Ontolojik Şiir İncelemesi
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ontolojik (varlık bilimsel) sanat incelemesinde, sanat yapıtı aşağıdaki beş tabakada incelenir. Son yıllarda üniversitelerin tez çalışmaları da bu yöntemle yapılmaktadır.
Aşağıda, sitemiz şairlerinden Afet (İnce) Kırat’ın bir şiirinin ontolojik yöntemle çözümlenmesi vardır.
Alev Nefesli Evde -2
Alev nefesli evler hıçkırıyor derinden
Güneşi göremiyor dinmeyen kederinden
Günah! Şekva edemez çileli kaderinden
Hangi toprağa basmış kana bulanmış postal?
Hangi semadan düşmüş kanadı kırık kartal?
Uğruna can verilen vatan kimin vatanı?
Bu günahkâr dünyanın biter mi militanı?
Mutlu mu edecekler Suriyeli sultanı?
Renginden utanıyor tabutta solan çiçek
Savaşkopat oyunu nasıl oluyor gerçek.
Masumların başında insaf bilmez bir pençe
Büyüyor yeryüzünde deva bulmaz şirpençe
Karıştırıp dururlar dünya kazan kim kepçe
Dibi tutmaz korkmayın altını kısmıştır Hak
Durun! Ebrehe gibi, olmadan siz de helak.
Alev nefesli evde garibin oğlu mehmet
Bir bayrağa sarılı herkes dilerken rahmet
Peşindeki gözlerden okunurken vahamet
Bir çığlık gömülüyor iki büklümken beden
Fısıltılar doğuyor şehit mi bunlar, neden?
Ses tabakası: Dört birimlik bu şiir 111 sözcükten oluşmuş. Şiirin tamamına “e”(74) ve “i”(44) sesleri hakimdir. Şairin sorgulamasının arttığı bölümlerde ise kalın “a”(67) kullanımla ahenge etki ediyor. “Hangi toprağa basmış kana bulanmış postal?/Hangi semadan düşmüş kanadı kırık kartal?” dizelerinde “a” asonası; “Güneşi göremiyor dinmeyen kederinden” ve “Alev nefesli evler hıçkırıyor derinden” dizelerinde “e” asonası mevcuttur. Yumuşak sürekli “n”(60) ve “r”(49) ünsüzleri ise şiirin bütününe yayılmıştır. 7+7’lik hece ölçüsüyle yazılan şiirde bir diğer ahenk unsuru ise dize sonlarında kullanılan tam ve zengin uyaklardır. Şiir aaabb, cccdd, eeeff,ggghh uyak düzeniyle modern bir biçimde yazılmıştır. Yine soru cümlelerindeki vurgu da ahenge çeşitlilik katmıştır.
Anlam tabakası: Bazı yerlerin manevi atmosferi vardır. Bir şehit evi de rahmet dilemeye gelenlerin varlığıyla manevi bir hale dönüşür ve bu manevi hava, içeri girenlerin yüzüne alev gibi yakıcı bir şekilde çarpar. Evde hıçkıran; ağlayanlar değil, adeta evin kendidir. Burada ad aktarması (mecazı mürsel) yapılmıştır. Evdekiler gece boyunca ağlamış günün farkında değillerdir. Bundan sonra orası acılı bir evdir, fakat bu halden şikâyetçi olamamaktadırlar. Yine bu birimde postal ile asker kastedildiği için mecazı mürsel; kanadı kırık kartala benzetilen şehit asker olduğu için de istiare (eğretileme) sanatı vardır. “Hangi” sözcüklerinde ise tekrir sanatı vardır.
Şiirin ikinci biriminde şiir öznesi adeta şehit evine gelenlerin hislerine tercüman olmuş ve bir sorgulama içine girmiştir. Şehit asker bu defa da solan çiçeğe benzetildiği için istiare yapılmıştır. Savaşkopat kullanımıyla da bir sözcüksel sapma yapılmıştır.
Üçüncü birimde şiir öznesi siyasi bir eleştiri içindedir. Şiirde adı geçen Ebrehe ise, Kabe’yi yıkmaya gelen ama Kuran’a göre ebabil kuşlarının pişmiş toprak (sicil) atmasıyla helak olmuş ordu komutanıdır. Bu olaya telmih (sanatı) vardır.
Son birimde şehidin bayrağa sarılı tabutu betimlenmiştir. Bu haldeyken duyulan şehit yakının çığlığıdır. O çığlığın sonunda ise kalabalık içinde bir fısıltı dolaşmaktadır ve şehitlik kavramı sorgulanmaktadır.
Bütün bunlardan anlaşılacağı gibi şair, duygu ve düşüncelerinde samimidir. Anlaşılır olmayı hedeflemiş, şehitlik konusuna mesafeli durmuş, eleştirel bir üslup kullanmıştır.
