- 605 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Babam kendi nefsi için beni berdel vermek istedi
Babam kendi nefsi için beni berdel vermek istedi
Doğunun örümcek ağlı zihniyetlerinin kendisini yontmayan
cehalet kurbanı bir ailenin çocuklarından birisiydim
Daha ergenliği yaşayamadan çocuk gelin olmak namus denen kavramın iki bacak arasında olduğunun bedeli miydi
Törenin kirli yüzüne kurban edilen annem on iki yaşında iken babası yaşında kocaya veren vicdansız dedemin emri ile elinde bez bebeğiyle gözyaşları içinde dünya evine girmişti
Hiç bir oynadığı oyun bu evcilik oyunu kadar canını yakmıyordu
Bez bebek yerine doğurduğu çocuklarıyla evcilik oynayan annem
Babamın hovardalığına anlam veremeyen her gece bir başka karısının yanına giden imam nikahlı oğlu ile gurur duyan dedemin biricik oğlu
Vicdan terazisini eline almayı unutan baba annem nasıl olsa üveydi
Sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyen babamın yardakçısı baba annem yakalandığı amansız hastalığın pençesinde can veren dedemin yerini almıştı
Sözü kanundu sözünden dönen beynine bir kurşun sıkmayı tercih ederdi
Tepesine vurduğunda dünya etrafında dört dönderen alkolik babamdan nefret bile edemiyorum
on beş yaşında yeni doğum yapan annem henüz loğusaydı iğrenç isteklerine cevap veremiyordu üzerine tonlarca dayak yiyor itilip kalkılıyor koca karıların elleri altında bilinçsizce tedavi ediliyordu
Analık nedir bilmeden bebek sahibi olmak en güzel oyuncağıydı karnını nasıl doyuracağını bilmeden
Ne olduğunu anlamadan üzerine gelen kumanın babam ile birlikte itilip kalktığı evinde hizmetçi kapısında köle istediğinde yatağında kullandığı kadındı annem
Baba ocağına dönmek istediğinde infazı elleriyle hazır bekleten annemin babasıydı adam
Ya anneanemin ayaklarına kapanan annemin bu işkenceden beni kurtar haykırışları
Sus üzerine kuma geldiğinde rahatlarsın sözleri annemin bıçak darbelerinin önünü kesemiyordu
Evliydi annem kocasının toprakları hayvanları mereları vardı kanlı ellerinin bedeli iki öküz ile temizlenmişti
O gün öğrendi ki sadece kendi canına kıyarak bu hayattan kurtula bilecekti
Baharın müjdecisiydi çiçekler ağaçlar al duağını takınmış ağıt yakıyordu kuşlar
Kanadı kırılan bir ağac dalında boynuna geçirdiği yağlı urgan dı annemin hayatına son veren
Belki bir kaçış belki hayattan vazgeçişti annemin intiharı
Ne dizlerini döven bir annesi neden saclarını okşayacak babası kaderini yaşamıştı annem
Kendi gibi çocuk gelindi kumaları içlerinden bir iki tanesi heniz olgunluğa erişmiş
İndirin şu cansız bedeni ipten diyen babamın biri öldü yenisi gelir sözleri mezar taşına kazınacak en büyük öfkemdi
Kalabalık içinde kızıl kıyamet koparıyordu açlığım süt istiyordum emekleyerek annemin koynuna sokuldum
Kılı kıpırdamayan ahalinin gözlerinin önünde süt pınarım annemin göğsünü emmeme nasıl itiraz etmemişlerdi
Törenizde ölmüş bir annenin sütünü emmek haram değil miydi
Babamın gaddar yüreği beşikte ki bebeği üvey annesinin yanında bir hiçti
Çocukluğunda gördüğü zulmün mislini yaşatmak için öz evladına düşman kesilen nemrut suratlı babam
on iki yılımı ekip biçen hayallerimi nadasa yatırmak gibi bir hakka sahip olabilir miydi
annemin çektiği açıları öğrendiğimde baş kaldırmayı boynumun borcu bildim
Asi kızdı adım dağların özgür kızıydım hakkı aramak haklıyı savunmak töreye meydan okumak ölmek demekti benim için
Belimi kırmak sesimi kesmek için fermanımı imzalayan o dev adam
Daha ergenliğe girmeden gelişen vücudumu utanarak sakladığım on iki yaşımda tanımadığım biriyle evlendirmek isteyen öz ve öz benim babamdı
’’Öz babam beni kendine berdel secmişti’ seni kocana veriyoruz dedi
Niyeti dedem yaşından birine verip eşi ölmüş kızını kendine berdel yapmaktı
Asın kesin öldürün ama kocaya vermeyin beni diye yalvardım
baba ocağından kaçışım felaketim olsa da törenin kurbanı olmaktan daha iyidir dedim
yanlış yollardan geçerek doğru yolları öğrendim
Onun en iyisine kötü en kötüsüne iyi demek için yemin etmiştim
Saçlarıma dokunmayan elini kırmış yüreğime sığdıramadığım sevgisini kara toprağa gömmüştüm
Adını duyduğumda nefret ettiğim özlediğimde sevgisine hasret kaldığım adam
Seni asla affetmeyeceğim baba
Bir göç var yüreğimin arka sokaklarında
Gözlerimden düşen öksürükler tedirgin
Etrafıma saçılmış yalnızlık kırılıp dökülse de
Önüm arkam sağım solum iliklerine kadar körebe
Ne zaman özgürlüğü bir martı kanadında görsem
İşte o mavi gökyüzü benim diyemiyorum.
.’’Törenin asi kızı...
(Yaşanmış gerçek hikaye )
Remziye ÇELİK