- 397 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOĞRUSAL YANIT
Yazının Seslendirilmiş hali--- www.youtube.com/watch?v=J4q5fiALm0g
Yalnızlığı ile başı belada olan insanların, ortak bir sancısı da, zamansal beklentilerinin bir realisttik tutum göstermemesidir.
Bir nevi ,gelemeyen yaz , bitmeyen kış getirmiştir .
Yalnızlığından, üzgün, çaresiz, mustarip, umutsuz insanlar, içinde bulundukları bu karmaşanın haklılığını kendilerini göstermek adına çok yanlış adımlar atıyorlar.
Bir insanın teklik denilen soyut bu kavramı nasıl olur da düşüncelerine bu kadar emin ve kaygısız nüksedebilir, bir az bu konuya eğilmek istiyorum .
Kendi başınalığını eksiklik olarak gören insan, bu kavramsal çatışma içindeyken ne ait olduğu yerini bulabilir ne de hakikatlere, varabilir.
Zayıf insan ,Kendi savaşına güç katmak ,Haklılığını ispat etmek için de Bilinçli yahut bilinç dışı kurgular hazırlar kendince . sorgulama ve hakikat yoluna gitmeyi tercih etmez. Ve Bu aciz insan teklik adına Soyut ama somut bir delil öne sürer. Nasıl mı?
Kendisi ile yaratıcı arasında örnek teşkil edecek bir mukayese benzerliği yaratır.
İnsan yapacağı bu tanrı kıyası ile kendisinin ne kadar da haklı olduğunu kanıtlamak için en büyük kozunu kullanmaktan çekinmez. Ve sırası geldiğinde
Kendini yaratıcı ile aynı mustarip bir form dahilinde sayar. Bunu da şu şekilde izaha gider derki; Tanrıda bilinmek istediği için, yarattı , her şeyi. Bilinmek demek yalnızlığın sonu demek diye de ekledi .Gücü kısıtlı olan aciz beden ve zayıf ruh ne yapsın der. Tanrı yalnızlığa son verdikten sonra benimde bunu istemem gayet normal der. Savunmasını sırayla isleyip , Haklılığını savunan insan, farkında olmadan aldığı bu ,ilahi destek, ona bir canavar karşısına çıkar.
Farkında olmadan insan, tanrıyı da kibarca burada kendine şahit yazdırmış gibi kullanır. Acısı anlaşılsın, dinsin diye ıstırabı. Oysa işler hiç te öyle değildir.
Kendini sahipsiz, kimsesiz hissetmemek uğruna yanına bir soyut rehber alan insan Yaratıcının özellikle gizlediği o soyutsal duruşundan somutsal bir anlam çıkararak saklı olanı zedeler. Bu da yetmez bu anlam karmaşasının karmaşıklığını delil sayar. Sırf bu hayatta yalnız kalmama uğruna
Ve ekler; Yalnızlık Allah’a mahsustur .der ve bitirir.
işte Bu tür beyinler için bu çıkar sonuç aslında sadece bir ağrı kesici görevi yapar. Oysaki dağın görünmeyen kısmı vardır. Arkadan gelen bilinmezliklerin getirisinde ise doğacak tüm endişeler umutlarla süslenir buna korkusal çaba denir. Bu çok az bir zaman fayda verir .Yaralarına ilahi bir merhem çalmıştır insan, hem de ne için Kendini kandırması karşılığında.
Burada asıl olan öznel anlam, ise çok başkadır.
