KİMSESİZLİĞİME DOKUNAN GÜN DÖNÜMLERİ
Korkarım, bu beden parçalanıyor artık....
Delişmen geceleri ilmikleyip kısmi bir yalnızlığa,
Sabaha karşı yok oluş kıyılarında dem tutuyoruz
“Ne sahibim ol, ne de benim,
Aşk... çok uzak.”
Gel gör ki, artık yalnızlıklar bile bir anlam taşımıyor.
Sadece siz mi kendinizi yok sayıyorsunuz? Yanılıyorsunuz ...
Oysa gözlerimin içinde o kadar büyük bir acı gizleniyor ki siz asla anlayamazsınız.
“ Gözlerimin içinde bir eskici dükkanı var”
Biriktirdim... bilmem ne kadar zamandır... Dışarıya çıkamıyorlar....
Düşlerimi, kayboluşlarımı, yok oluşlarımı, anlamsızlıklarımı biriktirdim.
Belki dedim, belki bir gün lazım olurlar.
“ Ne konuşuyor insanlar?
Ne kadar uzak kelimeler anlamdan...”
O kadar yokum ki kimse fark etmiyor.
Gün dönümleri içimi gıcıklıyor.
Neleri unuttum oysa... yaralarımdan arta kalanları biriktirdiğim sandık yerlerini dahi unuttum.
Siz, düşlerinden ayıp gerçekliği giyinenler.... Siz, en saklı ay ışığında dahi yüzlerini gizleyenler... Siz, kim olduğumuzu yitirmemize sebep olanlar.... Sizleri de unuttum...
Yüreğimin gel git(z)leri arasında sıkışıp kaldım sanırım. Artık hiçbir şey için açıklama bulamıyorum. Anlamları sezemiyorum. Mutluluğu heceleyemiyorum. Konuşamıyorum.........
Sonradan görme sevinçler üzerime iki beden büyük geliyor. Kapımın önüne bırakılmış umutlar ruhumun camlarına parça parça dışarı çıkmak istiyorlar. Kanıyorum. Ellerim, gözlerim, sözlerim kanıyor.
Yoruldum....
Hem de çok.....
Derme çatma bir su birikintisinin içindeki yosun olayım; yeter ki yaşamak bu denli acıtmasın artık.
Kalemin ucundaki noktalama işareti olayım; yeter ki bu yabancılık terk etsin beni.
Bir uçurumun en ucundaki taş parçası olayım, yeter ki bu umutsuzluk yitip gitsin düşlerimden.
Ne olmam gerekiyorsa.... yeter ki yaralarım kanamasın artık....
“Tırnak içindeki şarkı sözleri Feridun Düzağaç : Bir Devam Filmi albümünden alıntıdır”
25.02.2006, İstanbul
Ayşegül.