- 331 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Merhum Prof. Dr. Tuncer Gülensoy’a Göre Türkolog ve Türkoloji
Bugün Türkiyat’ın aksakallılarından sayılan Tuncer Gülensoy’un ölüm haberini aldık. Merhum ömrünü Türkiyat’a adamış Ahmet Temir mektebinden yetişmiş çok yönlü bir bilim insanıydı. Altayizmden Mongolizme, etimolojiden halkbilimine kadar çok sayıda makale bir kitap yayınladı. Biz bu denememizde merhumun Akçağ Yayınlarından çıkan “Türkoloji Makaleler 1“ isimli kitabından istifade ederek Türkolojiye bakışını sunmaya çalışacağız.
Adı geçen kitapta yer alan “Türkoloji ve Türkolog” makalesinde Gülensoy Türkolog “gönlü Türklük bilimi ile dolu, Türk’ün tarihini, dilini, sanatını , edebiyatını, folklorunu , etnografyasını, mitolojisini, destanlarını, masallarını inceleyen, yorumlayan ve yayımlayan bilim adamı ya da araştırıcısıdır.”( Gülensoy 2017; 829) Tanıma dikkat edilecek olursa Gülensoy Türkiyat’ı dilciliğe indirgemeyen disiplinler arası bir yaklaşım sergilemektedir. Merhum Hocanın sadece sözle değil ilmiyle gösterdiği gayrete rağmen Türkoloji Türkiye’de bazı kesimler tarafından “dilcilik ve edebiyatçılık” mesabesinde algılanmaktadır. Makalenin devamında “ Artık, eski yazma bir eserin transkripsiyonunu yaparak belirli kalıplar üzerinde dil özelliklerini tespit etmekle Türkolog olunmuyor. Ya da Anadolu’nun herhangi bir bölgesinin ağız özelliklerini derleyerek transkripsiyonunu yapıp yayınlamakla da Türkolog ünvanı kazanılmıyor.” ( Gülensoy 2017; 830-31) Yukarıda da izah etmeye çalıştığımız gibi dilciliğe indirgenen Türkiyat anlayışına karşı olan Gülensoy’a göre “Türkolog dilci olduğu kadar, tarihçi, kültür ve sanat tarihçisi, folklorcu, halk edebiyatçısı, etnograf da olacaktır.” ( Gülensoy 2017; 831) Metninde Soğuk Savaş süreci sonrasında teşekkül eden imkanlardan da bahis açan Gülensoy makalenin bitiş kısmında “ (…) yeni nesil Türkologların ve Türkolog adaylarının önünde çok büyük imkanlar bulunmaktadır. Yeter ki sabır, metot ve bilgi ile Türkolojinin bütün konularına eğilebilsinler. Türkoloji o kadar engin bir deniz ki daha binlerce Türkoloğu içinde barındırır.” ( Gülensoy 2017; 832)
Kitapta Türkoloji mefhumu üzerine müstakilen ele alınan makalelerden biri de “Türkçenin ve Türkolojinin Sorunları” makalesidir. “Türkçenin çözülmemiş bazı sorunları Türkolojiyi hâlâ uğraştırmaktadır. Türkolojinin : a. Terim Sorunu b. Transkripsiyon sorunu c. Anadolu ağızlarının sözlüğü sorunu d. Anadolu ağızları atlası sorunu e. Türkçenin tam bir ‘etimolojik sözlüğü’ sorunu f. Türk dili için tek alfabe sorunu g. dil birliği “( Gülensoy 2017; 793) Merhum makalesinin devamında bu meseleleri Orhun Kitabeleri üzerinden örneklendirmektedir. Misal “halk” anlamına gelen “bodun” kelimesi Hüseyin Namık Orkun ve Muharrem Ergin tarafından “budun” şeklinde okunurken Giraud ve Talat Tekin tarafından “bodun” olarak yorumlanmaktadır. Gülensoy’un söylediklerini bir adım öteye götürürsek “Türk” kelimesinin okunuşunda bile ittifak yoktur. Kimi Türkiyatçılar “Türk” olarak okurken kimisi de “Türük” şeklinde okumaktadır. Bu hususa Türükoğlu Gökalp’in Sınırlandırılmış Türk Tarihi ile alakalı metnimizde değinmeye çalışmıştık. İki kez fiilen tanışma şansı bulduğumuz merhum hocamıza ALLAH’TAN rahmet diliyor ve anılması kadar kitaplarının okunmasını, anlaşılmasını temenni ediyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.