- 234 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çalışanlar Geçmişten Günümüze Ne Kazandı Ne Kaybetti
Memur 1999 ve 2008 yıllarında yapılan düzenleme ile bir takım haklarından feragat etmek durumunda bırakılmıştır. Bu sırf memura özgü olmayıp aynı zamanda sigortalı ve bağ-kurluya yönelik olarak da uygulanmıştır. Bunlar nelerdir denildiğinde aşağıda sıralanmıştır. Özellikle yaş ve prim gün sayısı, çarpan katsayısı gibi mevzularla ilgili haklarda ciddi gerilemer olmuştur.
…………………
Emeklilik yaşı bayanlarda 20, erkeklerde 25 iken bu önce kademeli geçiş esas alınmak kaydıyla merhum Özal döneminde kadınlarda elli, erkeklerde elli beş yaşına çıkarılmıştır. Türk insanının yaş ortalaması ve ülkenin çalışılabilirlik düzeyi düşünüldüğünde bu iyi bir kıstas denilmiştir. Ancak merhum Demirel 1991 seçimlerinde tekraren seçim vaadi olarak bunu kadınlarda 20, erkeklerde 25 olarak oya tahvil etmiş ve seçimi kazanarak ve başbakan olarak dediğini tutmuştur. Ancak aynı Demirel Cumhurbaşkanı iken 65 yaşı getiren tasarıya imza koymuştur. Çalışanları EYT meselesi bu nedenledir. Prim gün sayısı dolmuş, alabildiğine aşmış ama insanlar yaşı doldurmamış olduklarından emekli olamamaktadırlar. Oysa bunun çözümü kolaydır. Karşılıklı rızadır. Emekli maaşı ve ikramiyesinde yıla bir puan gibi eksik maaş bağlama yoluna gidilecek olunsa bu iş çözülür.
………………..
Bir diğer husus 5400 prim gün sayısıyla emekli olunabilirken bu 7200 güne çıkarılmıştır. İleriki yılarda bu 9000 gün olarak uygulanacaktır. 3600 günle kısmi emeklilik sağlanırken 1999 yılında 4500 güne, 2008 yılı itibariyle 5400 güne çıkarılmıştır. Hayatta olmayan kişinin dul ve yetimleri 900 gün ile fiili çalışma gerektirmeksizin emeklilik haklarına ulaşabiliyorken bu 1800 güne çıkarılmış ve 900 gününün mutlak fiili sigortalılıkla geçirilmiş olması şartına bağlanmıştır.
………………..
Adına tarım bağ-kur ve sigortalılık, esnaf bağ-kur ve sigortalılık ve bir başka ayrı ve farklı sigortalılık kavramları getirilerek, memurda bunun içine sokularak SGK diye bir kurum ihdas edilmiş mesele çetrefilli bir duruma dönüştürülmüş ve statüleri ciddi anlamda birbirinden farklılık gösterir hale gelmiştir. Memur o tarihe kadar emekli sandığı mensubuyken bu sistemin bir parçası olmuştur. Emeklilikte son 3,5 yıl kavramı çıkarılmış bu süreyi nerede tamamlarsanız oradan emekli olma şartı getirilmiştir. Bu gibi hususlar ciddi hak kayıpları haline gelir olmuş, mağduriyetler yaşanmaya başlanmıştır.
………………..
Memur maaş bağlama oranlarına ilişkin yıllık katsayısı 3 iken 2 ye düşürülmüştür. 25 yıl çalışan memur 75 puana ulaşarak çalıştığı dönemdeki maaşın % 75 ini alabiliyorken, 2 lik katsayı ile ancak yüzde ellisine ulaşabilir olmuştur. Bu şu anlama gelmektedir. Diyelim memur mevcut hakkıyla 6000 lira maaş alabilecekken bu yeni metotla 4000 lira maaş alabilme durumunda kalmıştır. Bununla birlikte sigortalı çalışanlar yaş nedeniyle emekli olamaz ve çalışma durumunda kalırken daha fazla sigorta gün sayısına ulaştığı halde daha az maaş bağlanır hale gelmiştir.
………………….
Kız evlatlar memur anne veya babanın vefatı nedeniyle yetim aylığı bağlanması hususunda memur olarak çalışmama durumunda sigortalı ve bağ-kurluysa anne veya babadan kalan maaşı oranı nispetinde alabilmekteydi ancak yeni yasayla bu hakkını kaybetmiştir.
………………...
Maaş bağlama oranları mecliste milletvekilleri lehine düzeltilmişken bu hak kaybı memurlarda devam etmektedir. Beklenti bu konunun ele alınmasıdır. Hakkaniyet bunu gerektirmektedir. O dönemde yapılan iyi bir düzenleme ise bir kişi eşten anne ve babadan birkaç maaş alırken bunun teke düşürülmesidir. İçlerinden en yüksek olan bir maaşı alabilmesidir. Böylelikle istismar kapısının kapatılmış olmasıdır. Bu uygulamanın iyi tarafı hazinenin boşalmaması, gereksiz peşkeş çekilmemesidir.
Kemal GÜL
09.06.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.