- 653 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
DEĞERLERİMİZDEN KOPUŞ VE YOZLAŞMA
Türk kültürü, Ahlaki değerleri, insani ve manevi değerleri başka milletlerin kültürlerinden, manevi değerlerinden etkilenip bozulmasına kısaca yozlaşma diyebiliriz.
Başka bir makalemde dediğim gibi zihinler işgal edilmişse kültürel yozlaşmada başlamış olur. Erozyona uğramış olan zihinler kültür yozlaşmasını çok çabuk benimserler.
Dini, milli ve manevi değerlerle beslenen toplumsal değer ve tecrübeler, deneyimler milli ve yerli olgulara kültür diyoruz. Böyle olunca da bu olgu toplumumuzu ayakta tutan en büyük bir güçtür. Kültürel emperyalizm, topluma güç veren, değer katan, yücelten unsurları yok etmek suretiyle önce yozlaşmaya ardından da kültürel yıkıma neden olur.
Günümüzde yozlaşmanın etkisini gösterdiği alanlar içinde mesleki, politik, sanatsal, ahlaki, milli, dini ve bilimsel alanlar yer almaktadır. Dini ve milli değerlerle desteklenen yaşam biçimleri zenginleşmiş ve içinde bulunduğu topluma huzuru veren bir olgu olur.
Bu zamanda eğer kültür erozyonuna uğramak istemiyor ve kültürümüzü korumak istiyorsak biraz kapalı olmak gerekir diye düşünüyorum. Yaşam kalitesini yükselten, fertlerine mutluluk veren kültür değerleri toplumu ayakta tutar ve bozulma olmaz. Eğer neslimizi sapık ideolojilerden, kural tanımaz davranışlardan, örf adet ve törelerimizin bozulmasından korumak istiyorsak yaşam standardı yüksek ahlaki ve insani gelişimini sürdüren, kültürel yabancılaşmaya kapalı olan bir tutum benimsemeliyiz.
Dünya çok küçüldü. Toplumlarda etkileşim kolaylaştı ve çoğaldı. Teknolojik gelişimin oldukça yüksek olduğu bu dönemde kültürel alanlarda toplumu açık topluma dönüştürdü. Dolayısı ile toplumların zihinlerini ipotek almak isteyen emperyalist avcıların önünü açmış işlerini de epeyce kolaylaştırmışlardır. Gelişmeye açık gençliğimiz bu cazip gelişmenin heyecanına kapılmış emperyalistlere adeta kapı açmıştır.
Toplumsal yaşamda yozlaşmanın etkilerini müşahede ettiğimiz değişik alanlar bulunmaktadır. Bu alanlarda yaşanan olumsuz gelişmeler bireyi kendine olduğu kadar içinde yaşadığı topluma da yabancılaştırmaktadır. Yozlaşma toplumun çoğunluğuna sirayet eder toplumsal çürümeye ve toplumsal çöküşe toplumsal çürümeye götürebilir.
Milli değerlerde yozlaşma
Dini değerlerde yozlaşma
Ahlaki değerlerde yozlaşma
Siyasal değerlerde yozlaşma
Mesleki değerlerde yozlaşma
Sanatsal alanlarda yozlaşma
Müzikte yozlaşma
Edebiyat değerlerimizde yozlaşma
Kültürel değerlerde yozlaşma
Bir medeniyetin oluşumunda maddi unsurlar kadar milli ve manevi değerlerde önemlidir. Temel milli değerlerimizin başında vatan, bayrak, kültür dil marş gibi vazgeçilmez değerlerimiz gelmektedir. Bu değerlerimizin korunması ve muhafaza edilmesi birlikteliğimizin garantisi gibidir.
