- 663 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
Hiçlikten Hakikate
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
(Yazımın seslendirilmiş videosu linkte dir www.youtube.com/watch?v=sg9TeQJJ0A4 )
Hiçlikten Hakikate...
Öncelikle bilinmelidir ki, hiçlik yokluk demek değildir.
Hiçliğin tarifi cümle için de ne kadar anlaşılır olsa da, ancak, hiçlik mertebesine varan kişi kadar somut ve basit anlaşılamaz. Bunun en başlıca sebebi dünya denen bu alemden elde edilen tüm realitelerin üstüne çıkıp, diğer bir alemin başka bir boyutuna ayak basmaktır. Somut ’tan soyuta uzanan bir yoldur bu.
Bu diğer boyutun oluşumu hakkında bilinmesi gereken tek doğru gerçek, bir bilgi vardır. Bu dünya gibi diğer ruhsal frekansın da atom ve atom altı elementlerden oluşmadığıdır. Soyutluk esasen salt ruhsal anlaşılır bir durumdur. Hiçlik denen boyutta aynı şekilde ruhsal bir boyuttur. Bu katmanlara ulaşan kişi ve kişiler dışında, önerme yapmak ve içsel bilgiyi kavramak çok mümkün değildir. Fakat insanlar kendileri gibi aynı frekansa sahip başka kişilerle bu duruma mana katabilirler.
Bilinmelidir ki: Bu frekansa yükselmiş kişi ya da kişiler, dünya üzerinde ki tüm somut gerçekçiliği, soyut bir bakışa indirgemiş olmak zorundadır. Hakikat yolunda ise ruhsal boyut arasında kişi bir köprü kurarak, aynı anda bu iki aleme vakıf olmamalıdırlar. O yüzden sadece bu frekansa ulaşmış insanlar anca hakikate erebilirler.
Somut olandan soyut olana, yani maddeden ruhsal anlaşılırlığa, geçiş için olmazsa olmaz kuram benlikten kurtulmak ve bir olmaktır.
Hiçlik için hakikat yolcuları bu mertebeye vardıklarında, kendilerine bu yolda rehberlik eden melekler bulunmaktadır. Bu dünya dışı varlıkların başlıca önerme ve yönlendirmelerini takip ederek, yaşadıklarından dersler çıkarıp, bu çıkarımları olumluma yapması gerekmektedir. Bu süreç için içsel samimiyet şarttır.
Bir bakıma olayların anlatım dilini sorgulamak, doğru kavramak, yorumlamaları yanlış yapmamak gerekir.
O yüzden de hayatımızda karşılaştığımız tüm olayların (olumlu/olumsuz) anlatım diline çok önem vermeliyiz. Doğru olumlumalar Kişiyi tarifi mümkün açıklayıcı bir çıkar sonuç ilişkisine götürecektir.
Peki bu soyut ve somut gerçekçiliği daha basit ve anlaşılır bir durum halinde olmamasının arkasında ne olduğunu düşünürsek nasıl bir cevap bizi bekler.
Dünya dışı bir varlığın bu konuya şöyle bir cevap verdiği bilinmektedir
Bu anlaşılması zor ve herkes için idrak edilmesi kavranamaz hakikat taneciğinin arkasında, yaratıcının koyduğu kanunlar engelli yatar.
Her insan dünyaya geldiğinde onunla ilgilenecek onu yönlendirecek, koruyup kollayacak ve hayat yolculuğunda kendisine kılavuzluk yapacak bir Melek ile ilişkilendirilir. Aydınlanma yolunda geride olanlar ve bilgiden yoksun kişiler içinse, bu dünya dışı varlıklar onların zihinlerine bilgiyi ve bu bilgiye ait yönlendirmeleri kafasının içine yerleştirirler. Bilgi işte bu yöntemle insan zihnine ve beyine aktarılır.
Hayatta bazen insanlar kötü, negatif nitelendireceği olaylar ve durumlarla karşılaşırlar. Bu vakalar aslında öğretmen melekler tarafından, planlı ve kasıtlı bir organizasyonun eseridir. Sebebi ise insana hiçlik yolunda uyarıcı, yönlendirici telkinler ile bir tür hayatı sorgulama ve hakikati arama yolu göndermesi yapılmaktadır.
Ölüm ¿
Dünya dışı varlıklar ile kurulan irtibatların sayesinde, onların ölüme bakış açılarını en azından biliyoruz. Ruhsal frekans sahibi bir medyum aracılığıyla irtibata geçilen meleklerin ölüm ile ilgi şu söylemde bulundukları iddia edilmekte.
~; Siz insanlar yaşamlarınızın sonunda bir daha doğmayacağınızı düşünüyorsunuz. Oysa ki ölüm diye bir şey yoktur. Sadece orada ölüp, burada doğuyorsunuz.
Siz insanlara öncellikle söylemem gereken şey, Dünya denen o yeri çabuk aşın ve hemen buraya gelin. Asıl bilgiler ve mağfiretler bu tarafta. Orada yani dünyada olmanızın bir amacı var. Bu amacı kim fark edip, onu alt ederse işte onlar, hakikate erenlerdir.
Peki nedir bu alt edilmesi gereken?
Sizinle beraber doğan bir de egonuz vardır. Niçin insan ego ile doğar? Hiç düşündünüz mü?
Çünkü insanın o dünyada bir de yok etmesi gereken, ego su vardır. Onu yönetmek, yönlendirmek, yönetirken de yönetmeyi öğrenmek için o dünyadasınız.
