- 313 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜM BİRİKTİRMİŞTİ HEP PAZAR GÜNÜ YALNIZLIKLARINDA
Adam trafikte arabada. Uyuklarken duyduğu koku tütün, kolonya, kirli deri kokusu.
Camlarda sanki eylül buğusu saklanmış. Camı araladığında tüm kokular uçtu gitti.
Uykusu açıldı. İçi ürperdi. Adam ceketinin düğmelerini açıp bir sigara yaktı.
Başını geriye yasladı. Sigaranın dumanını yavaşça tavana doğru üfledi. Akne bozuntusu yüzünden bir tebessüm döküldü. Sokaktaki ışığın hünerli buruşukluğunu seyrederken.
Bu sıcak ve sakin anın tadını çıkardı. Arabadan indi. Sokaklar zifiri gece. Bu geceye serpiyordu adımlarını. Adam ceketinin düğmelerini ilikledi. Yakasını kaldırdı. Paltosunun önü açık. Kar kokuyordu ortalık. Yanından geçenlere “hoşça kalın “derken soğuk havada, ağzından buhar çıktı. Kemirdi soğuk hava gözlerini. Karın beyaz büyüsü kaldırımdaki bütün izlerini örttü. Elleri hala arabanın sıcaklığını taşıyordu. Eve girdi. Paltosunu çıkarıp astı.
Odalar boş. Karanlık. Kışın kadim kuytusunda soğuklar çeviriyor sayfalarını.
Koltuğa bıraktı kendisini. Ensesini baş koyma yerine dayadı. Gerindi. Bacaklarını uzattı.
Ev tütün, kolonya, kirli deri kokuyordu. Adam ürperdi. Sigaradan göğsü hırlıyordu. Zor nefes alıyordu. Hastalık dördüncü evredeydi artık. Gözünde yaşlar birikti. Dudaklarında hüznün tuzlu tadı. Mumları eriten gece hüznünün. Ağzında boğazında tütün ve kolonya tadını hissetti. Hüznün tuzlu tadına karışmış. “Daha değil “diye söylendi, korkuyla “daha değil” .”Perde kapanmadan kısa bir süre önce en azından son bir ateş harlanmaz mıydı, bu ateşle birlikte de her şey büyük sona doğru gitmez miydi” diye söylendi.
Gözleri parmaklarında gezindi. Sağ elinin işaret ve orta parmaklarında. Katran kokusu ve nikotin lezzeti vardı ağzında. Alınyazısını okumak ister gibi avucundaki o iki soluk çizgiye baktı. Tütüne duyduğu ihtiras yüzünden ağzı kuruyuvermişti. Adam ceketinin cebinden sigarasını çıkarttı. Ufak bir ışık, çakmağının alevi. Küçük bir duman… Bir sigara yalnızlığı sisli harman tütsüsü. Başını tekrar koltuğa dayadı.”bi’ sen eksiksin yanı başımda ”dedi” bi ‘sen eksiksin”. Sigaranın dumanını yavaşça tavana doğru üfledi. Burun deliklerinde ince bir tütün rüzgârı. Tütüne sızdı ağır ağır yorgunluk çizgisi. Geçmiş yaşantısı dumanlı nikotin katran tadında. Arkasındaki camlı kapıdan buz gibi soğuk sırtına geliyordu. Ocak ayının ağarmış uzaklarına doğru dikilmişti utangaç kış. Ceketinin düğmelerini tamamen açtı. Ölüm biriktirmişti hep pazar günü yalnızlıklarında. Birikmiş korkunun büyüdü gözleri. Günlüklere saklandı melodiler. Çıldırasıya siyahtı unutmalar. Bi’ onun kumlara bulanmış nemli bakışları hatırında. Son şiirlerine hanımelilerine karışmış akasyaların soluyuşunu bırakmıştı.
Artık adamın içine kar kar yağıyordu kış. Gelincik maskeli mezar kazıcılarını gördü dumanlarının dalgalanmasında. Kehribarın alaca buğusunu defnederken ay. Karın beyaz büyüsü altında. Vedalaştı teni ruhuyla. Şimdi kımıltısızdı eli. Kışı yaşamış ardıç dalları gibi.
………………………………………..
Hayalperest bir Çingene’nin gözbebeklerinde ürkek gün doğumları vardı. Uyku öncesinde ninni söylerken. Dışarıda havayı temizleyen kuru ayaz. Dantelâ gölgeler boşlukta sallanıyordu.
“Böyle gece güzel gece. Düş kurmaya elverişli gece.”
…………………………
…………………………
…………………………
FATMA LEYLȂ DENİZ
08/02/2020
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.