Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- chesterfield
Hüsnü Ekizceli
Hüsnü Ekizceli

ON KURUŞ

Yorum

ON KURUŞ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

358

Okunma

ON KURUŞ

ON KURUŞ

0N KURUŞ
Bu sabah sabah kahvaltısı için evin eksiklerini almak içi markete gittim, dört ekmek ve biraz da salatalık aldım, tarttırdıktan sonra kasaya geldim. Kasiyer Kız: ” Yirmi lira, on kuruş” dedi. "On kuruşunuz var mı?"
Yirmi lirayı verdim, ceplerimi yokladım bir lira var. "Bir lira var, ben size bir lira vereyim” dedim. Kasiyer kız: “O zaman ben size paranın üstüne veremem ki," dedi.

Aldıklarımı elime alırken, “O zaman ben size on kuruş borçlandım", dedim; kasiyer kız da: “Evet” dedi.

Çıktım.

Yolda eve giderken içime büyüdü. Bu kız ücretli çalışıyordu. Mesleğimiz gereği geçmişte “mükeffel memurluk” olan İcra Memurluğu, Tahsildarlık ve Veznedarlık görevlerinde bulunduğum için, bu görevleri yapanların her zaman açık verme riski olduğunu biliyordum; o aklıma geldi.

Ev ile marketin arası birkaç yüz metre de olsa, yol boyunca hep aklıma takıldı. Para küçük de olsa borç borçtu. Zaten kasiyer kıza: “sana on kuruş borcum var.” Demiştim. O da dememiş miydi ki “evet.”

Eve geldim, aldıklarımı mutfağa bıraktım, eşim de kahvaltıya misafir geleceği için meşguldü. Çantamdan 10 kuruş alarak oğlum ve eşimin meraklı bakışlarına aldırmadan evden çıkıp gittim.

Bir kaç dakika sonra marketteydim. O süre içerisinde o on kuruş borç para sanki içimde ateşten bir kor haline gelmişti. Gidip on kuruşu kasiyere ödemezsem kül edecek gibi ruhumu sıkmıştı.

Markete girdim, baktım kasiyer yerinde yok. bir kaç adım daha atınca marketin şefinin yanındaydı. Ona aldırmadan on kuruşu uzattım, uzatırken de: “On kuruş borcum vardı” dedim. Kasiyer Kız hemen tanıdı, aradan belki de daha 10 dakika geçmemişti. Kasiyer kız benim uzattığım on kuruşu aldı ve mahcup bir şekilde: “Neden zahmet ettiniz?” diye meraklı bir şekilde sorunca, “Borç borçtur.” Dedim. Teşekkür ederek ayrıldım.

Eve gelirken yolda sanki büyük bir yükten kurtulmuşçasına kuş gibi hafiflemiştim. Sanki o on kuruşu vermeden o ekmeği, o salatalıkların boğazımdan geçmeyeceğine, o kadar kendimi inandırmış olmalıydım ki borcumu ödeyince rahatlamıştım. Allah’ım diğer borçlarımı da ödeme kolaylığı versin diye dua ettim.

Evden hiçbir şey söylemeden çıktığım için eve girince eşim ve oğlum soru yağmuruna tutmuşlardı: “Nereye gittin tekrar, neyi unuttun…”
Sadece gülümsedim.
20220716 / ANKARA

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
On kuruş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz On kuruş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ON KURUŞ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.