- 496 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bahane
BAHANE
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Bugün sana toplumumuzda çok yaygın olan “bahane bulma” veya “bahane üretme” konusunda mektup yazıyorum.
Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,
Bizim toplumuzda yamak istemediği şey için bahane üretmeyi sever özellikle yönetici konumunda olan insanlarımız. “Ben bunu yapmak istemiyorum” demezler de, “Daha sonra yapalım” derler ama daha sonra da hatırlattığımızda sanki öyle söylememişler gibi davranırlar. Tabii ki bu durumda onlara karşı güveni kaybetmemize sebep olur. Bunu hoca öğrenci ilişkilerinde de sen düşün.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Buna karşılık kendilerine bahane üretilmesini asla istemezler ve istedikleri şeyin amasız, fakatsız ve lakinsiz hemen yerine getirilmesini isterler. Bilmezler ki sen bahane üretirsen başkaları sana daha büyük bahaneler üretirler. Hiç olmazsa sana karşı güveni sarsılmış veya gönül koymuş bir insan daha eklersin. Bunu birde hoca ve öğrenci veya arkadaş ilişkilerinde de düşün. O’na göre davran derim.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Güzel şeyler önerirsen çok kişi kabullenemez. Çünkü o güzel fikirler onların akıllarına gelmemiştir. Önemsemedikleri bir insan güzel fikirler ile karşılarına gelince bahane ürettikleri zaman bir tatmin sağlarlar ama bu uzun vadede onları “güvenilmez insan” olarak tanımlanmasına sebep olur. Bunu arkadaş çevrendeki ilişkilerinde düşün.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bahane üretenler çok zaman kısa vadeli düşünen insanlardır ve uzun vadeli düşünmeyi ya öğrenememiş ya da öğrenmek işlerine gelmez. Ama uzun vadede mutlaka zararlı çıkan insanalardır bahane üretenler. Şahsen ben bahane üretenleri çocukluğumdan beri unutmam. Onlara karşı tavrım da olumsuz olur. Onlar değerli ise ben onlardan daha değerliyim çünkü. Sen de değerlisin ve sana değer vermeyene değer verme derim. Çünkü bir defa alttan alırsan artık senden hep alttan almanı bekleyeceklerdir. Bir davranış mesela şiddet bir defa yapılırsa tekrarlanma olasılığı yüzde 70 der psikologlar.
Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,
Bir insan o işi yapacak gücü varken “bunu daha sonra yapalım” dediyse yüzde 90 ihtimalle o iş yapılmayacaktır ve yapması mümkünken yapmayan insan sana bahane üretmiştir. Bir daha hatırlattığında gene ertelemişse yapılmama olasılığı yüzde 99 a çıkmıştır ve sen o vaadin üstüne soğuk su iç.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Üniversite hayatında “bahane üreten insan” olarak tanınırsan belki Üniversitede beraber okuduğun arkadaşların ilerde senin iş arkadaşın veya hayat arkadaşın bile olur ve sen “bahane üretilen ve güvenilmez “ olarak tanınırsın ve bu tutumun sana iş yaşamında da zarar verir. Ya da iş hayatında “ bahane üreten insan” olursan sosyal hayatında da öyle tanınırsın ve bu da sosyal hayatını olumsuz etkiler. Bunları sana yarım asrın “çok okuyan ve çok gözlemleyen insan” tecrübesi ile yazıyorum. Hatta bu mektup yazarken de çok şey öğreniyor ve “bunları daha önce neden gözlemlemedim, düşünmedim ve yazmadım” diyerek hayıflanıyorum.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Özellikle yaşadıklarını unutmayan ve eli kalem tutan insanlara “bahane üretme” kten kaçınmanı tavsiye ederim. Onlar bu “bahana üretmeni” on yıllar sonra bile anlatır ya da anılarında yazarlarsa sen karlı mı çıkarsın? Senin aklına gelmez ama onlar unutmazlar ve hatırlarlar. Hiç ummadığın zamanda ürettiğin bahane yıllar sonra önüne aniden çıkar. Eskiler “Sü uyur düşman uyumaz” demişler. Bu misal unutulmaz. Burada sü asker demek eski dilde. Bahane ürettiğin insan da bir nevi düşmanın olur ve silahı da senin ürettiğin ama sonra unuttuğun bahane olabilir.