- 1074 Okunma
- 6 Yorum
- 6 Beğeni
KURBAN, İÇİMİZDEKİ ŞİDDET EĞİLİMİNİ TÖRPÜLER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
KURBAN, İÇİMİZDEKİ ŞİDDET EĞİLİMİNİ TÖRPÜLER
Her gün bir şiddet haberi alıyoruz. Üçüncü sayfa haberi dediğimiz haberler, hepimizin başına gelebilecek türden haberler.
Toplumumuzun en temel kurumu, sevgi ve saygıyla kurulması gereken aile kurumu maalesef bazı evlerde can güvenliğini tehdit eden bir yer.
Sırf bir dosyayı aldığı için davanın tarafı gibi algılanan avukatlarımızdan, çeşitli bahanelerle öğrencisi veya velisi tarafından darp edilen öğretmenlerimizden, görevi başında saldırıya uğrayan doktorlarımızdan kötü haberler alıyoruz. Ana babasının yıllarca emek verdiği, topluma hizmet eden insanların bir günde ortadan kaldırılması çok acı.
Hayallerim, umutlarıma yardı,
Cennet kokulu rüyalarım vardı,
Şimdi artık hepsi geride kaldı,
Ümidimi kestin kurban yerine.
“Şiddete hayır” sloganları arttıkça şiddet eğilimi de artıyor sanki. Nefret söylemleri artıyor insanlarda, kin sarıyor etrafı sanki. Tahammülsüzlük almış başını gidiyor.
“Yaratılanı severim, Yaratan’dan ötürü” sözünü hiç duymamış, Yunus Emre’yi hiç tanımamışız. “Eline, diline, beline sahip ol.” diyen Hacı Bektaş-ı Veli’yi çok yanlış anlamışız.
Çilehanede kırk gün çavdar ekmeğini sirkeye banarak yumuşatıp yemek; aslında insan gönlünü yumuşatmak, Allah ile arasında ne varsa çıkarıp atmak, ruhu arındırmaktır.
Marketlerden aldığımız paketli yiyeceklerin bazısında, bilhassa çocuklar için paketlenmiş gıdaların(!) bazısında “Şiddet eğilimi gösterir.” yazar. Benim gibi aldığı ürünün içeriğini merak edip okuyanlar, muhakkak fark etmişlerdir.
Tükettiği yiyeceklerden bile şiddete meyledebilir insan. Hepimizin içinde sevgi, şefkat, merhamet, hiddet, şiddet, vahşet duyguları var. Biz hangi duygularımızı beslersek o duygular gelişir. Osmanlı’da “Mizaç İlmi” var. 19. yüzyılda ilim olarak kabul edilen Psikoloji’den yüzyıllar önce Osmanlı mizaç ilmiyle belirliyor kişilerin mesleklerini. Şiddete meyilli gördüklerini kasap yapıyor. Kasaplar keserek, parçalayarak, doğrayarak içindeki o şiddet duygusunu faydalı bir işte kullanmış oluyorlar. Rivayet edilir ki kasaplar yılın altı ayı da bahçıvanlık yapmak zorundadır. Aynı kişiler bu kez bir bahçeye girip yabancı otları temizleyecek, çeşit çeşit çiçek yetiştirecek, uğurböcekleriyle buluşacak, kuş sesleriyle huzura kavuşacak. Amaç; toplum için çok tehlikeli olabilecek insanları, mizaçlarına uygun işlerle topluma faydalı hale getirmek ve hayatı da insanları da dengelemek.
Kurban Bayramı yaklaşırken sesler duyulur: “Kurban şiddettir”.
Kurban, içimizdeki şiddeti törpülemektir.
“Kurban olurum seni Yaratan’a” deriz sevdiklerimize. Kurban, ahde vefa göstergesidir. İbrahim Peygamber’in samimiyeti, İsmail Peygamber’in teslimiyetidir.
Samimiyet ve teslimiyettir zaten kulu Allah’a yaklaştıran, kulu kul yapan.
Kurban, ibrettir. Ağızsız dilsiz, suçsuz günahsız bir hayvanın can vermesi insana bir işarettir. “Her nefes ölümü tadacaktır”. Önemli olan, ölmeden önce ölmektir. Önemli olan, ölmeden önce insanın içindeki kini, kötülüğü, yalanı kesmesidir.
KES/ME
Gönülden gönle söz kes de
Başkasının sözünü kesme!
Yalanı, riyayı, iftirayı içinden kes de
İşine gelmeyeni gıybetle *kesme!
Kurbanla beraber masivayı kes de
Allah’la muhabbeti kesme!