Buradsa algılayamadığı sezgisel bir hakikat var oda şuradan geçmektedir Bu insanların yalnızlık kavramına yükledikleri nitelik doğru ve tartışılmaz olsaydı, dünya da yalnızlığından memnun ve mutlu insanlar olmazdı. Bununla beraber şaşmaz kuram ve sıfatlar sahibi olan bir yaratıcıdan söz ederken onun , yeryüzünde, kurduğu kendi sistematik düzeninden bir haber insan . Özgürlük eşitlik adalet demokrasi vb,dengesel faktörlerin insanlar üzerinde nasıl paylaştığını kimse bilmiyor, bildiğiniz tek şey insana vadedilenin hükmüm sürdüğü . Ayrıca ilahi yasalar ve kanunlardan bazıları açıkça beyan edilmişken, bunlardan kimi görünen ve görünmeyen kanunlar olarak ta bilinir. Şüpheye ise maal yoktur. Birde, şunu düşünün bu yalnızlık savaşçılarının aksine o denli insanlar var ki kendi yalnızlıklarını seçmeleri için çaba sarfeden , Hayalleri doğrultusunda mücadeleci, hedefleri olan insan karekterleri mevcuttur.
Bu insanlar da hayatlarina özenerek ,titizlilk göstererek yalnızlıklarını kurabilecekleri kaleler inşa etmeye çalışıyorlar dünya üzerinde. Öyle ya sen elmayı seviyorsun diye elmada seni sevecek değil ya.
Bizi ilgilendiren kısım işin manasına bakacak olursak, Burada en mühim olan Öznel anlama yakın durmaktır. Peki yalnızlık denilen bu duygu durumunun öznel manasi nerede yatıyor. Çok basit hiç bir zaman Bu kavramın açıklaması gerekliliğine vardığınız da kesin ve net somutsal sonuçlardan kaçının tarafsal yani bireysel sonuca giden cevap lardan kacinin .Hele ki . normalde olması gereken şudur ,yada budur yahut tanımı sadece şöyledir diyemeyiz işte bu yaklasimsal tavir bizi hakiki tüme varima çıkarır. Zaten istediğimiz de bu degilmidir. Uçuruma giden yol ise tek yönlü bir tarafa giden duygu ve egolarımız yenil düştüğümüz kendimiz haklı çıkarmak uğruna verilen tüm cevaplar.
Esas olan bilgiyi zedeler ve hakikat disinda hangi yol
Ve unutmayın ki bir denklem kuralı hakikat yolunda her zaman işler
Mesela bu tip aynı yönergelerin eşit olmayan ağırlıkları aralarındaki fark onlara atfedilen duyguların olumlu yada olumsuz kaliteli yada degil içsel çekişmelerinin kendi
içinde ki deformasyonu belirleyen ağırlık merkezleridir.
Bazı insanlar yalnızlığın verdiği hazlar ile doyum yaşarken
Zihnimin kontrolünü teslim edenler yalnızlığın verdiği hazları kabul etmez farketmez, görmez ruhsal zayıflıklarına mağlup olur kimiside psikolojisine yenilir. . Sonuçta bildiğimiz bir norm vardır oda sudur teklik bir sorun değildir. Hatta sorunsal bir teori olarak dahi gösterilemez. Yine aynı bakış açısından bakarsak çokluk ta sorunsal değildir. Kuralla mühim, Kurallara uymaz isek pekâlâ ne olur? iste o zaman Hayatin getirisinde ki tüm negatif yaşanmışlıklar acılar, serzenişler, terkedilişler ötekileştirilmeler, dışlanmalar vb başkalaştırma hezeyanları, tüm bu teklik =Yalnızlık diyeceğimiz canavarın kucağına bizi atar. Sonra mi ne olur ?
Bu sebeplerinin yaratacağı psikolojik tabanlı dejenerasyon, insanı yalnızlığın kabul edilemez bir kavram olduğu yoluna sokar.
Oysa ki tüm bu basit ve anlaşılır durum, sadece tamamen illüzyondan ibarettir.
Peki bu durumun tek bir kaideye oturan normal bir bakış açısı varmı dır? HYR yoktur.
Peki hem doğru hem de yanlış olarak bir tekel kavram üzerine oturabilir miyiz.? Maalesef hayır
Burada esas olan insandan insana farklılık gösteren hayatların geçmişten günümüze gelirken ki yanında getirdikleri ve üzerinden atamadıklarıdır.
Eger tek bir cevap istiyorsanız cevap şu : kişinin yaşanmışlıkları üzerinden kendi yalnızlık algısı üzerine kurduğu kendi doğrusal yanıtıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.