Kibrit
Elindeki kibriti yaktı ve karşısında dolu gözlerle ona bakan ürkek küçüğe doğru fırlattı. Hiçbir şey demeden arkasını döndü, odadan çıktı ve kapıyı kilitledi. Tepkisiz bir ifadeyle kapının önünde dikildi ve olacakları beklemeye başladı. Önce ağlamayla karışık çığlıklar duydu. Sonra sesler azalmaya başladı. Sesler azaldıkça dumanlar çoğaldı, dumanlar çoğaldıkça sesler azaldı. Küçük artık ağlamıyordu. Artık o tiz çığlıklar gelmiyordu odadan. Dumanların sesini yutuşunu izlerken bir damla yaş aktı gözünden. Gitmeden önce durup son kez yaktığı çocukluğuna baktı. "Keşke böyle olmak zorunda kalmasaydı." dedi içinden. Yanağında bir ıslaklık hissetti. Ağlıyor muydu? Hayır hayır! Bunu yapmak için yıllardır bekliyordu, neden ağlasındı? Böyle düşünmüştü, uyanıp yastığındaki yaşları fark edene kadar...
GÖKÇEN