olmayı yanlış anlıyoruz bazen kimseye ben buyum diyemiyoruz , konuşarak eteğimizdeki taşları dökemiyoruz , anca o taşlarla kalp kırıyoruz doğruyu yanlışla , iyiyi kötüyle düzeltiyoruz . Onu da işimize geldiği gibi algılıyoruz . İşimize yansıyan herşey içimizden gelmeli. İnsanları tanımak da işimize gelmiyor almak istiyoruz sürekli , alamıyoruz , çünkü vermeyi bilmiyoruz . Vermeye sıra gelince hep yaptığımız gibi gücenip kırılıyoruz. Hep kazanan ezilen oluyor , her defasında daha güçleniyor . Kendiyle daha iyi tanıştı o yüzden. Ruhumuzun çiçeklerini etrafındakilere vermek dileğiyle ...