- 681 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BENLİ KADIN
BENLİ KADIN
Uzun uzun düşünüyorum hayallerimde çağlayan o “sihirli” sesi. İçimden akıp giden zamanı ve her zorluğa göğüs geren o “benli kadını” görüyordum. İçimde kopan fırtınanın sesi vücudumun her zerresini ürpertirken, kahrolası üzüntü de kalbimi söküp alıyordu benden. O büyülü dalgalı saçlarıyla, bir ateşin çemberinden çekmiş gibi bana hayat veriyor, beni benden alıyor ve zamana dair tüm güzel ümitleri ruhuma ışıyordu. Gecenin bir yarısı, bilmem hangi düşün çeyreğinde gözyaşlarım akarken, bir türkünün “acı çığlıklarında” buluyordum kendimi. O benli kadın kollarımdan sıkı sıkı tutarak sarıvermiş dertli nefesimi.
Ah o çığlıklarım, o feryatlarım ah...
İnsanın içinde saklı cümleler, âdeta bir saltanatın makamından uzaklara alıp götürürcesine, sığınacak limanı bulmak istercesine, birbirine bakınıp duran gözlerin içindeki aşk-ı muhabbeti sezdim. Zamana damga basan, sitemkar düşlerle, denizin muhteşem kıyısına vuran limandaki her bir şeyi beyaza boyuyordu. O, kadınlığının sevgisinden yoksun, güzel olan her olguya hasretti, bildim. İçindeki çığlıkları büyük bir çılgınlıkla dışarı fırlatmak istiyordu; bir içim su olan o benli kadın. Kırılgan ümitleriyle, eskiye dair ne varsa hepsini “unutmak” istiyordu. Sonunda, suskunluğunu bozmayı bilmiş; ruhundan taşan duyguları sol yanından yansıtmayı becerebilmişken, ömrün kıstaslı gölgesinden geçerken, gülüşlerine yenilerini eklemek istiyor ve artık mutluluğu yakalamak istiyordu.
Gecede, gündüzde, insanlığıyla, dürüstlüğüyle ve bir o kadar da, muhteşem endamıyla âdeta hayata “ışık” saçıyordu. Çamların kokusu, etrafındaki her yeri kaplamışken, doğadaki her şeyin rengine ortak olmayı bilmişti. Ben o esnalarda, içimde büyüttüğüm o benli kadına “hakiki sevgimi” fısıldıyordum; büyük bir içtenlikle, büyük bir azimle, kaçıp kaçıp durmadan ona sığınarak.
Mehmet Öksüz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.