- 361 Okunma
- 5 Yorum
- 7 Beğeni
NASILSIN? HİÇ İŞTE...
Düş sağanağı iklimin, basireti b/ağlanmış geceye ettiğim sitem ve mağlup geldiğim bilmem kaçıncı yaşama savaşıysa içime yağan karın hüzne duyduğu aşk ve özlem.
Kaybolmaların kaçıncısı tutuklu kaldığım sessizlik ve işte ihbar ediyorum dış sesin iç sese baskısını.
Bir hicap mı yoksa metruk bir düşte kaykılmışlığım mı?
Refüze edildiğim evren evreleri ölüme duyduğum yakınlık ve hicreti sözcüklerin bazen tımar yaptığım iç ses bazen cımbızla çektiğim bir imge ve göğün rotasında kaybolduğum yeniden bir kere daha yenik düştüğüm iç âlem.
Maruzatım yok da.
Bir mealim de yok artık bu saatten sonra.
Depreşen karanlık ve isli yolların da siması pek bir tanıdık.
Gayri kabulü rücu bir evrak gibi bankada çalıştığım yıllardan hatıra bir isim ve elimde onlarca yüzlerce dosya bakaya kalan bense aşkla yoğurmuşken hayatı ve işimi fazladan mesaiye kaldığım yıllarda tek önem arz eden aldığım yüksek maaş olarak gözükse de ben aşkla işimi yapıyordum.
Dün de bu gün de.
Hizaya gelen illa ki duygularım ve izbelerde saklı hüviyetim.
Tutuşan etekleri göğün ve yalnızlığı buğranın keyfe kader yaşamadığım kadar aralıksız teyakkuzda iken tek suçlu da benim işte içimdeki idealist kıza sahip çıkmış olsam bile tek teslimiyetim Rabbime ve tek tesellim alıp verdiğim nefes ve hali hazırda sevmekten yüksünmediğim asla da öykünmediğim bir Allah’ın kulu ve işte sekiyorum bir bir heceden heceye kıyama durduğum günün rutini iken aralıksız ağrıyan yürek.
Makbul olansa inanç.
Maruz kaldığımsa boşluk.
Tümden gelen coşkumun söndüğü tüme varım gayesi ile duygularımı harmanladığım ve kılıksız bir ruh hali ile kifayetsiz kaldığımın ertesi başımı iki elimin arasına koyup da müracaat ettiğim tek makam illa ki Rabbim.
Asrın hatası değilim üstelik.
Bilakis asırların hatasıyım: geçen yüzyılda yaşadıklarımın beterini yaşarken içinde bulunduğumuz yüzyılda ve esefle söyleniyorum beni bir kenarda unutan kalemime.
Dirlik birlik beraberlik çağrıları ve hortlayan mazim.
Kelam da sustu verdiğim selamın da karşılığını alamadım ve sadece saf tutuyorum safiyet yüklü benliğimle saf dışı edilmişken safça dolanıyorum boş sayfanın nezdinde.
Bir ayraç kalın.
Bir eklem ağrısı şiirlerimi de tetikleyen ve ihbar ediyorum Rabbime içimde ölen yaşama ve yazma sevincimi ve aşkımı.
İddianamede yazan kaçıncı dosya ise artık.
Yargılar ve hükümler ve yorgun bedeller.
Dilemması yüreğin adeta dilaltı iken yazılası her şiir ve mubah olan ne var ne yok tek tek yığıyorum önüme ve ardımda kalan her yarım hikâyeye bakıyorum da ve uzun sürüyor isyanım ve evet, bu sefer ben isyan ediyorum yazmayan kalemime.
Çalıntı mahiyette olmayan duygularım ve hayallerim.
Alıntıların rüzgârında bir algı eşiği iken kalemin nüktedan varlığı ve işte şerit değiştiriyor duygularım.
Bir ukde ise içimde kalan.
Bir masalsa hayatı ortalayan.
Tüm kayıpların üstüne kalemin de tükendiği ve tüketilen yaşama sevincim ve yazma sevdam.
İri puntolu yalnızlığıma ek olarak hücuma geçen ne çok duygu dünde kalan ve günümü kemiren hüznümse semiren.
