- 238 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
'dost dost illa kavga'
Önceki yazımda belirttiğim gibi, dostluk için illa ki bir sataşma bir dalaşma
olması mı gerekiyor. Bu sosyal olgunun en güzel örneğini bizim siyasal
tarihimizin atmosferinde yaşandığını ve yaşanmakta olduğunu gördük, görüyoruz.
Zamanın birinde, siyasi piyonlardan biri , satrancın şahı sn. Demirelin partisine
girmek ister - istikbali için elbet -İlgililer, piyonun daha önce hep aleyhe atıp
tuttuğunu şaha anımsatırlar.
Şah ’ iyi ya, der mealen , hem sesini keser, hem tükürünü yalar; bizi över, geldiği yere
atar tutar..’ değerledirmesini yapar.
Benzeri bir durum 1960’larda emekli bir paşa bir seçim öncesi chp’ye girmek ister
Partinin o zamanki veziyle görüşür Vezir- Kasım Gülek- konuyu Şaha sunar Şah
- İsmet Paşa - ’sen nasıl gördün’ der
Vezir ’ çok hararetli sizi övüyor, rakiblere atıyor ’ değince;
Şah ’ desene yalakanın biri, hayır çıkmaz’ değerlendirmesini yapar
Satırlar arasında ima edildiği gibi günümüzde bunların en canlı örneklerini yaşamaktayız
Bizim fazla bir şey yazmamıza ayıplarını yüzlerine vurmamıza gerek olmadığı, herkesin
kendini bildiği ve payına düşeni alacağı - almazlar ya - kanatıyla sn.Cumhurbaşkanımızı takdiren
tarihi bir örnek daha vermek isterim
1960 ’ larda sn. Ali Rıza Septioğlu chp’y müracaat eder
’ aşirettendir vs’ gerkçelerle kabul edilmez
Muhtermin isteğini bu kez sn. Demirele bildirirler
Büyük siyaset aktörü ; ’ derhal, derhal! adam bir sepet oy ile gelmiş, alınmaz mı’ buyruğunu verir ve
niymetini de görür
İşte sn. Cumhurbaşkanımız da hakaretleri ne olursa olsun dalaşanlara yalatmış mevki makamla emir ve
komutası altına alıp hem susturmuş hem attırmış tutturmuş ve az da olsa tabanlarıyla sayısını
bir nebze olsun artımıştır.
Başlığımız neydi :
’ Dost dost illa kavga ’ Enver Gökçe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.