Benim Çocukluğumda ordu evinin önünde çok büyük bir bayrak sereni ve çok büyük bir bayrak vardı. Cuma ertesi öğlen üzeri tatile girilirdi. Bir bölük asker öğlen üzeri gelir bayrağı istiklal marşımızla direğe çekerdi Arabalı arabasız bütün insanlar hazır ola geçer ve bayrağımızı direğe çekinceye kadar hiç kıpırdamazdı. Bir başka makalemde şöyle bir ifade kullanmıştım dinini kaybeden dilini ve kimliğini de kaybeder deyip örnek vermiştim. Mesleki yozlaşma, işyeri isimlerinin yabancı kelimelerden seçilmesinin de nedeni olmakta; öyle ki özellikle büyük kentlerimizde işyerlerinin yoğunlukta olduğu bir caddeden geçerken adeta kendimizi yabancı bir ülkedeymişiz hissini vermektedir. Ne kadar başkalarına benzemeye çalıştığımızı anlatması bakımından çok güzel bir örnektir.
Tabelalara baktığımızda sanki Avrupa şehirlerini dolanıyoruz. sanat alanında görülen kültürel yozlaşmanın bir başka yanını oluşturmaktadır.
Özellikle kendini yetiştiren ve destek olan halkına karşı sorumsuz davranan, tepeden bakan, halkının değerlerini küçümseyen daha da ileri giderek vatandaşa insani davranıştan uzak bir yaklaşım sergileyen böylelikle karanlık yüzlerini ortaya çıkaran sanatçıların olması sanat alanındaki yozlaşmanın belirgin örnekleri arasında yer alır.
Ahlaki yozlaşma ise toplumu oluşturan bireyleri etkisi altına alan ve toplumsal çözülmeye neden olan bir yozlaşma türüdür. Ahlaki ilkelerden uzak davranışlar, ikiyüzlülük, yalan ve aldatma ahlak alanında görülen yozlaşma örnekleridir. Aristo şöyle bir veciz söz söylemiş: ‘En bedbaht millet, kaleleri ayakta iken kültürü ve ahlakı harabe olan millettir.,
Ne var ki sevgi, saygı, hoşgörü, adalet ve merhamet gibi insani değerlerimize yabancılaşmak; toplumsal yapıda olması yararlı olan birlik ve beraberliğimize darbe vurmaktadır.
Aslında insani değerlerimize sahip çıkmak ve bu değerleri yaşatmak demek; özümüze dönmemizi toplum olarak manevi alanda güçlenmemizi sağlamak demektir.
Yozlaşmanın etkilerini gösterdiği diğer alanlardaki bozulma ve çözülme bir bakıma insani değerlerimize olan yabancılaşmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Kültürel emperyalizme dur demek ve kültürel yozlaşmanın önüne geçmek istiyorsak yaşamın her alanında insani değerlerimizi yeniden canlandırmalıyız.
Bu amaçla, ‘böyle gelmiş böyle gider, felsefesi bırakılmalı, kötülüğü çağrıştıran davranışlara karşı sessiz kalmamalı, ‘iyiliği emredin kötülükten sakının, ilahi düsturunu kendimize şiar edinmeliyiz.
_____________________________AR______________________________
Mehmet Talip BİLGİL
YORUMLAR
Yazı,güzel öğütlerin dışında pek bir şeye değinmemiş gibi geliyor bana,sondan üçüncü paragraf haricinde bir yerde bahsedilmemiş ''Adalet '' kelimesi işin özü değil mi ?
Adaletin olmadığı hangi ülkede dil de kültür de din de kendi özgünlüğü içerisinde kalabilmiştir ki ! Ayrıca kendi inancına saygı bekleyen topluluklar neden inançsız insanları şeytanlaştırıp ölümü hak eden bir yaratık gibi görür? Ayrı şeyler düşünüp aynı yerde yaşamayı başarmak ancak ve ancak adil bir sistemin varlığıyla olur.Çıkıp sokağa bir bakın ve kararınızı verin adil bir yerde yaşıyor muyuz? ki kültürel yozlaşmanın derdine düşeyim diye...