Coşkuma ve sevgime yenik düştüğüm ve hayata aşkla baktığım katıksız heyecanımla başımı koyup da hayata baş veren duygulardan filizler kopardığım ve işte içimde kopan küçük kıyamet kalemin mahzun sesinde saklı hiçliğim mademki ilk günden beri talibim hiçlik makamına o halde hatırımı sorabilirsiniz:
‘’Nasılsın?’’
‘’Hiç işte. Hiçliğimin gölgesinde sararan umutlarım ve heyecanlarım gibi kalemim de artık hiçlikle iştigal…’’
YORUMLAR
Tutuklu kaldıktan sonra sessizlik prangasından sıyrılıp iltica etmek ..
Gülüm arkadaşım ...
Ben edebiyat defteri ailesine katıldığından beri elimden geldikçe yazılarınızı ve şiirlerinizi okumaktayım .
Haz aldığım bazen içsellestirdiğim bazen tevafuk olan durumlarla karşılaştım yazılarınızda .
Sanki bana hitap eden cümlelerde eridigim anlar olmadı değil..Gülüm arkadaşım kaleme sıkı sıkı sarıl en büyük dost kalem bence.
Herkesten herşeyden yakın insana .
İnsanın içini döktüğü tek ilahi emir ..
Yemin edilen mürekkep..
Sarıl kaleme Ebru hanımın dediği gibi .
Arada bana da sarila bilirsin ..😄🌹🌹🌹
Duygularınız bazen benim dilim oluyor .
O yüzden umman dolu yüreğiniz hep gönlunuzden güzele hayra çağlasın .
Sevgi yolun olsun
Sevgi halin olsun..
Sevgi dolu yürekten sevgi çağlayan yüreğe selam olsun
Gülüm Çamlısoy
Varlığın ve cümlelerin ve sizlerin de varlığı kalemle ettiğim hasbıhal.
Bu, bu eşsiz bir mucize bazen kendim kendime çok kızan kalemi dahi acımasızca yargıladığım.
Öncemde saklı yarım masallar özellikle saçma sapan meslek hayatımdaki sekmeler.
Öğrenci kimliğim öğretmen kimliğim evlat olmak abla olmak en başta insan olmak ta çocukluğumdan beri sevgiyle eşleşen yürek iklimim.
Severek yaptığım ne varsa sevgiyle yad ettiğim bazen canımın yandığı umuda dair bazen inanılmaz kötümser...
Ben sana sizlere nasıl sıkı sıkı sarılmam?
Teşekkür ederim canım arkadaşım.
Yüreklerden yüreğe kurulan köprüler hayatın da tam manası ile değer bulduğu zaten neyin sahibiyiz ki bu ölümlü dünyada sevgiden inançtan başka...
Sevgimle ve sevgimle ve selamımla...
<3
yazının başlığının doğru cevabını şu sözlerinde buldum sevgili gülüm
"içimde ölen yaşama ve yazma sevincimi ve aşkımı".
hiçliğin gölgesinde sararan umutların ve de heyecanının hiçlikle iştigal etmesinin sebebini de...
zaman zaman hepimizde oluyor ama ölüm değil bu yani bir yok oluş değil...
sadece kısa bir kayboluş...
o marifetli parmaklarınla yönlendirdiğin
kaleminin üretkenliği her zaman iftiharımız..
yaşama sevincini de yine kalemin sağlayacak....
sarılın sımsıkı birbirinize....
arada bana da sarılabilirsin:)
sevgilerimle canım
Gülüm Çamlısoy
gerçek manada bana çok şey katıyorsunuz sizler.
alıngan yüreğimin acısını alan sevgi ve umut bir de şu karaladıklarım.
bazen düşüyor gardım bazen soluyorum ama ansızın mucizeler hasıl oluyor.
:))
canım Ebru teşekkür ederim güzel varlığına.
seni görmek hep güzel çok güzel
iyi ki aranızdayım.
var ol güzel arkadaşım benim.
hayat denen denklem ve yaza yaza ne çok bilinmezin sırrına vakıf oldum
sonsuz içten sevgimle hep hep
<3
Mavi bir ırktır benim sefilliğim ve de taban tabana zıt yine kendimle; sözcüklerin doğurganlığında telaşlı ve dikkatli bir ebe gibi giriyorum doğuma ve gece doğuyor gözlerine sıradanlığın bense sıra dışı varlığımla not düşüyor mevsimin yırtık şapkasına.