Nesne (obje) tabakası: Şiirin asıl objesi şehit düşen mehmetçiktir. Ev, tabut ve rahmet dilemeye gelenler diğer objelerdir. Her üç obje de hareketlidir. Şehit için kullanılan “Renginden utanıyor tabutta solan çiçek” dizesinde şehit kişileştirilmiş şair adeta bir einfühlunk yaşamıştır.
Karakter tabakası: Afet Kırat altı çocuk annesi irfan sahibi bir Anadolu kadınıdır. Çok sayıda şiiri vardır. Sanatçı ruhu muhalif olmayı gerektirir. Şair herkesin gördüğünden, duyduğundan farklı hisleri de duyumsayıp dile getirir. Bu şiirde savaşı, psikopatça oynanan bir oyuna benzetmiş ve karşı olduğunu belirtmiştir. Şiirde genelde toplumdaki, özelde şehit evindeki suskunluğun ardındaki kuşkuları sorgulamıştır. Çünkü inancındaki şehitlik kavramıyla, siyasi bir tercihin sonucu yurt dışında hayatını kaybedenler arasında fark vardır. Şüphesiz ki gittiği şehit evinin psikolojisi onu derinden etkilemiştir. Ruhuna yansıyan keder onda askerlerin hayatını kaybetmesine yol açan tercihten şikâyet etmesine de neden olmuştur.
Alın yazısı (kader) tabakası: Kutsal değerleri korumak için insanların canlarını vermesi tarih boyu görülmüş bir fedakârlıktır. Vatanın korunması da bunlardan biridir. Fakat terörü önlemek için denilerek, yurt dışına askerlerin gönderilmesi ve oralarda askerlerin hayatını kaybetmeleri sessiz bir sorgulamayı doğurmaktadır. Yaşadığımız inanç toplumunda her türlü ölümün kader olduğuna inanılmaktadır.
YORUMLAR
Şiir incelemesi için güzel bir örnek, yazmaktan daha çok maharet isteyen bir uğraş. Ancak kimsenin öğrenmek gibi bir çabası yok. Şiirlerin bile okunmadan kopyala yapıştır tekniğiyle savsaklandığı yerde çaba sarf etmeye değmez sanırım. Keşke benim şiirimi değil daha popüler bir şairin şiirine zaman harcasaydın. Yine de sana sonsuz teşekkürler.
UFFUK
Afet İnce Kırat
İbrahim Kurt
Şiir akıl, duygu ve hayal üçgeninin birleştiği noktadır. – Afet Kırat
Şiiri yazarken önce duygular devreye girer. Zaman geçtikçe o anki duygular değiştiğinde yazan için anlamını kaybeder. Şiirlerin yıllar sonrasında değiştirilmesi o yüzdendir. Bazı duygular insanın içine öyle bir yerleşir ki ruha hiç değişmez. Her ne sebep olursa olsun yazılanlar değiştirilemez. Bu şiir de onlardan birisiydi. Gerek şehit yakını olmam, gerekse gündemden düşmeyen olaylar yüzünden sürekli kanayan bir yara haline dönmüş ve kabuk bağlamamıştır.
Akıl şiirin bence en gerekli birimidir. İçine araştırma, bilgi de eklenerek şiirin güçlü olması sağlanır. Bu şiirde şayet edebi sanatlar konusunda bilgi sahibi olmasaydım sanatsal değeri olmayabilirdi. Tesadüf eseri edebi sanatlar bulunabilirdi belki ama çoğunu ben bilerek seçtim kelimeler içinden.
Hayaller sayesinde empati de bunun içine dahil edilmelidir şiirin uçmasını sağlar. Simge sayılmayacak edebi bağdaştırmalar bu sayede ortaya çıkıyor.
Şiir sis perdesi arkasındaki bir çift gözdür. Sis kalın olursa fark edilmez, kaldırılırsa kime baktığı anlaşılır. Şiiri şiir yapan merak uyandıran gizemidir. Şiirlerimde tamamen kapalı, anlaşılmaz bir anlatımı seçmemeye gayret ediyorum.
Bu şiiri 2017 yılında çalışarak, hissederek, düşünerek yazmıştım. 2019 yılında başlatılan PENÇE HAREKATIYLA ilgisi yoktur.
Şiir yazmak ve şiiri yakalamak ne kadar zor olsa da aynı hisleri ve düşünceleri paylaşmayan bir insanın kendisi yazmış gibi çözümlemesi incelemesi bence daha zor ve bilgi isteyen bir durumu işaret eder.
Bu sebepten sonsuz teşekkürlerimi sunarım değerli insan. Saygılarımla.