- 409 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
K I Y M A C A
122- KIYMACA
Kırk Adem, köyünde genç yaşında keçi sürüleri otlatan er yiğit bir ço ban. Çobanlık, atalarından yadigar geleneksel bir işi. Özellikle sürüsüyle zorlu kış koşullarında mahrumiyet içinde barakada yaşar. Kar-yağmur, soğuk-ayaz etkilemez. Kepeneğin içine girip doğanın iklimsel aktivilerine meydan okur. Ke çi sürüsüyle doğanın koynunda hemhal olur. Çobanlar çok zor bir iş yapan e mekçi, hakkı ödenmez.
Doğanın yemyeşile büründüğü, bazı meyve ağaçlarının kırmızı beyaz çiçeklerin silkeleyip meyveye dönüşmeye başladığı bir bahar günü. Üzüm as ma yaprakları büyümeye başladığı bir an. Kırk Adem topladığı ekşimtrak asma yapraklarından yüzünü ekşiterek yer. Yaprağın ekşiliği yeni fikirler oluşturur beyninde. Akşam yemeği için pişirilecek bulgur çorbasının içine taze yeşil yap rağı sarıp sarmalamadan katılırsa ekşili bir çorba olacağın düşünür.
Kırk Adem sürüyü kuşluk vakti sağım için ılkılığa götürünce bu fikrini sağımcı kadınlarla paylaşır. Böyle bir yemeği bu güne kadar yapıp yemeyen sa ğımcılar çok ilginç bulur. Bu yemeği yapmanın çok kolay olacağı tahmin edilir. Yiyenin ise, ekşi tadıyla damağını ferahlatacağının aşikarlığına inanırlar.
Ertesi gün süt sağımı için gelen kadınlar, Kırk Adem’e bir tencere ekşi asma yapraklı bulgur çorbasın yemek olarak getirirler. Kadınlar keçileri sağar ken K.Adem, asma yaprakları çenesine değdire değdire iki tas yemek yer. Kaşı ğın kenarından sarkan asma yaprağının ağız kenarına bulaşmaması imkansız. Geçen zaman içinde bu yemek ev kadınlarınca da beğenilir. Taze asma yaprak ları bahar aylarında pişirilip sofraya getirilir. Bir öğün savdığı gibi yapması ko lay olduğu için kadınların can simidi bir yemek. Adını soranlara ise; “Nazlım asma yapraklarını kıyıp sarıp sarmalamadıkları için büsbütün yemeğin içinde pişirildiğinden, “Kıymaca” olarak açıklanır. Büyükten küçüğe yemeği yiyen herkes çok beğenir. Taze yaprak mevsiminde, her aile sofrasında Kıymaca aşa ğı, kıymaca yukarı derken afiyetle yenir. afiyetle yenir. Batırma ve yaprak sar ma yapmak için kışa hazırlanan salamura yapraklada kışında yapılır.
Kırk adem’in köyüne civar illerinden bir öğretmen atanır. Köye gelen öğretmenin ilk bulacağı, muhatap olacağı kişilerden birisi de Köy muhtarı. Muhtar öğretmeni akşam evine misafir eder. Evin hanımı ailesi için Kıymaca pişirmiştir. Ansızın misafir gelince eli ayağına dolaşır. Hemen yemeğe geçildiği için yapacak bir şeyde bulamaz. Akşam yemeği sofrasında “Kıymaca” yemeği ikram edilir. Öğretmen beğenerek tabağındaki yemeği bitirir. Bu güne kadar böyle lezetli bir yemek yememiştir. Bir tabak daha isterken ev sahibi muhtara yemeğin adını sorar.
“Muhtarım yediğimiz bu yemeğin adı nedir.” Muhtar ; “- Bu yemeğe Kıymaca derler, öğretmenim” diye cevaplar.
Öğretmen; “-Muhtarım sizin köyün bayanları üşendiklerinden yaprağı sarma yıp, yani yaprak sarma yapmayıp tencerede büsbütün pişirdikleri için çok lez zetli bir yemeğe imza atmışlar. İnşallah en kısa sürede tekrarını yeriz. Yemeği
yapanların eline ve emeğine sağlık. Çok teşekür ederim” diyerek memnuniye tin ifade eder.
Kıymaca yemeği, Kırk adem’in köyünden başka yerlerde bilinip yenili yor mu bilmiyorum. Ana maddesi pilavlık bulgur ve asma yaprağı. Yaprağın ek şili oluşundan dolayı limon istemeyen sulu lezzetli ve bir yemek. Bilip yiyenlere afiyet olsun.
Süleyman YILDIZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.