Kim Neye Nasıl Niçin Direnç Gösterir Nereye Kadar Tahammül Eder
Bu biraz mizaç meselesidir; kişilik, huy ve tabiat hadisesidir ancak böyle olmakla birlikte biraz mesleğiniz ve işinizle ilgilidir. Aynı zamanda ailesel ve çevresellikle alakalıdır.
...
Konuyu ele alış nedenim bir bayan arkadaşımın annesini kaybettiğindeki duygu durumudur. Sonrasında kendisini bırakması ve toparlayamamasıdır, akabinde bu hususla ilgili şu ifadesidir.
...
Nedense annemin kaybıyla büyük üzüntü yaşadım. Yaşlı, hasta ve bakıma muhtaç olduğu halde hem de. Günlerce kendime gelemedim. Hala etkisindeyim. Ruh halim ise hiç de iyi değil. Oysa ikizim hiç bir şey olmamış ve yaşanmamışçasına hareket ediyor. Kabullenmiş görünüyor aynı evde yaşadıkları halde. Biliyorsunuz ikizim onkolog diyor.
...
İşe ve mesleklere yönelik dememdeki espiri budur işte. İkizi doktor ve onkolog. Bir hekim ölüm karşısında bu tavrı takınmak durumundadır. Belki sayısız kez şahit olmakta ölüm hadisesine. Nice hastasını kaybetmekte. Gencecik insanlar elinin altından kayıp gitmekte. Katılığının nedeni iş ve meslektir, yaşanmışlıktır.
...
Bir kaç örnekle detaylandıralım hadiseyi. Mehmet Yazar bir dönemin önde gelen siyasetçisiydi. Bakandı. Kızını kaybetti. Günlerce etkisinden kurtulamadı. Sürdüremedi ve siyaseti bıraktı. Iş adamıydı aynı zamanda ve işini tasfiye etmek durumunda kaldı. O gün bugün hiç bir yerde görünmedi.
...
Bir polis müdürü baba gencecik kız evladını kaybetti. Dayanır mı buna can derken direnç gösterdi, normal yaşama döndü, devletin her kademesinde görev aldı. Bakan oldu parti genel başkanı oldu sonrasında oğlu vekil oldu. Kendisi hala ikbal peşinde. Üzülmedi mi evlat için bu hiç mümkün mü mutlaka çok üzülmüştür ancak yaşamdan kopmamıştır.
...
Bir diğeri hem siyasetçi hem hukukçu. Genç bir evladını trafik canavarına kurban verdi. Üzüldü kahroldu ama siyasi yaşamı sürdü. Bakan ve başbakan yardımcısı oldu, meclis başkanı oldu. Hükümet sözcülüğü yaptı. Diğer evladını vekil tayin etti. Direndi, bugünlere geldi.
...
Bir diyalogla başlayan bir meseleden bir yazı size. Meslekler ve kişiler üzerinden. Hepsinin acısını paylaşıyor, üzüntülerine ortak oluyorum. Allah kimseye evlat acısı göstermesin diyorum.
Kemal GÜL
12.06.2022
YORUMLAR
tekrardan merhaba ey can
yapraklı'yı da bilirim çakşak'a gelmiştik aile boyu
kör memo misafirimiz olmuşta güldürmüştü
kısaca SARIZL'lıyım desenize
elbistana balıkesirden gelmiştik
balıkesir bandırma demek bizimkiler demek
konuşacak o kadar çok anılarımz var ki
baldızım gelininizdir vs. vs.
hasan ve hayri beylerle görüşüyoruz
ey dost 25 mayısta bir can kaybımız oldu
SÖZCÜ gazetesi haber muhabirlerindendi
ali ekber ertük
54 dündeydi gazete ve FOX tv de İSMAİL
KÜÇÜKKAYA çalar saat proğramında
3-4 gün verdi denk gelmiş dinlemişsinizdir
onu sarızlılara sormalı der kadere boyun eğerim
nasıl kaderse neyse canınızı sıkmayayım acımla
ha drjanlıları şavataları da anlatılan anılarla
çok çok iyi bilirim
sağlıcakla kal kemale ermiş beni ademe sevgilerle
sevgili kardeşim
- birinci bölümde belirttiklerizi elbette ki anımsıyorum
elazığlı hakim nusret bey idi ben divriğiliğim köyüm kangala
kangal da elbistana yakın soy adınızdan elbistanlı olmalısınız
diye düşündüm merak işte
elbistandan elazığ'a atandım ordan 1983-2001 ankara elmadağ
2001 de emekli oldum
2001 nisan 2011 0cak noter halen ankarada ikamet ediyoruz
- ikinci bölüme gelince bizim orada 1960 larda yaşanmış bir anıyı
anlatayim da gülesiniz
efendim yama dağı yaylasında akraba kasım ağanın ticarı tokluları
kırkılmakta köyümüzden 8-10 kırklıkçı götürülmüş malatyalı antepli
tüccarlarda konuklarıymış ağanın çadırdalar
bizim kırklıkçılardan birinin adı 'adı güzel' köyde kısaca gozele denir
bir iş için ağa ona seslenir ' ' gozale gozele..' ağa çağırınca
uzun boylu elmacık kemikleri çıkık avurdu çökük terlemiş 4-5 günlük kıralmış
sakalıyla çadıra varır 'buyur ağam' demesinesiyle konuklardan biri
' yahu ağa sabah beri gozalo gozalo dersin gozalınız güzeliniz buysa çirkininiz nasıldır ' der bakıp bakıp gülüşürler
imdi bunu tersinden alıyorum yazılarınızda hiç de hata görmedim
diyorum ki kemal can vallahi kötünüz böyleyse iyiniz iyi yazımınız nasıl olmalı demekten ve gülmekten kendimi alamadım...
bakın ben imlaları kullanmıyorum
okuyucu kendisince imla varmış gibi okusun
ayrıca imlalara haydı yerinizi bulun diyorum kendimce
halen neredesiniz nerelisiniz dedik ya merak işte
çok uzattım görüşmek umuduyla sağlıklar
mustafa ertürk
elbistan
kemal bey ben 1984-89 arası elbistan ceza hakimi görevinde bulundum
30 yıl oluyor ama hala tanıdıklar bildikler vardır elbistanda iseniz
av. hasn uçak hayri şahin beylere uğra ve tanıdık tanımadık her kese
selam elbistan değince yüreğim ağzıma gelir sevinçten heyecandan
yazılarınızı okuyorum beğeniyorum k u t l u y o r u m
mustafa ertürk
elbistan
Yanılmıyorsam o dönemde Elazığlı olduğunu sandığım bir ağır ceza hakimi vardı. O kişi siz olabilirsiniz. Müdürümüz Seydi Vakkas Demir'di. Biz yazı işleri ile ilintiliydik biraz. Sizde staj yapan sonrasında meslektaşlarınız olan Turan Demir ve Kerim Yılmaz vardı. Belki erken yaşta vefat eden Av. Yaşar Ünal'ı da hatırlarsınız. Selam ve saygılar..