- 252 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DİYARBAKIR GEZİSİ
DİYARBAKIR GEZİSİ
CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu. daha önce gitmek isteyip iki defa ertelemek zorunda kaldığı Diyarbakır gezisini nihayet gerçekleştirdi.
Aslına bakılırsa işi hiçte kolay değil, adeta iki çapraz ateş altında. Bir yanda ittifak içinde zaman zaman proplem çıkaran muhafazakar kesim..diğer tarafta 6 milyon oy alan ve Türkiye’nin 3. partisi durumunda olan bölgede en etkili güç olan ve ittifak tarafından dışlanan HDP. Daha önce Kılıçdaroğlu’nun ’Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçe’ diye açıklamasını eleştirmiş. İttifakın 2. büyük partisi İYİ parti ’Demokrasinin yegane adresi Ankara’dır diye açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan bunu bildiği için sürekli oradan vurmaya çalışıyor.
Diğer yandan HDP de CHP’yi ve Millet İttifakı’nı, Kürt hareketini dışladığı için eleştiriyor. Yerel seçimde ittifaka destek verip büyük kentlerin kazanılmasını sağladıkları halde, şimdi görmezden gelinmelerine itiraz ediyorlar. Bir de ilaveten CHP içindeki tutucu kesim eklenince Kılıçdaroğlu’nun hangi şartlarda Diyarbakır’a gittiğini tahmin etmek çokta zor değil. CHP lideri, kadim şehirde ince bir ip üzerinde yürüyecek. Hem Diyarbakır Cezaevi’nde işkence görenlerle, hem HDP il binası önünde eylem yapan ailelerle görüşmesi işin zorluğunu anlatmaya yetiyor. İttifak içindeki HDP karşıtlarını rahatsız etmeden Kürtlerin desteğini sağlamaya çalışmak asıl zor olanıdır.
Bir başka gerçekte, bölgede yapılan birçok araştırmalarda, Bölgede AKP düşüş yaşandığını, CHP’nin yükselişte olduğunu ortaya koydu. CHP lideri, özellikle ’helalleşme’ bir başkaları hesaplaşma veya yüzleşme dense de bu söylemlerin bölgede sempati kazandı. Bu ziyaret, sadece CHP’nin açılımı açısından değil, Türkiye’nin toplumsal barışı açısından da önemli olabilir.
Diyarbakır’a giden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, temaslarına, HDP binasının önünde oturma eylemini sürdüren ailelerle görüşerek başladı. Öğretmen evinde gerçekleşen görüşmeye Ayşegül Biçer, Raif Biçer ve Celil Bektaş katıldı. Yaklaşık 20 dakika süren görüşmede Kılıçdaroğlu, ailelerin taleplerini dinledi.
Kılıçdaroğlu sabah ise suikast sonucu öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, faili meçhul cinayet sonucu öldürülen öğretmen Zübeyir Akkoç’un eşi ve KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, yerine kayyum atanan ve tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın eşi Zeynep Mızraklı, “çocuklar ölmesin” dediği için cezaevine giren öğretmen Ayşe Çelik ile kahvaltıda biraraya geldi. Kılıçdaroğlu günü sonunda onuruna verilen yemekte, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın babası Tahir Demirtaş ile görüştü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin twitter hesabından, Kemal Bey ’acıyı dindirmek boynumuzun borcudur’ diyor Diyarbakir’da.." Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır gezisi ile ilgili olarak bazı partililer de twitter’a; "Kılıçdaroğlu çok şaşırttı beni. Diyarbakır’da gerçek anlamda halkın içindeydi büyük cesaret isteyen yerlerde...Demek ki Sivas’ın ötesine geçebiliyormuşuz. Görmeyen gözlere duyurulur" şeklinde mesajlar yazdı.
Kılıçdaroğlu Diyarbakır gezi için, "Toplumun her kesimi ile buluşmaya, sorunlarını dinlemeye, merak ettikleri ’CHP’nin çözümü nedir?’ sorularına dilimiz döndüğü kadar anlatmaya çalıştık. Daha fazla geleceğiz Diyarbakır’a. Uzun yıllar ihmal ettiğimizi biliyorum. Diyarbakırlılar da bu konuda sitem ettiler. ’Neden Diyarbakır’a daha fazla gelmiyorsunuz, bizi yalnız bıraktınız’ diye. Diyarbakır’a daha fazla geleceğiz, oturacağız, konuşacağız, dertleşeceğiz.
Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Bizim adalet sağlamamız lazım. Bir şekilde adaleti sağlayabilirsek soframıza bereket de gelir. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi getirelim derken, temel noktamız adaletti. Adalet olmalı, milletin iradesi olmalı. İrade TBMM’ye olduğu gibi yansıyabilmeli. Eğer milletin iradesiyle belediye başkanları seçildiyse, belediye başkanları görevden alınıp yerine kayyım atanmamalı, siyasi partiler kapatılmamalı. Siyasi partiler demokrasinin unsurlarıdır, diye defalarca ifade ettik. Barışı, huzuru, kardeşliği, dostluğu yeniden inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, demokrasi ve parti kapatma konusunda “Demokrasi ortak paydadır. Kabul edersek mesafe alırız. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Siyasi partilerin kapatılmaması lazım. ’Talimatı verdim, istediğim zaman kapatırım’ demek demokrasi değildir. Anayasa Mahkemesi, birilerinin babalarının çiftliği değildir. Seçimle gelen seçimle gider. Kayyım ilkesine karşıyız. Siyasi partiler kapatılamaz. OHAL kararnameleriyle hangi mağduriyetler yaşanmadı ki. Daha önce askeri darbelerin aynısı uygulandı. Deklarasyonumuzda bunlar var. Belediye başkanı görevden alınamaz. Yüzde 10 seçim barajı, 12 Eylül darbesinin ürünüdür.Bu adil oran değil, dünyanın hiçbir yerinde uygulanmıyor. 6 parti oturduk yüzde 3 dedik. Yüzde 3 alan Meclis’e gelsin. Yüzde 3 demokrasiyi güçlendirir. AİHM kararları uygulanacak, uygulanmayanlar hakkında ne gerekiyorsa yapılacak. İnsan haklarını kurmuşsunuz, eşitlik uygulanmıyor. Yüzde 1 oy alan siyasi partiye de yardım yapılması gerekir.
Kılıçdaroğlu Kürt sorunu konusunda ’’Acısıyla tatlısıyla bir yüzyılı bitirdik,İkinci yüzyıla başlıyoruz. İkinci yüzyıla başlarken aynı acıları yaşamamak için var olan bir sorun var. Bunu çözmemiz lazım. Bunun için sorunu yaşayan kişiyi dinlememiz lazım. Özgürce tartışamazsak, sorunları çözemeyiz. Sayın Erdoğan, ‘Kürt sorunu yoktur’ diyor. Ona göre yoktur. Vatandaşa sor bakalım; var mı, yok mu? Var diyorsa, sen mi bileceksin, sorunu yaşayan mı? Sorunu yaşayan biliyorsa, haksızlıkla karşı karşıyaysa onu dinleyeceksin, bu kadar açık ve çözeceksin. Çözme makamında olanların ilk yapacakları iş, sorunu yaşayanı dinlemektir. Dinlemezseniz sorunu çözemezsiniz, hatta soruna vakıf bile olamazsını’’ şeklinde ifade etti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.