- 294 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YALNIZLIK ÖZGÜRLÜK ÖZGÜRLÜK DE MUTLULUKTUR
Yalnız kalmaktan korkan ve bu korkudan yakınan insanlardan hiç haz etmem.Bunlar hiç yalnız kalmamış,yalnızlığın verdiği hazzı,mutluluğu,özgürlüğü tatmamış insanlardır.yalnızlık özgürlüktür.Başkalarını haklarına saygılı olmak kaydıyla tam bağımsızlıktır.Yalnız yaşamayanlar kendilerini özgür zannederler belki;ama özgür değillerdir.Kendi başınıza bir şeye karar veremezsiniz.Örneğın evde sıkılıp dışarı çıkıp biraz hava almak isteseniz,yanınızdaki kişi ya da kişiler hemen müdahele ederler.Ya izin vermez(ler) ya da “hava soğuk,üşütürsün,uzaklara gitme,şu kadar zamanda gel,üstüne bir şey al…”Döndüğünüzde “ nerede kaldın,nerelere gittin” diye hesap sorarlar.Kendisine müdahale edilen ya da hesap sorulan kişi asla özgür değildir.Her şeyin bir bedeli vardır;özgürlüğün bedeli de yalnızlıktır.Ne kadar yalnız olursanız o kadar özgürsünüz demektir.Yalnız değilsen tevekkül ipliğini sabra sararsın.Kargalar sürüyle,kartallar yalnız uçarlar.Kargalar çöplükte eşinirken kartallar,masmavi gökyüzünün derinliklerinde sınırsız özgürlüğün hazzını ve mutluluğunu yaşarlar.Kartal özgürlükten duyduğu bu hazzı ve mutluluğu kanatlarına değil,yalnızlığına borçludur.Özgürlük mutluluğu da beraberinde getirir.Özgürlük yaşam hakkı gibidir,paylaşılamaz.
“Tek başına mutlu olanların hayatına girmek kolay değildir.”diyor Bob Dylan.Yalnızlığın verdiği mutluluğu yaşamış birisi olarak,bu söze katılmamam mümkün değil.
“Gerçeği söylemek gerekirse,insanlar yalnızlık denen şeyin aslında ne olduğunu,nereye varabileceğini pek bilmiyorlar.Her yığına,içinde dostluk var gözüyle bakılmamalı;insanların yüzleri bir resim galerisinden öteye bir anlam taşımayabilir,konuşmalar da bir zilin çınlaması gibi olabilir.
Francis Bacon
“Çünkü yalnızlık,anılarını ayıklamış,yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu süprüntüleri yıkmış,geriye en acı anıları bırakarak,onları arıtmış büyütmüş,sonsuzlaştırmıştır.”
Gabriel Garcia
“Kim ki bu yalnızlık karşısında büyülenmemiştir,resmin güzelliğini anlayamaz.anlıyorum derse yalandır.
Jean Genet
“Yalnızlığı sevmeyen özgürlüğü de sevmez.Kişi ancak yalnız olduğunda özgürdür çünkü.
Arthur Schopenhauer
“Çok şey istemiyorum hayattan,sadece yalnız bırakılmak…
Charles Bukowski
“Yalnızım ve en kuvvetli tarafım da bu.Nasıl yorumlarsan yorumla.
İsmet Özel
“İnsanın tek gerçek özgürlğü yalnızlığıdır.Ve yalnızlığı küçük düşürense bağımlılıklarıdır.Aşklar,alkol,nikotin.ahlaki değerler,uyuşturucular…
Hakan Günday
Aslında tamamen yalnız değildir insan.Yalnızken bazen bir çocukla,bazen bir delikanlıyla,bazen de olgun bir insanla konuşurum yani kendimle konuşurum.Kendi kendine konuşana deli derlermiş,varsın desinler.Delilik biraz özgürlük değil midir zaten?Ben kendimi saygın bir insan yerine koyar,karşıma alır onunla sohbet ederim.Birine kızarsam,birini çekiştirirsem,gıybet edersem bu kişi hep kendim olur.Suçlarsam kendimi suçlarım,kavga edersem kendimle kavga ederim.Böylece başkasının dedikodusunu yapmamış,kalbini kırmamış olurum.Ünlü denemeci Fransız yazar”Michel De Montaigne”nin dediği gibi benim işim kendimledir.Kendimi anlatırım.Hiç kimseye bazı doğruları anlatmak,ders vermek gibi bir niyeim de düşüncem de yoktur. Gündüz güneşle,gece ay ve yıldızlarla konuşurum;balkonumdaki çiçeklerle sohbet ederim.Kitap okur,içindeki kişilerle konuşma ihtiyacımı karşılarım.Evin odalarında özgürce dolaşırım.İstediğim zaman yatar uyurum,istediğim zaman istediğim kanalı izlerim.Kanal yüzünden aile içinde fırtınalar koptuğunu gayet iyi bilenlerdenim.Baba maç izlemek ister,anne magazin programlarını izlemek ister,oğlan vurdulu kırdılı filmleri izlemek isterken,kız aşk filmleri izlemek ister.Bu yüzden çok şiddetli kavgalar çıkar,eşyalar havada uçuşur,bazen kafa göz yarılır,kalpler kırılır,aile içinde küslükler başlar…Çünkü özgürlüğünüz sınırlandırılmıştır.
Yalnız başınıza televizyon izlerken sıkılırsanız kanalı değiştirebilir veya kapatabilirsiniz.Aynı şekilde kitap okurken sıkılırsanız kitabı kapatıp bir kenara koyabilirsiniz.Bundan dolayı ne televizyon darılır ne de kitap hatır-gönül koyar.Bir kimsenin bitmek tükenmek bilmeyen askerlik anılarını veya avcılık serüvenlerini dilemek zorunda kalmanın verdiği acıyı ve sıkıntıyı bilirim.Çok dar bir gömleğin vücudu sıktığı gibi ruhu sıkar ve bunaltır.İnsana usanç verir.Dinleseniz çıldıracak gibi olursunuz;dinlemeseniz kabalık olur,o kişi size hatır-gönül koyar.Çok etik olmasa da mecburen dinliyormuş gibi yaparsınız.Çocukluğumda şöyle bir şey anlatıldığını hatırlıyorum:Elektriğin olmadığı zamanlarda insanlar ya mumla ya da ocaklık(şömine)değimiz yerde odunları tutuşturur veya ocağa çıra atarak aydınlanmayı sağlarlardı.Mumun titrek ışığı altında veya çıranın sönmeye yüz tutuğu anlarda insanların yüzü seçilemez,silüet halinde görünürlerdi.Böyle günün bir akşamında adamın biri arkadaşına askerlik anılarını anlatmaya başlamış.Bu durumdan sıkılan adam,sıkıntıdan kurtulmak için bir çare düşünmüş:Bir dizini altına almış,diğer dizini dikmiş,üstüne de şapkasını koymuş,yani şapkayı dizine giydirmiş;sırtını duvara dayamış ve uyumuş.Anılarını anlatan kişi arkadaşının dinlediğini zannederek habire anlatıyormuş.Adam,epeyce uyuduktan sonra uyandığında arkadaşı hâlâ anlatıyormuş.
Yalnızlık güzel şey:Hiç kimse seni kırmaz,kıramaz istese bile.Yalnızlık özgürlük,özgürlük de mutluluktur bence.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.