- 341 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇAY
Sönmüş yıldızların çetelesini tutuyor, gözlerini; o kapkara gözlerini gökten ayırmayıp dikkatle takip ediyor tüm ışıltıları. Arada eli küllüğün ucuna uzanıyor ve tütünü parmakları arasına alıyor. Soluduğu duman ciğerlerini, dertlerinin ruhunu kirletmesinden daha az kirletiyor. Gece kadar karanlık göz altları isyan bayrağını çekip yorgunluğu tüm vücuduna ilmek ilmek işlese de direniyor. Yıldızları saymayı, sönenleri elemeden balkondan kalkmayı düşünmüyor. Akan kanlı yaşlar kağıda damladığında güller çiziyor, her yaşında bir yıldız daha sönüyor.
Uçurumun kenarından ne zaman ayaklarını sarkıtmak istese Ritchie denen o manyak onu çay içmeye davet ediyor. Sırf bu yüzden balkon köşesinde bir başına yıldızları saymak zorunda kalıyor. İçi boş, kan dahi pompalamayan işlevsiz kalbini söküp atmak istiyor. Ne zaman kalbinden geçeni söylese aşağılandığı, yadırgandığı ve dalga geçilip kızıldığını hatırladıkça ellerini yoluyor. Yoldukça tırnaklarına dolan kanı gözyaşlarıyla yıkıyor. Sonunda sönmeyen yıldız kalmıyor ve bir çığlık kopuyor.
Ama o çığlığı da kimse duyamıyor...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.