-Oysa, Ego anlaşılması için vardır.-
Egonun içeriğinde bilgi vardır. Farkındalığa yükselenler, aşama en son vadede tekâmül halini alırlar. Tekâmül ise egonun bilgilerini ortaya çıkarır. Bu Tekâmül e ulaşan insanlar kozmik ve ruhsal bilgileri çözümleyip, aydınlandığında kendi değişim dönemi başlar. Bu duruma insanın kendisini yeniden var etmesi denir.
Yaratıcı ile yaradılış farklı kavramlardır. Yaratıcı güç insana da kendinden bu sıfatı katmıştır. İnsanlığın bu yaratıcılık vasfını Rab ile Karıştırmayın. Yaratıcı Rab insan rabbanidir.
● Dünyanın bir öğretmeni var
Dikkatlice okuyunuz!
Enerjide, evrim sürecinin dâhilindedir. O yüzden, evrim geçiren Her tür enerjinin bir çekim yasası vardır. Bu çekim güçlerinin, organizasyonunda verilen isim dünya lisanında ego dur.
Ego ise kontrol altına alındıkça, bilgisini insana kusar. Ve bu kusma anlaşılır olarak yolculuk sahibine yeni bilgiler olarak geri döner. Bu geri dönüşün tarifse bir adı ve makamı yoktur. Ancak en net anlaşılır hali söyle ifade edilebiliniz; Benlikten hiçliğe geçmek.
Gelmeniz ve geçmeniz gereken yağana yol budur. Melekler insanların, bu yolda hangi seviyede ve aşamada olduğunu anlamak için sadece o kişiye bakması yeterlidir. Dünya dışı varlıkların bu dereceleri hemen anlamasının sebebi ise, bizim boyutumuzda olmayan, bir enerji tarifi kullanırlar.
Bunun enerjinin adi zaman kütlesidir. Alemler arasında zaman kavramı boyutsal farklılıklar gösterir. Bu durumdan dolayı da frekansların kendi içindeki süreçlerde farklı işler. Bunun la ilgili bir Öğretmen melek bu konuda şu açıklamada bulunmuştur.
Dünyanın başlangıcı ile sonu arasındaki zaman aralığı sizin için milyarca yıl sayılırken Dünyada geçen 2,5 yıl, ruhsal boyutta, sadece 3 saniyedir.
Maddenin varlığı ile hiçlik arasında 2,5 yıl 3 saniyeye eşittir. Boyutlar arasındaki farkları bu gecikme ile ölçebilirsiniz. işte alemlerin alemlerden geride olduğu böylece anlaşılır.
Vicdan: Ruhsal alemin, yoludur. Bizimle sizin aranızda olan en mühim bağınız vicdandır. Dünyaya insanın bir kez gelmesi diye bir durum yoktur. Öyle olsaydı yaratıcı adaletsiz bir kimliğe hâkim olurdu. Aydınlanma yolunda hakikat arayan her insan anca ve anca Tekâmül ve tevekkül ile yol bulur., Kimileri kendi başlarına, Kimileri ise rehber meleklerin desteği ile Hakikate varırlar.
Unutmayın
Tevekkül: istekle başlar, sonra ihtiyaç haline gelir ve en son samimi bir inanç hakikat perdesini aralar.
Mevlâna celaleddin Rumi’nin dediği gibi;
HAMDIM, PIŞTIM, YANDIM ĶÜL OLDUM
Esen kalın...
YORUMLAR
Sormuşlar Hoca'ya:“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”Göz altından bakınca dayanamamış hoca sormuş:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”Artık makam kalmadığı için adam
boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
''Madem hiç olacaksın ne diye uğraşırsın, bak ben senin menziline çoktan vardım!''
Demiş...
Hiçlik makamı nasıl bir makam? Anlamak için aklın yetmediği, bunaldığı arayışlara sürüklediği ahvalin patikası gibi gelmiştir bana. Mevlâna Celaleddin Rum-i Mesnevi'sinde çok kez okuduğum Ruh, beden, mana, hiçlik silsilelerinden aciz aklımın anladığı; bilinenler hiçtir, bilmediklerim sonsuz, göremediklerim gördüklerimden daha çoktur ve görmek isteyen her yerde görür. Asıl kör gördüğüne inanıp görmediğini yok sayandır.
İşte Hoca'nın dediği gibi menzile ne koyarsan koy menzil hiçliktir. O hiçlik ki asıla giden yoldur.
Çok zamanlar geçti dünya alemi içinde hiç kadar ama hala ham, hala pişmemiş hamur kadar...
Yüreğinize sağlık. Selam dua ve saygılarımla...
BySponten
Öncelikle güne gelen farklı yazını kutlarım.
Anlattıklarınızı ''İlkay Buharalı'' yutube kanalında sizler gibi değerli hocalarımdan ilk dinlediğimde biraz anlamada zorlandım. Daha sonra astrolojiye merak sardım derken zincirleme bir çok bilmediğim ama yavaş yavaş anlamaya çalıştığım bilgilere kavuştum. Bu arada kuran okumayı öğrendim, açıklamaları derken kendimi bu deryanın içinde sürüklenirken buldum. Ego herkeste olan bir durum olmalı da..Bu dünyaya gelme sebebimiz mutlu olmak değil sadece, nefsimizin de yaşadıklarımızla terbiyesi bir yerde.
Uyanış yolculuğunda melekler yoldaşımız olsun inş..Konu muhteşemdi..
Saygılar sunuyorum yüreğinize..
Ferda,ca tarafından 2.7.2022 14:08:05 zamanında düzenlenmiştir.