İnsanlık dokuz şiddetinde sallanıyor, tahribat oldukça yüksek seviyelerde bulunmakta. Bu da yağmacılar için mükemmel bir ortam sayılmakta.

İçinde biraz insanlık kalanların çok kolay kullanıldığı zamanlardır bu zamanlar, sömürü had safhada.

Sorsan da sormasan da herkes "mağdurum" çığlığı atmakta.

Mağduriyeti yaratanlarsa ne hikmetse;
En ahlâklı, en namuslu, en şerefli ve en mağdur olmakta.

Herkes siyah ceset torbalarına girmeye dünden razı olmakta.

Cümle alem depresyonun masterına dair ilaç prospektüsünü hafizaya kazımakta.

Herkes aynı pencereden seyrediyor görünürken, arkasında bıçak saklayanlar korunup durmakta.

At izi, it izine bulamaç olmuş, bu işe şeytan bile hasedinden çatlamakta.

Herkes, herkesin umurunda gibi görünür soyutta ama kimse kimsenin umurunda değildir somutta.

"Senin için ölürüm" der, öldürürler.
"Tek istediğim mutluluğun" der onu da çalar tez elden götürürler.

Kim kimi dolandırsa sanki binlerce bonus kazanmakta.

Herkes birbirinin üstüne basıp, çoluğa çocuğa serefsizliği miras bırakmakta.

Vicdan zaten "vijjdan" olmuş buz üstünde fırıldak gibi paten kaymakta.

İki damla gözyaşı timsaha emanet edilmiş, sağa sola Oscar ödülü dağıtılmakta.

Adamın mertine denk gelenler ana avrat küfürle sindirmeye çalışmakta, o da bambaşka bir dünya.

Dürüstlük en büyük üstünlükken dokuz köyden kovuluyor, gel de onuncu köyü arama.

Köre üzülenin yüreği kör olmuş da, zırnık kadar haberi bile bulunmamakta.
Üstün olan herşey çiğneniyor ayaklar altında.

Sevmeyin be siz sevmeyin!
Sevince mahfediyorsunuz bu da açık seçik ortada!

Serpil Çavuşoğlu
Tarih : 29/07/2022