- 466 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
ANESTEZİ 2 / 5. BÖLÜM
5. Bölüm
Hemşirenin birisi bana burada çok güzel kitap okuyabileceğimi söylemişti. Kitabı nereden bulacağım dediğimde bana ben bulurum diye söyledi. Kitap okumayı pek sevmiyordum. En son lisede ders kitabından başka kitap okumamıştım. Belki bir kaç klasik eser okumuştum. Ivan Turganyev İlk Aşk, Yahudi asıllı yazar, Franz Kafka ve yine yahudi yazar Stefan Zweig Satranç ve böyle bir kaç yazar. Yahudilerin kitaplarını okumayı severdim. Çünkü içerisinde gizli mesajlar verirlerdi. Bugüne kadar verilen mesajları anlayan çok az insan vardı. Belki de bu bir yanılgı da olabilir. Lakin bu kitap okuma teklifi değerlendirmeliydim başka bir sosyal aktı aktivite yoktu. Bir yazarın yeni kitabı çıkmış internet üzerinden 23 tl ye satın almış. Bana getirdi kitabın üzerinde STRATONİKEİA yazıyordu. Hiç sevmezdim böyle tarihi kitapları taştan çömlekten bahsettiğine emindim. Kitabı elime aldığımda ince okunası bir kitaptı. Önce kitabın arka yazısına göz attım. Çok enteresan bir paragraftı. Çarpık bir ilişkiyi anlatıyordu. Hemşire " ne garip değil mi, bunu yazan kişi yıllarca araştırma yapıp emek çekip bir günde dumana verdiğimiz paraya bunu satıyor, " dedi. Gülümsedi ve devam etti, " kitap aslında bir ihtiyaçtır ben her ay bir veya iki kitap alır okurum. Bu kitabı dün bitirdim, harika bir aşk hikayesi bence," dedi ve kitaba göz atarken buhar taktı. "Birazdan tekrar gelirim" diyerek uzaklaştı. Hergun gece uyku ilacı vermelerine rağmen uyku adeta haram olmuştu. Kesinlikle uyuyamıyordum. Hangi gündeyiz ayın kaçı saat kaç, kaç gün daha burada duracağım, bilmiyordum. Eşim küçücük kızım ne yapıyordu beni özlemiş miydi? Bilmiyordum. Tek bildiğim şey vardı ben burada yavaş yavaş tükeniyorum. Bacak ve kol kaslarım adeta erimişti. Bacaklarıma bakınca bunu hissedebiliyordum. Oysa egzersiz bile yapıyordum yattığım yerden fakat bu uzun süreli olmuyordu. O gece yine çok soğuktu. Hemşire geldiğinde ondan yedek pike istedim. Güzel yüzlü gencecik bir bayandı. Pike bir türlü gelmiyordu. Çok soğuktu elim ayağım buz kesmişti, Hemşire geldi ve camın arkasında durdu. Yine benim klasöre birseyler yazdı ve pikeyi klasörün üzerine bırakıp gitti. Beş on adım daha atıp içeri getirmedi. Bir anda sinirlerim tavan yaptı. Gözlerimi hiç ayırmadan disarda kim ne yapıyor ne ediyor izlediğim için bunun asistan doktorlardan daha zayıf olanı ile sevgili olduğunu düşünüyordum. Kendi kendime bunun ispatı için bir iddiaya girdim. Bunu kendimce ispatlayacaktım. Birbirlerine bakışları herseyi ele veriyordu. Bunların ikisinide sevmemiştim ve en nihayetinde yatağa bağımlıda olsam bunlarla uğrasabilirdim. Biraz sonra yine kapıdan girdiler ve o hemşire hemen yanımda ki olmaya girdi. Bir panik havasında başka bir hemşireye ünledi, hemşirenin durumuna bakınca içerdiğinden daha tecrübeli olduğu belliydi. İçeri girdiler uğraşmaya başladılar. "Nefes alamıyor" diyorlardı. Asistan