Kurbanı Allah için kes de
Allah’ı kurban kesme!
Kurban Bayramımız mübarek olsun.
*Kesmek halk arasında dedikodu yapıp kötülemek anlamına gelir.
Hamiyet Su Kopartan ✍
08.07.2022
YORUMLAR
Şiddet olaylarının artmasında bence adaletsizlikler adam kayirmalar torpil yapmalar sonra kral ihlalleri vardır diye düşünüyorum. Onun için devlet görevlilerinin kural dışına çıkmaması uygulamaları da adaletli davranması da gerekmektedir. İnsanları şiddete tahrik etmek de suçtur bence
Şiddete hayır” sloganları arttıkça şiddet eğilimi de artıyor sanki. Nefret söylemleri artıyor insanlarda, kin sarıyor etrafı sanki. Tahammülsüzlük almış başını gidiyor.
Çok normal çünkü CEHALET artıyor.Yaşanacak bir hayat var ama şartlar giderek çok çok ağırlaşıyor ve bu örnekleri çoğaltabiliriz de gerek yok ağır şartın altında ezilene sabret diye cenneti işaret edenlerin ise en iyi şartlarda yaşaması yiyip yiyip tıksırıp KUSMASI kolay hazmedilecek bir şey değildir.
Aç karnımızı doyurmak zorundayız karnı doyan adam düşünmeye başlar Allahla kandırılıp Allahın ona yarattığı rızkı elinden kimin aldığı idrak eder ve tepki verir ama hem aç hem de cahil bırakılmışsa içgüdüleriyle hareket eder orada şiddet başlar ve kendini de haklı görür. Buna mani olamazsınız yasayla şununla bununla.
Hem ruhunu hem midesini aç bırakıp; elinizde kızarmış tavuk buduyla o adama sabret derseniz siz ölmeyi garantimişdinizdir. Çünkü insan ne kadar açsa o kadar eğilir.Bunun vebali hemen hemen hepimizdedir.Secaddesiyle gezende suçlu, sarhoş da suçlu siyasetçi de (en çok da onlar vebal altındadır) suçlu.
AKLETMEZSENİZ ÜSTÜNÜZE PİSLİK YAĞAR- YUNUS SURESİ 100.
Kurban farz bir ibadet değildir ne anlamı ne mekanı ne amacı bilinir.
Tabiki bilenler vardır ve dinini hakkıyla yaşayanlar elbette ayrıdır ve bu yorumun muhatabı asla değillerdir.
Kul hakkını bilmeyen insan hayvan kesince Allaha yaklaşacakmış! Allahla iki kelâm etmeyi denese belki riyaya düşmeyecek.
Neyse ki hesap günü herkese aynı mesafede, çok şükür.
alisalis
1-
Kurbanın anlamı da amacı da bellidir, araştırabilirisiniz.
Durumu uygun olan "müslüman" kurban ibadetini yerine getirir. Ki bir şeyin vacip olması; ondan kaçınması veya ebediyen muaf olduğu anlamına gelmez.
***********
2-
Kuran'ı delil olarak sunacağınız zaman ayeti tam vermek daha doğru olacaktır.
4 meal örneği ki öncesinde iman konusu var. Ayetteki İman kısmını vermeyip salt diğer kısmı vermenin doğru olmayacağı kanaatindeyim.
Yunus Suresi - 100. Ayet
-Diyanet İşleri Meali :
Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
-Elmalılı Hamdi Yazır Meali:
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler.
-Elmalılı Meali (Orjinal) Meali:
Allâhın izni olmadıkça hiç bir nefs için iman edebilmek yoktur ve akıllarını husni isti'mal etmiyenleri o pislik içinde bırakır
-Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Hiçbir şahıs için Allah Teâlâ'nın izni olmaksızın imân etmek kabil değildir. Ve murdarlığı âkilâne düşünmez kimselerin üzerine kılar.
İnsan düşünen varlık...
Lakin sorar oldum; düşünen varlık mı işine geldiği gibi düşünen varlık mı?
İdrak etmeyenlere ne anlatılsa boş... Develer su tüketiyor diye katledilirken, inekler metan gazı üretiyor buda iklimsel değişime katkı sağlıyor derken; hangimiz poşet kullanmaktan vaz geçiyoruz, hangimiz kısa mesafelerde hiç olmasa yürümeyi tercih ediyoruz?
İşimize gelen şekilde bakmak ne kadar akıl karı? Acaba noelde kaç çam ağacı katlediliyor?
Zamanında bir konu umarım okumayı tercih ederler de kusmayı terk ederler...
Selam ve saygılarımla...