- 617 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Çocuklardan Öğrendiklerim
İnsan büyüdüğünü belli zamanlarda anlıyor. Sorumluluk üstüne yüklenmediğinden bu anlaşılmıyor. Ben büyüdüğümü üç yaşındaki öğrencimin anne demesiyle anladım. Anne değildim belki ama onlara karşı fazlaca sorumluluklarım vardı. Çocuklarıma herkesin bir sorumluluğu olduğunu, onların sınıfa karşı davranışlarıyla, benim ise onlara karşı davranışlarım ile alakalı olduğunu anlatırım. Yirmi yaşındaydım ve sınıfımda yirmi bir tane birbirinden farklı özel insan. Çocuk gelişim üzerine bir bilgim vardı ama çocuklara karşı nasıl bakıldığına dair bir bilgim yoktu, çocuklarım öğretti. Hep yetişkin insan sana bir şey katmazdı ki üç yaşındaki küçük bir çocuk dünyama büyük şeyler ekledi. Bir sene boyunca çok şey yaşadık onlarla, kaç yıllık arkadaşlarımın hayatıma o kadar dokunmadığını fark ettim.
İnsan bir çocuğun gülümsemesine doyamıyor, o güldükçe sanki içindeki bütün organların ona eşlik ediyor. O kadar çıkarsız seviyor ki seni, sevilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu kanıtlıyor sana, çıkarsız ve yalansız. Severken bir beklentisi olmuyor ama sevdiğinde sanki ona dünyaları vermişsin gibi gözleri parlıyor. Bu parıltının en güzel anında hayatına daha da güzellik katıp sana sarılıyor. Bir dünya çocuğun kolları arasında olabilir mi? Bence olur. Ben bir çocuğun kolları arasında kendi dünyamı buluyorum. İnsan onlara dalınca kendini kaptırıyor, onlarla çılgınlık yapıyorsun ama seni garipsemiyor. Hatta çılgınlığına daha da çılgınlık ekliyor.
Üzüldüğüm ve sinirlendiğim anlar oluyor. Neden böyle davranıyorsun demiyor, kocaman kollarıyla sarılıyor ve öpüyor. Geçti mi Öyetmenim diyor ve ben o an yaşamanın gerçekten çok güzel bir şey olduğunu o minik melekten bir kez daha anlıyorum.
Onlar şu yalan dünyada tek gerçek şeyler. Üzüldüğünde üzüldüğünü söyleyen, mutluyken mutlu olduğunu, sinirliyken sinirlendiğini… Kısaca her duygusunu saklamadan ve yalınsız yansıtıyorlar. Onlar yetişkinler gibi değil, duygularımı saklarsam yalnız kalırım düşüncesiyle değil, duygularımı söylersem sorunumu çözerimin farkındalar. Tabi bu durum biraz da biz yetişkinlerin çocuğu anlama çabasıyla da gelişebilen bir durum.
Yaşamak güzel şey, ümitli şey
Bunu bir çocuğun sevgisinde anlıyorsun.
Huzurun tanımı kime göre nedir bilemem ama bana göre huzur bir çocuğu temsil ediyor. Sen ona bir şey öğretirken bir bakmışsın o sana çok şey öğretiyor aslında. Fazla bir şey bekleme bu hayattan, kalbin temizse eğer ilerliyorsun nasıl olsa. Hayat kalıcı değil ki, sen şuan eğlenmeye bak, kendini fazla yıpratma çünkü senin için beklenen güzellikleri bilemezsin DİYOR.
Cahit Külebi’nin bir şiiriyle sonlandırmak istiyorum:
Bir nazlı kuşa benzer
Çocuk dediğin.
Ev ister, ekmek ister
Öpülmek okşanmak ister.
YORUMLAR
Çocuklara öğreteceklerimiz ve onlardan öğreneceklerimiz... Bir kere sevginin çıkarsız ve yalansız dolansız olduğudur çocukların sevgisi, ne zaman ki büyürler o masum çocuksu sevgiler azalır... Bu konuda Rahmetli Profesör Dr. Atalay Yörükoğlu'nun yazmış olduğu ''Çocuk Ruh Sağlığı.'' adlı kitabının arkasında ''Bir Pulsuz Dilekçe.'' diye bir çocuğun ağzından yazılmış anne ve babasına bir yazı vardır, bütün ebeveynlerin o yazıyı okumasını dilerim. Hiç bir çocuk savaştan, kavgadan yana değildir, eğer ki büyükleri ellerine zorla silah vermese... Onlar bizim canlarımız, geleceğimizin teminatıdır... Kutlarım güzel bir yazıydı...