doktor içeri girdi, "Nefes alamıyor mu" dedi. Icerde ki kalabalık "evet Nefes alamıyor" diyerek panik içindeydiler. Asistan ve hemşireler büyük bir uğraş içindeydiler. Benim odama kadar hastadan gelen bir ses, "gığğğk" sonrasında tekrar bir telaş derken bi hayli zaman geçmişti. Sonunda yine bir sessizlik. İyice üşümüştüm. Pike dışarıdan bana bakar gibi duruyordu. Artık dayananadım bağırdım, " buraya bakan yokmu, kimse yok mu" diyerek. Ayağımı yatağın kenarlarına vuruyordum. Gelen giden ses yok. Sağa sola vurmaya başladım. Lakin gelmiyorlar yan odada birseyler ile uğraşıyorlardı. Belki sesim soluğum çıkmıyordu veya halisinasyon mu görüyordum. Kimse gelmiyor hatta bakmıyorlardı. Kesin rüya olmalıydı bir yumruk atarak hemen yanımda ki cihaz ve kabloların olduğu masayı öteye ittirdim, parmağıma takılı olan Nefes ve nabız ölçer düştü. Hemen o genç olan hemşire geldi. "Beyefendi neden durmuyorsunuz, yan tarafta bir hayat kurtarmaya çalışıyoruz" dedi. "Yapma ya burada da bir hayat soğuktan sona eriyordu" deyince, sonradan içeri giren hasta bakıcı, "soğuktan kimse ölmez ama Nefes alamayınca ölür" dedi. Bende onun kolunu sıkıca tuttum ve "elimin soğukluğunu hissedebiliyor musun, Sarıkamış da 90 bin şehit soğuktan ölmüş, benim gibi şu an akciğerleri asgari görevlerini yapmayan birisi sence soğuk algınlığı sonucunda ne olur" dedim ve elini bıraktım. Hiç cevap vermeden her zamanki gibi idrar torbasını boşaltmaya başladı. Pikeyi güzelce üzerime örttüler, ama halen çok soğuktu. Ellerim mosmor olmuştu. Hemşire ve hasta bakıcı uyku ilaçlarımı verdikten sonra odadan ayrıldılar. Bir ara bizim genç hemşire gözden kayboldu yoktu. Onun yerine başka bakacak olan hemsirede yoktu. Hastalar Allah a emanet duruyorlardı. Bizim genç ve korpecik güzeller güzeli hemşiremiz nereye gitmişti acaba, Belki kariyerinin ilk evrelerinde popüler olan asistan doktorumuza yardım mı ediyordu. Seneye belki hemsirelikten doktor eşliğine mi terfi edecekti. Nede olsa burada duranlardan ben hariç 65 yaş altı yoktu. Genç bir kızın doktorla evlenme ihtimali mi? Yoksa 65 yaş üstü sabunlukların ölme ihtimali mi? Onun için önemli olan sadece kendi geleceği yakışıklı ve kariyer sahibi bir doktor ile evlenmekti. Bende onun yerinde olsam aynısını yapardım.
Aman Allahim neler düşünüyordum. Kendi kendime iç dünyamda enteresan dedikodular başlamıştı. Uykusuzluk ve ilaçlar beni ne hale getirmişti. Bu tür düşünceler benim için çok absürt dusuncelerdi. Derken bizim hemşirenin ta ilerde ki koridor kapısından girdiğini gördüm. Hiç gelmedi yanıma ve kimseyi kontrol bile etmedi. Sandalyeleri birleştirip yattı.
YORUMLAR
mavitükenmez
Size ilgi ve alakanizdan dolayı çok teşekkür ederim efendim sagolun sağlıcakla kalınız
HERFE
Etkileyici bir anlatım bir solukta okuduğum.
Kalemin ve yüreğin de zaferi...
Sonsuz selam saygılarımla dost yazarım
mavitükenmez
Sağlık mutluluk sizinle olsun
Saygılarımla
mavitükenmez
Sağlık ve huzur dolu günler dilerim.
Saygılarımla