Kodaman bulutlara asılıyım çünkü ben göğün şatafatlı yalnızlığını giyindim üzerime ve askıntı olan hüzne aldırış dahi etmeden mutluluk nidaları atıyorum.
NASILSIN? HİÇ İŞTE...
Bir ukde ise içimde kalan.
Bir masalsa hayatı ortalayan.
Tüm kayıpların üstüne kalemin de tükendiği ve tüketilen yaşama sevincim ve yazma sevdam.
İri puntolu yalnızlığıma ek olarak hücuma geçen ne çok duygu dünde kalan ve günümü kemiren hüznümse semiren.
Coşkuma ve sevgime yenik düştüğüm ve hayata aşkla baktığım katıksız heyecanımla başımı koyup da hayata baş veren duygulardan filizler kopardığım ve işte içimde kopan küçük kıyamet kalemin mahzun sesinde saklı hiçliğim mademki ilk günden beri talibim hiçlik makamına o halde hatırımı sorabilirsiniz:
‘’Nasılsın?’’
‘’Hiç işte. Hiçliğimin gölgesinde sararan umutlarım ve heyecanlarım gibi kalemim de artık hiçlikle iştigal…’’
Baştan sona anlam derinliği olan harika duygularla yazılmış NASILSIN? HİÇ İŞTE... konusunu en anlamlı bir şekilde ifade eden muhteşem güzellikteki yazınızı gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum.
Bu konuda benim de yazılmış bir hece şiirimi hatırlattı, eşlik etmesi için eklemek istedim izninizle.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Allah'a emanet olunuz.
ÖMRÜMÜZÜ TÜKETTİK SADECE HİÇ UĞRUNA...
Zararın neresinden dönülse elbet kârdı
Yanlışlarda direttik sadece hiç uğruna...
Gerçekten istenseydi dönmeye imkân vardı
Ömrümüzü tükettik sadece hiç uğruna...
Doğruyu bırakarak yanlışlarda yol tuttuk
Haram mıdır helâl mi umursamadan yuttuk
Her şeyi hatırlayıp Yaradan’ı unuttuk
Masivaya meylettik sadece hiç uğruna...
Niyet halisti belki hak yolunda kalmadık
Daha doğru olanı arayıp da bulmadık
Resûl’ün ahlâkını neden örnek almadık
Dürüstlüğü terkettik sadece hiç uğruna...
Dünyanın dört yanında hâlâ sürmekte zulüm
İsimler değişse de aman vermiyor zâlim
İnsanlığın durumu bugün dünden de vahim
Zulümleri seyrettik sadece hiç uğruna...
Asla sorgulamadık sormadık neden, niçin
Ölmeyecekmiş gibi çalıştık dünya için
Faydası olmayanın peşine düştük hiç'in
Ölüm yokmuş zannettik sadece hiç uğruna...
Zaman dönmez geriye siz durmadan didişin
Gün gelip can boğaza gelirse can çekişin
Türkmenoğlu diyor ki : Dönüşü yok gidişin
Ahireti mahvettik sadece hiç uğruna...
Şükrü Atay (Türkmenoğlu)
MASİVA, dünya, kainat, tasavvufta alem. "Allah" tan başka her şey demektir.
ŞÜKRÜ ATAY tarafından 21.6.2022 18:56:33 zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Çok şey var hayata dair çok da duygu.
Bir veryansın değil asla bir dans belki de hiçlikle dans eden var oluş amacının.
Amaçtan da öte haiz olduğumuz ve donanımlı olduğumuz kadar inanılmaz da aciz canlılarız biz.
Çok teşekkür ederim değerli hocam hakkkınız ödenmez.
Allah razı olsun sizden sizlerden.
Tüm içtenliğimle saygımla selamlıyorum.
Yüreğiniz dert görmesin hocam
Sonsuz selam ve saygımla
Keleminizi kutlarım üstadım yürek sesin hiç susmasın saygılarımla..
Tebrikler
Gülüm Çamlısoy
En içten selam saygımla
Var olun çok