- 290 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yakışanda Bizden Yakışmayanda...
...
Ah be Albayım..
Onca zaman anlattım sana, içime düşen, düştüğü zaman da kalkıp gitmeyen ne varsa..
Adı konmuş veya konmamış ne varsa anlattım sana işte Albayım, olur da geceme ışık, yoluma yoldaş, günüme şans, düşlerime bir rüya olursun diye, yanılttın beni ve bu koca dünya da bir başıma bıraktın Albayım...
"Aah herkese bir park lazım tek başına ağlamalık" diyordu ya şair, heskesi geçtim bana da bir ülke lazım tek başına ağlayıp tek başına yaşamalık, tek başına iktidar olup, o iktidara tek başına muhalefet olmalık...
Gelmesini bilip, gitmesini bilmeyen düşüncelerden bahsettim size, bir sancı gibi, ansızın içine düşen korku gibi, yuvayı yapmadan yıkan şüphe gibi, yüzüne düşen bir tebessüm gibi, ve o tebessümü çok sürmeden top yekün seferberlik ilan ederek yıkan kaygı gibi...
Çocukluğumuzu çok hızlı yaşadık biz ve ondan sonra yüzümüzde bir mülteci gibi kaldı tebessümler, geldi ve çabucak gitti, kalmak bilmeyen gülüşlerin uğrak yeri olduk biz Albayım..
Yoldan geçen ve bir daha aynı yolda karşılaşma ihtimali olmayan iki yabancı gibiydik mutlulukla, çünkü bize daha çocukken öğrettiler mutluluğun konar göçer olduğunu, sonra mı; aklımız yettiği vakit mutluluğu beklemekten vazgeçtik, çünkü zamanın bir yerinde uğramıştı bize mutluluk ama o zamanlar biz daha çocuktuk, zamansız uğradı işte, asıl ihtiyacımız olan yerde ise hüzünlere kucak açtık, en üryan gelişmelerde hüzünlere gebe kaldık ateşler içinde..
Albayım, Albayım yanlışın olmasın biz zamanın saptığı noktaya denk geldik, zaten sonrası hep bir iç savaş, hep bir kargaşa, hep bir geçim kaygısı, hep fazla mesai, hep yeni doğan bebeğe veremediğimiz sevgi, ve elimizden kayıp giden zaman işte...
Yeni doğan bir bebek, ve ona veremediğimiz sevgi birde ona ayıramadığımız zaman, hiç yabancı gelmiyor değil mi Albayım, yoksa büyüklerimizde bunlardan yoksun ve habersiz büyüdü, onlarada mı öğretmediler bunları ayıp etmişler işte...
Nereden geliyor bu ney, hangi makamdan girdi bu neyzen, içimde kasırgalar kopuyor, ah çektiğim yerdeyim, çocukluğumdan kalan ne kadar güzel ne kadar kötü ve ne kadar anlamsız hatıra varsa kaldırıp köşeye attığım yerdeyim, eskisi gibi de değilim, sesli düşünüyorum, insanlara aldırış etmeden, annem ve babam yanımda ölürken, insanlığı ellerimde öldürüyorum, acım Albayım, acım içime sığmıyor, paylaşmak güzeldi ya hani, acımı insanlıkla paylaşmak istiyorum, benim canım yandı, insanlığın da canı yansın istiyorum işte...
Geldiği gibi gitmek bilmeyen, çocukken sevmediğimiz misafirler gibi geliyor aklı selim olmayan düşüncelerim, kendi geldiği yetmezmiş gibi bir de yandaş medyasını alıp geliyor, oysa ben en son tek başına yaşamalık bir ülkede kendi başıma iktidar olmuştum konu ne ara buraya geldi, aşk olsun sana Albayım, o kadar söyledim sana ben şu kalemi elime aldığım zaman bana dur de, diye, bak yine olur olmadık şeyler yazdık yakıştı mı şimdi bu bize?
"Olsun evladım olsun yakışanda bizden yakışmayanda bizden" der gibi bakışın yok mu Albayım, bu sefer de senin dediğin gibi olsun be Albayım, yakışanda bizden yakışmayanda...
Aşkın Şairi /7.His
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.