- 253 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yüzleşme
Aynaya bakıyorum. Yılların geride bıraktığı her bir ize, henüz yarı yaşımda bile değilken yaşanmışlığımın gözlerimdeki izlerine bakıyorum. Tüm acılar, boşa çırpınışlar, hayal kırıklıkları ve hissettiğim tonlarca duygunun gözlerimden geçip giden yansımalarına bakıyorum.
Her acıyı yaşarken en kötüsü sanırdım, her seferinde daha çok hırpalardım kendimi.
Beni anlamayan ve anlayamayacak insanlarla kendimi çevreleyip anlamalarını beklerdim. Her hayal kırıklığımda daha da uzaklaşırdım insanlardan. “Arkadaş” maskesi arkasına saklanmış herkesin maskeleri düştükçe tüylerim diken diken olurdu. Hafifleyeceğini sandığım her yük bu yüzdendir ki daha da ağırlaşırdı. Tanıdığım en yalnız insan olmamın verdiği dumanlı kasvetin altında ezilirken kendimden daha çok nefret ederdim.
Giderek kendim dahil, hiç kimsenin aşamayacağı soğuk ve uzun duvarlar ördüğümü fark edemezdim.
Öyle bir gün geldi ki; o duvarların labirente dönüştüğünü ve o labirentte kaybolduğumu fark ettim. Görmek istemediğim gerçekler adeta bir tank gibi beni ezdiğinde tüm bilincim hiç olmadığı kadar açıktı. Bitkisel hayattaki biri için lütuf, benim için lanet. Böylece kendimde geri dönüşü olmayan çok fazla değişim olduğunu fark ettim. Artık dikenlerin, zehirli sarmaşıkların ve yabani otların kapladığı; güllerin, çiçeklerin kuruduğu bir bahçeye benzemişti karakterim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.