- 410 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Sınav
SINAV
Sevgili Üniversiteli kardeşim,
Sınav dönemlerinde, sınava girecek çocuklarda, ailelerinde hep “sınav kaygısı” yaşanır ve lafa sınav ile başlayarak sınav ile biten konuşmalara şahit oluruz.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Derler ki her şeyin “azı kar, ortası karar çoğu zarardır”. Sınav kaygısında da aynısı olur. Yani az kaygı mutlaka insanı sınava motive eder ve belki de başarısını artıracak etkide bulunur. Orta kaygı ise insanı içinde bulunduğu ortama ve psikolojik durumuna göre karlı da olabilir zararlı da. Buna sınava girecek insanın kendisi karar verir. Kaygı oluşacak ortamdan uzak kalmaya bakarsa karlı çıkar.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Kaygının fazlası yemekte yağın tuzun fazlası gibi hem yemeğin tadını kaçırır hem de yiyenin. Yani çevresindeki insanların. Bu yüzden sınava girecek insanların yakınları buna dikkat etmesi gerektiğini uzmanlar söyler her zaman. Ben de sınav zamanı sınava girecek insanlara olumsuz sözler söylememeye ve onları üzmemeye gayret ederim. Çünkü bizlerde geçmişte 2 Üniversite okuduk ve sınav kaygısını fazlası ile yaşadık.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Sınavlardan önce her ne kadar sınav kaygısı yaşamamak gerekiyorsa da sınavdan önce sevdiğimiz şeyler için bizi arayanların bu ikramları belki de bizi sınavlara motive eder. Ama çoğu genç bunu düşünmeden “sınavım var” diye ret eder. Bazen de hemen kabul eder. Ret ettiğinin gerçekten hayır mı kabul ettiğinin hakikaten kar mı olduğunu bazen yıllarca anlayamaz bile.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Sohbeti ile bizi motive eden, sözleri ile aydınlatan insanların bizi hatırlaması ve sınava gireceğimizi bilerek motive etme mamacı ile bizi yemeğe, çaya davet etmesi bize verdiği değeri gösterir. Bu davetlere hep “ evet” diyemeyiz ama sık sık veya her zaman hayır dersek, böyle insanların “ benim çabam ona fayda vermiyor artık davet etmesem de olur” diye düşünmelerine sebep olabilir. Belki de bizi sınavlardan önce motive edecek bir gönüllü motivasyon hocasından mahrum kalmamızı sağlar.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Üniversite okurken çok zaman bizi anlamayan insanlar zaman zaman geçtikçe bizi anlarlar. Kimisi yeterince faydalanamadığından dem vurur, kimisi de başarısızlıklarından dolayı bizi suçlar ya da sitem eder. Her insan farklı olduğundan gereksiz övgülere de gereksiz eleştirilere de mesafeli yaklaşmak benim için en doğru olanı.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Gençler genelde kendilerine ikram eden, ya da davet edenleri yaşları itibari ile olumlu karşılamasalar da ne varsa bilgili ve tecrübeli insanlarda var. Bunu da insanın yaşı ilerleyip da hayat tecrübesini edinip de bilgi ile olduğu zaman anlıyor. Tabii bu değeri zamanında anlayan insanlar her zaman karlı çıkıyor. Başarılı insanların hayat hikayelerine baktığımız zaman onlarında zamanında bilgi ve tecrübelerden azami şekilde faydalandıklarını görüyor ve okuyoruz.
Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,
Her zaman söylerim tecrübelerimle da sabit ki, dersi zamanında ve derste dinleyen, anlayan ve ödevleri de zamanında yapan insan sınav kaygısını daha az yaşar. Derse öğretmeninin bilgisini almak için giden ve sadece o dersi öğrenmek için sorular soran insan her zaman zamanında öğrenir. Hoca ile alay etmek laf olsun diye soru sormak amacı öğrenmeyi getirmez. Ama çok öğrenci laf ola beri gele misali sorular sorar. Okul konuşmalarımızda biz bunu yaşıyoruz işte.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Zamanında çalışmasını bilen ve öğrenmeye açık, öğreteni anlayarak onlardan faydalanan, seven ve sevilen insanlar için hem oku sınavları, hem hayat sınavları kolay geçer ve kimseye muhtaç olmazlar. İş bunu anlayarak hayata geçirmekte. Bunu başaran hayatında rahat eder.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Sana bu mektubu yazarken şu güzel yazıyı okudum:
“Hayatın püf noktası, okumak. Geceleri yatarken uyumak için değil, uyanmak için okumak(La Edri)
Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,
Bana bunun konumuzla alakası ne? Diye sorduğunu hissediyorum. Konumuzla alakası şu. Ha okumak, ha sınava hazırlanmak. Sınava da zamanında hazırlanır yani dersi derste uyanık iken okuyup anlarsak hayatta zorluk yaşamayız ve bizleri sınava motive edecek insanların davetlerini de ret etmeden kısa ama öğrenecek ortam olarak algılayarak bu ortamlara sevdiğimiz arkadaşları da dahil etmenin planlarını yaparız. Gerçek dost, öğrenme amacı taşıyan ortamlara gerçek manada sevdiği dostlarını da götürür ve öğrendiği insanlardan dostlarının da faydalanmasını sağlar.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Bir işin üstüne fazla düşersen o iş sana sıkıntı verir. Sana her davette bulunanı sınav bahanesi ile geri çevirirsen bir süre sonra sınav… sınav dediğinden ürettiğin bahane de inandırıcı olmaktan çıkar. İnsanların güvenini kaybedebilirsin. Bu sadece sınav bahanesi için değil sık sık dile getirdiğin ve inandırıcı olmayan bahaneler içinde geçerli. Aşırı kaygı ve stresle girilen sınavlarda başarısızı olma riski de var. Her yıl gazetelerde okuduğumuz sınav sonrası hikayelerden bunu görüyoruz.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Demem o ki, sınav sözünü ağzımıza sakız yapmadan ama sınavları da ihmal etmeden sakince yaşamımıza devam edelim. Faydalanacak insanları özenle seçelim ve başkalarını suçlamadan önce uzun bir düşünce sürecine girelim Yoksa gerçek manada bizleri seven insanları bile kaçırma riskimiz artar.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Çevremizde bizi seven ve yemeğe, kaya, muhabbete ve öğrenmeye davet eden insanların olması ne güzel. Herkesin de böyle dostları yok. Olanın da değerini bilmek en güzel sınav ve zenginlik. Bu sınavdan başarı ile çıkalım.
YORUMLAR
Var olunuz muhterem hocam.
Genç arkadaşlarımıza ve sevgili öğrencilere ışık tutan değerli bir paylaşım idi.
Bu bağlamda kutluyorum.
Selam ve saygılarımla hocam