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Çok kişi karlı çıkacağını zannederek güzel önerilere sahip çıkacak yerde bahane üretme yoluna giderler ve bu da güzel önerileri inanarak ve faydasına güvenerek öneren insanı incitir ve unutmaz. O yüzden bize önerilen şeylere bahane üretmeden önce ince eleyerek sık dokuyarak bir cevap vermeliyiz. Öyle ki karşımızdaki insan bahane değil gerçekleşmesi imkansız olduğuna inansın. “İlerde yaparız” dediği zaman da mutlaka yapsın ki “güvenilmez insan” imajı oluşmasın insanda.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Ben bunları sana neye yazıyorum. Benim yaşadıklarımı sende yaşarsan ibret al ve bahane üreten arkadaş hocalarına karşı tavrını da ona göre belirle ki sen de zararlı çıkma öğretim hayatında, iş hayatında sosyal hayatında…
Sevgili Üniversiteli dostum,
Sana bunu yazarken 30 yıl önceki Üniversite hayatımı düşündüm de, bana bahane üretenleri asla unutmamışım ve tavrım da 30 sene geçtiği halde değişmemiş. Üniversite yaşamımızda değer verene biz de 30 sene boyunca değer vermişiz ve halen de veriyoruz. Bahane üreten ve olumsuz tavır takınanları şikayet edenleri ve hakaret edenler ile 30 yıl görüşmemiz bile…
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bazen Üniversite okuduğumuz ya da lise okuduğumuz arkadaşlarla bir araya gelince tabii ki anılarımızı da anlatıyoruz. “Biz unuttuk sen nasıl unutmadın” oluyor tepkileri. Gönül bu unutur mu? Sen de düşman olma ama sana yapılanları unutma. Bahaneleri ise hiç unutma.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bir şeyi yapmak istemeyenin bahaneleri bitmek bilmez. Yapılabilecek şeyleri yapmamak için bahane üretmek, ertelenen şeyleri de hiç yapmamak insanın ilerde yanlış tanınmasına da sebep olur. Bahane üretmenin savunması da inandırıcı olmaz çünkü. Yapılacak iş az maliyetliyse ve uzun vadede yapana kazanç sağlayacaksa fakatsız. lakinsiz ve amasız yapılmalı ki ilerde insan “güzel işleri zamanında ve hızlı yapan insan” olarak gelecek nesiller üzerinde nam bıraksın. Namın “bahane üreten insan değil” “çözüm ve çare üreten insan “ olarak yayılsın. Tüm aleme. Bahane üretmediğin ve işi zamanında yaptığın için sana gönül koyan el aleme bakma. Adı üstünde el alem. Sen gönül hanene bak ve gönlün “yap” dediyse yap. Gerisini kaldır at. Dersini zamanında yap ve bahane de üretme kitap okumaya da mesela.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Laf lafı açtı konu gene okumaya geldi bak. Konu okumak olunca, kitap olunca bunun bahanesi olmamalı ve güzel kitaplar kitap okumayı bekleyen ve isteyen çocuk ve gençlere hemen ulaştırılmalı ki, ilerde okumayı, yazmayı ve “kitap hediye etmeyi seven” insan olarak namın yürüsün. Bak güzel soru sordun. Sana kitap hediye ettim ve sen ile dostluğumuz başladı. Keşke okumayı seven senin gibi yüzlercesine ve binlercesine kitap hediye etsem de binlerce dostum olsa kitapları okuyup faydalanan ve başkalarına da hediye eden Üniversiteli nesillere örneksin sen işte. Okumak için bahane üretmeyen, kitap için bahane üretmeyen ve okuduğu kitabı en az 5 kişiye okutan…. Daha çok yazmak isterim ama az ve öz olsun kalbe dokunsun ve bahaneleri öldürsün istedim mektubum amacına ulaştı mı sence?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.