- 259 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Eş Seçimindeki Kriterlere İlişkindir
Somut bir hadiseden yola çıkarak olayı irdelemek istiyorum. Bizzat tanıdığım kişilerdir. Hem olayın muhatabı hem de konunun yorumlayanı. Kişiyi ortaokuldan tanıyorum yorumlayanı ise iş hayatından. Kişinin eğitim sürecini tamamladığını sanmıyorum. Varlıklı bir ailenin çocuğu zaten. Sonraki süreçte büyüyor gelişiyor ve iş hayatına atılıyor arkasından da evlilik için adım atıyor ama her kapı yüzüne kapanıyor gidilen yerden boş dönülüyor.
………………………
Kişi aslında patron. Üç beş otobüsle bir firmada iş kovalıyor ama aracın birisini de kendisi kullanıyor. Şehirlerarası gidip geliyor. Uzun yol kaptanlığı yapıyor. Varlıklı ve seçkin aile çocuğu ya en az kendi denginde birisini arıyor ama her gidilen yerden eli boş dönüyor. Nedeni konusunda açıkça bir şey söylenmiyor ama kendisi de kendine toz kondurmuyor.
………………………
İş arkadaşım nedenini biliyor ama. Önce bize sonra ona söylüyor. Diyor ki ne olursa olsun bu işi devam ettirdiği sürece evlenemez. Eğer bir alt sınıftan olsun derse olur. Ancak kendi denginde olan birisiyle olmaz. On değil ister ki elli otobüs sahibi olsun kız vermezler. (Tüm emeğiyle çalışan insanlarımızı tenzih ederek ve sınıfsallığa karşı duran birisi olarak bu ifadeyi kullanıyorum) Uzun yol kaptanlığı yaptığı sürece her gidilen yerden geri gönderilir. İşi bırakacak, şuracıkta bir elektronik ve beyaz eşya dükkanı açacak. Bayii hatta baş bayii olacak. Para kazansın kazanamasın hiç önemli değil bakın görün iş nasıl hızlanacak. Bir çırpıda en asili ile evlenecek.
…………………….
Dediği işi yaptı şahıs. Arkadaşım bize aktardığını kendisine de aktarmış. Gecikme asla erteleme demiş. Aç şuraya bir mağaza bak gör kimler kimler gelecek. Kimler sıraya girecek. Eğer böyle gidersen sittin sene evlenmezsin demiş.
……………………..
Dediği gerçekleşti arkadaşın. Yörenin en iyi ailelerden birisinin kızıyla, hem genci hem güzeliyle evlilik yaptı. Sıcak bir yuva kurdu.
……………………..
Burada kıstas ve ölçüt önemlidir. Ne iş yapıyorsun nereden nasıl kazanıyorsun meselesidir önemli olan. Bu fizikselliğin de önüne geçiyor, yakışıklılık güzelliğin de çoğu zaman.
…………………….
Bir zamanlar köy gençleri kız bulmakta evlenmekte zorlandılar. Hele hele dağda sürü otlatanlar büsbütün bu zorluğu yaşadılar. Kızlar şehir şartı koydular. Bir atölye veya fabrikada asgari ücretle olsa da çalış, iaşeyi ve ibadeyi yani barınmayı karşıla, kırsaldan uzak ol dediler. Bu şart köyleri boşalttı araziyi ıssızlaştırdı. Tarlalar işlenemez, sürüler otlanamaz oldu. Şehre gelenler varoşa yani semtin çeperine sığındılar, şehrin açmazlarıyla boğuşur oldular ve yaşama tutunmakta zorlandılar, köyde arazisini işleyen, sürüsünü otlatanlar gücüne güç kattılar kendi işlerinin patronu oldular.
……………………..
Evlilikte bir ölçüt de kendisini olduğundan fazla göstererek sonuç almaktır. Oldukça da yaygındır bu durum. Önce bir kız ve aile göze kestirilir. Nelerden hoşlanırlar bu iyice netleştirilir. Sonra ev arsa araba yat kat devreye sokulur. Altın akçe fazlasıyla yapılır. İyi bir mekanda düğün kurulur. Seçkin davetlilere yer verilir. Aile bu yolla elde edilir gözleri boyanır. Olmayan imkan geçici süreyle kullanılır. İş bittiğinde sen sağ ben selamet denilir. Sonra eski düzene tekrar dönülür. Bu görüntüye aldanarak seçimde bulunan aday ve aile pişmanlık duyar ama sesini çıkartamadan duruma alışır, daha doğrusu alışmak zorunda bırakılır.
Kemal SEYFİ
20.07.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.